Harun Yahya



Giriş



Eski Yunan'dan günümüze kadar materyalistler tarafından hayatın kökenine açıklama getirmek için kullanılan evrim düşüncesi, bilim dünyasına 19. yüzyılda Charles Darwin'in Türlerin Kökeni adlı kitabı ile girdi. 19. yüzyılda büyük bir tırmanış gösteren materyalist felsefeyi savunanlar, canlılığın nasıl ortaya çıktığı sorusuna cevap olarak evrim teorisini sahiplendiler ancak bu teorinin bilimsel dayanaklarını sorgulamadılar.





bilimsel bulgu


20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren elde edilen bilimsel bulgular, evrim teorisinin çöküşünü hazırlamaya başladı.





Darwin de kitabında bazı biyolojik olgulardan hareketle çıkarımlar yapmak dışında, teorisini kanıtlayan somut bir bilimsel delil sunmuyordu; delillerin bulunmasını ise zamana bırakmıştı. Özellikle de teorisini destekleyeceğini umduğu fosillerin, gelecekte ortaya çıkarılacağını ileri sürmüştü.

Canlıları Allah'ın yarattığı gerçeğini inkar edenlerin, bilimsel zayıflığına rağmen, dört elle sarıldıkları evrim teorisi, kısa sürede bilim dünyasına hakim oldu. Bilimsel dergilerden okul kitaplarına kadar evrim teorisi bilimsel olarak ispatlanmış ve hayatın kökenine dair tek geçerli açıklama gibi insanlara anlatıldı. Teorinin yanlışlıklarını ve mantıksızlıklarını gösteren bilim adamları ise ya akademik kariyerlerine yönelik tehditlerle susturuldular ya da "dogmatik" veya "bilime karşı" olmakla suçlanarak etkisizleştirilmeye çalışıldılar. Materyalist ideolojilerin savunucuları, 150 yıl boyunca evrim teorisini ellerinde hiçbir delil olmadan, salt propaganda metodlarıyla kitlelere empoze ettiler.

Ancak 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren evrim teorisinin bilim dünyasında edindiği yer sallanmaya başladı. Paleontolojiden biyolojiye, anatomiden genetik bilimine kadar birçok bilim dalında yapılan gözlem ve deneyler, evrim teorisinin aleyhinde sonuçlar vermeye başladı. Evrimciler, bir anda kendilerini ve teorilerini yeni bilimsel bulgulara karşı savunur durumda buldular. 21. yüzyıla gelindiğinde, evrim teorisi tüm dünyada geniş çaplı tartışılan, itibarını büyük ölçüde yitirmiş, her an çöküşü beklenen bir teori haline geldi. Nature, Science, New Scientist, Scientific American gibi dünyaca ünlü bilim dergileri dahi, satır aralarında evrim teorisi ile ilgili şüphe ve sorunları daha sık dile getirir oldular.

Peki evrim teorisinin bir anda hızla çöküşüne neden olan bulgular nelerdi? Bunları üç ana başlık altında toplamak mümkündür:


1.  Biyologlar, canlılığın son derece kompleks yapılardan oluştuğunu keşfettiler. Proteinlerin, DNA ve hücrenin indirgenemez kompleksliğe sahip olduğu, evrim teorisinin iddia ettiği gibi tesadüfen oluşmalarının imkansız olduğu anlaşıldı. Bu imkansızlıklar matematiksel olarak da hesaplandı.
2.  Evrimin mekanizmaları olarak öne sürülen doğal seleksiyon ve mutasyonların canlıları evrimleştirici güçleri olmadığı anlaşıldı. Doğal seleksiyon canlılara yeni bir genetik bilgi katmıyor, mutasyonlar ise genetik bilgiyi sadece tahrip ediyorlardı.
3.  Fosil kayıtlarında evrimcilerin bulmayı umdukları, türlerin birbirlerinden evrimleştiklerinin delili sayılacak olan "ara geçiş formlarına" rastlanmadı. Canlı türleri fosil kayıtlarında aniden ve kendilerine özgün eksiksiz yapılarıyla ortaya çıkıyorlar ve fosil kayıtlarından kaybolana kadar hiçbir değişikliğe uğramıyorlardı.

Bu kitabın konusu, evrim teorisini çökerten üstteki bilimsel gelişmelerden üçüncüsü, yani fosil kayıtlarıdır.

Kitabı okumaya geçmeden önce şunu hatırlatmak gerekir ki, "ara geçiş formları'nın" fosil kayıtlarında olmayışı evrim teorisinin çöküşü için tek başına yeterlidir. Teorinin kurucusu Darwin de bu gerçeği kabul etmiş ve kitabında ara geçiş formlarının neden bulunmadığını sorguladıktan sonra, "belki de bu benim teorime karşı ileri sürülecek en büyük itiraz olacaktır."1 demiştir.

Gerçekten de bugün, Darwin'in evrim teorisine getirilen en büyük itirazlardan biri fosil kayıtları ile ilgilidir. Evrimciler dahi bulunan fosillerin yorumlanması hakkında kendi aralarında büyük ihtilaf içindedirler. Hayatın tarihine dair bilimsel bilgi edinebileceğimiz önemli bir kaynak olan fosiller, çok açık olarak evrim teorisini reddetmekte, canlılığın yeryüzünde aniden, hiçbir evrim yaşanmadan ortaya çıktığını, yani yaratıldığını göstermektedir.



 

Dipnotlar


1 Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard University Press, 1964, s. 172, 280.


Kitap bölümleri

Masaüstü Görünümü