Harun Yahya


Giriş



İnsanlar doğadaki canlıların yaptıkları bazı işlemler hakkında ancak deney, gözlem ya da araştırma yaparak bilgi sahibi olabilirler. Bunu örnekler vererek görebiliriz:

Su altında yaşayan nilüferlerin güneşe ulaşarak fotosentez yapabilmesi için nasıl bir sisteme gerek duyacağını öğrenmenin bizim için tek yöntemi, o bitkinin gelişimini izlemek ve genel yapısı üzerinde incelemeler yapmaktır.

Savunma mekanizması olarak vücudunda iki ayrı patlayıcı kimyasal madde bulunan bombardıman böceğinin, nasıl olup da havaya uçmadığı sorusunun cevabı ise ancak yine araştırmalar sonucunda elde edilecek bir bilgidir.

Zifiri karanlıkta bir yarasanın avını hiç zorlanmadan ilk seferde nasıl yakaladığı, hangi sistemi kullanarak bunu başardığı sorusu ise yine gözleme ve araştırmalara dayalı olarak cevaplanabilir.

Bunlar gibi her canlının üremesi, beslenmesi, barınması ve korunması gibi konularda verilebilecek binlerce örnek vardır. Ancak bu örnekler arasında, üzerinde mutlaka durup, düşünülmesi gereken çok önemli bir ortak nokta bulunmaktadır. İnsanların araştırma, inceleme sonucu elde ettikleri, bilgiye dayalı olan tüm bu işlemleri söz konusu canlılar var oldukları ilk günden beri milyonlarca yıldır, üstelik de kusursuz bir şekilde yapmaktadırlar. İşte bu noktada düşünen ve aklını kullanmayı bilen insanın aklına çeşitli sorular gelir: Canlılardaki benzersiz çeşitliliğin kaynağı nedir? Tümü bir bilincin ve aklın delili olan bu sistemler nasıl ortaya çıkmıştır? Bu bilinç, hayvanların ve bitkilerin kendilerine mi aittir?

Elbette ki böyle birbirine bağlı mekanizmaları oluşturanlar, bu canlıların kendileri değildir; karar veren ve bu kararı uygulayanlar da bu canlılar değildir. Her detayında üstün bir bilgi bulunan canlılardaki tasarımlar, rastlantılarla da açıklanamaz. Çünkü bu kusursuz sistemlerin kendi kendine oluşması asla mümkün değildir.

Yeryüzündeki tüm canlılara ihtiyaçları olan özellikleri veren, onlara neler yapmaları gerektiğini ilham eden kısacası onları yaratan, üstün bir akıl ve ilim sahibi bir Yaratıcı vardır. Sayısız delilini gördüğümüz bu benzersiz aklın ve sınırsız ilmin sahibi hiç kuşkusuz tüm alemlerin Rabbi olan Allah'tır. 

Allah bir ayetinde şöyle emretmektedir:

Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık ö-ğüt alıp düşünmez misiniz? (Nahl Suresi, 17)

Bu kitapta, Allah'ın emri gereği üzerinde dikkatle düşünülmesi için O'nun göklerde ve yerde yarattığı milyonlarca delilden bazı örnekler verilmiştir.

Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü