Alyuvarların Özel Olarak Yaratılmış Yassı Şekli
Alyuvarların görevleri nelerdir?
Alyuvarların yassı şeklinin önemi nedir?
Bu yassı şeklin bozulması neye sebep olur?
Kırmızı kan hücreleri, yani alyuvarlar, kanda en fazla bulunan hücrelerdir. Görevleri hücrelerin yaşaması için en gerekli olan malzemeyi, yani oksijeni taşımaktır. Sadece bununla kalmaz bedeni temizlemek için hücrelerde birikmiş olan karbondioksiti de kalbe geri iletirler.
Alyuvarların Özel Olarak Yaratılmış Yassı Şekli
Alyuvarların görevleri nelerdir?
Alyuvarların yassı şeklinin önemi nedir?
Bu yassı şeklin bozulması neye sebep olur?
Kırmızı kan hücreleri, yani alyuvarlar, kanda en fazla bulunan hücrelerdir. Görevleri hücrelerin yaşaması için en gerekli olan malzemeyi, yani oksijeni taşımaktır. Sadece bununla kalmaz bedeni temizlemek için hücrelerde birikmiş olan karbondioksiti de kalbe geri iletirler.
Alyuvarların Gerçekleştirdiği Oksijen Taşıma İşlemini Neden Herhangi Başka Hücre Yerine Getiremez?
Tek bir damla kanın %99’unu kırmızı kan hücreleri, yani alyuvarlar oluşturur. Bunlar aynı zamanda “eritrosit” olarak da adlandırılmaktadırlar. Bedenimizde yaklaşık 25 trilyon kırmızı kan hücresi bulunmaktadır. Bu miktar Samanyolu Galaksisi’ndeki yıldız sayısının yüzlerce katıdır. Vücutta dolaşan alyuvarların rahatlıkla bir futbol sahasının yarısını kaplayabildiklerini bilmek bu miktarın daha iyi anlaşılmasına kuşkusuz yardımcı olacaktır. Birbirlerine peş peşe bağlandıklarını düşündüğümüzde bu hücreler, 47.000 km’lik bir kule oluşturabilmektedirler. Yine bedenimizdeki alyuvarları bir halı gibi yere serme olanağımız olsa, bu hücrelerin 3.800 km2’lik bir alanı kapladıklarını görürüz. Bu rakam ise yaklaşık dört dönümlük bir araziye eşittir. Vücuttaki alyuvarların sayısı o kadar çoktur ki ölenlerin yerini almak üzere saniyede 3 milyon kadar yeni alyuvar hücresi kana karışır. Alyuvarların sayısının bu kadar çok olması üstlendikleri hayati görev için gereklidir. Bu özel görev için yaratılmış olan alyuvarlar kendilerine has şekilleriyle dikkat çekerler. Alyuvarlar, yassı, yuvarlak ve her iki yanı basık şekilleriyle muazzam birer “yaratılış harikasıdırlar”. Alyuvarların şeklinin yassı olması;
Hücrenin yüzey alanını artırmakta ve oksijen ile temasını kolaylaştırmakta,
Aynı zamanda oksijeni gerekli zamanda gerekli yere kolayca bırakabilmesini sağlamaktadır.
Alyuvar, şekli sayesinde normal bir hücre formunda iken alabileceğinden çok daha fazla oksijen atomunu yüklenebilir ve ihtiyaç duyan dokulara bunu kolaylıkla iletebilir.
Alyuvarların Yassı Şekli Bu Hücrelerin Damarlardan Rahat Geçmesini Sağlar
.jpg)
“Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a tevekkül ettim. O’nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır.)” (Hud Suresi, 56)
Rabbimiz’in Hemoglobin ve Alyuvarları Birbiri ile Uyumlu Yaratmış Olması Çok Büyük Bir Nimettir
.jpg)
Bu muhteşem yaratılışın önemini daha iyi anlamak için, söz konusu yapıda oluşan bir sorunun nasıl sonuçlarının olabileceğini incelemekte fayda vardır. Eğer alyuvarın şeklinde veya esnekliğinde herhangi bir sorun meydana gelirse bu durum, dokulara oksijen ve besinin ulaşamaması yani o dokunun ölümü demektir.
Alyuvarlardaki Yassı Şeklin Bozulması Önemli Bir Hastalık Olan “Orak Hücre Anemisine” Sebep Olur
Orak hücre anemisi alyuvarların şeklinin bozulması ile oluşan bir hastalıktır. Hücreler “hemoglobin S” adı verilen anormal bir hemoglobin tipi içerirler. Bu hemoglobin, oksijensiz kaldığı zamanlarda alyuvar içinde uzun kristaller şeklinde çöker ve alyuvarın şeklini bir çeşit orağa benzetir. Alyuvarın değişen bu şekli şöyle hastalıklara neden olur:
2 Yeterli oksijen taşınamaz ve bir süre sonra alyuvar kütlesi azalmaya başlar.
Şekli değişen hücreler damarların içinde birikerek tıkanmaya neden olurlar.
Hücreyi orak şekline getiren kristal yapının ince ucu ise kimi zaman hücre zarının yırtılmasına neden olur.
Hastalığın hissedilen etkileri ise son derece ciddidir.
Kemiklerde, kaslarda ya da karında günlerce veya haftalarca süren şiddetli ağrı ve krizler meydana gelir.
Alyuvarların dar retina damarlarına ulaşamamaları nedeniyle görme bozuklukları hatta körlük oluşur.
Karaciğerdeki işlev bozukluğu sarılık hastalığına sebep olabilir.
Çocuklarda büyüme gecikir.
Vücut, enfeksiyonlara açık hale gelir.
Beyindeki küçük kan damarlarının tıkanması nedeniyle beynin bazı bölümlerinde hasarlar oluşabilir. Kimi zaman bu durum felç ile sonuçlanabilmektedir.
Bu hastalık birkaç saat içinde bile son derece tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Orak hücre anemisine küçük yaşlarda yakalanmış olan kişiler, hastalığın ölümcül olmaması için yaşamları boyunca tedavi görmek zorunda kalırlar. Ve tekrar hatırlatalım; sebep yalnızca alyuvar hücrelerinin şeklindeki bozukluktur.
Orak Hücre Anemisi Hastalığı Hakkında Evrimciler Büyük Bir Yanılgıdadırlar
.jpg)
“Vicdanları kabul ettiği halde, zulüm ve büyüklenme dolayısıyla bunları inkar ettiler. Artık sen, bozguncuların nasıl bir sona uğratıldıklarına bir bak.” (Neml Suresi, 14)
Alyuvarlar, damar içinde dolaşan en küçük hücreler olmalarına rağmen bazen çok dar kanallarla karşılaşırlar. Yaklaşık 7-8 mikrometre boyutundaki bu hücreler için, zaman zaman karşılarına çıkan 5 mikrometrelik dar kanallar oldukça zorlu tünellerdir.
“Göklerde ve yerde her ne varsa O’nundur. Şüphesiz Allah, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan (Gani)dir, övülmeye layık olandır. Görmedin mi, Allah, yerdekileri ve denizde O’nun emriyle akıp giden gemileri, sizin yararınıza verdi. Ve izni olmadıkça, göğü yerin üstüne düşmekten alıkoyar. Şüphesiz Allah, insanlara karşı şefkatlidir, çok merhametlidir.” (Hac Suresi, 64-65)
Alyuvarlar her iki yönü de içbükey olan disk şeklindeki hücrelerdir. Bu şekilleri sayesinde damarların içinde bükülerek eğilebilirler. Vücuttaki hücrelerin oksijene sahip olabilmeleri için, alyuvarların bu özelliği çok önemlidir. Bir ayette Rabbimiz’in benzersiz yaratması şöyle bildirilir:
De ki: "Siz, Allah'ın dışında taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Bana haber verin; yerden neyi yaratmışlardır? Ya da onların göklerde bir ortaklığı mı var? Yoksa Biz onlara bir kitap vermişiz de onlar bundan (dolayı) apaçık bir belge üzerinde midirler? Hayır, zulmedenler, birbirlerine aldatmadan başkasını vadetmiyorlar. (Fatır Suresi, 40)