Harun Yahya

İslam’daki Helalleri ve Güzellikleri Haram Kılmaya Kalkanlar



İslam’da bağnazlık niçin tehlikelidir?

İslam’ın sevgi, şefkat, güzellik, mutluluk dini olduğu Kuran’da nasıl açıklanmıştır?


Güzelliğin, sevginin, dostluğun mutluluğun önündeki en büyük engellerden olan bağnazlık yaygın bir zihniyettir. Her dinin, her düşüncenin, her ideolojinin bağnazları olur. Bağnazlık genellikle, o kişinin mensup olduğu din ve düşünceyi radikal bir anlayışla değerlendirmesi şeklinde yorumlanır oysa bağnazlık bunun ötesindedir. Bir bağnaz, mensup olduğu din ve düşünceyi kendisine kalkan yapar ve bunu kullanır ama gerçekte farklı bir din anlayışını uygular. Zaten bağnazlığın tehlikesi de asıl olarak buradadır. 

İslam dünyası, bağnazlık ve radikalizm tehlikesiyle uzun zamandır boğuşuyor. İslam’a kendilerince bağnazlığı dahil etmeye çalışanların sayısı çok fazla değil ne var ki bu azınlığa inanan kişi sayısı çok. Üstelik medyada da, Müslüman olarak bu gibi kişiler tanıtılıyor. Söz konusu kişiler genellikle nefret, silah, tehdit, korku ve öfke ile ön planda olmuş, şiddet uygulamış ve bu yüzden de hep gündemde kalmışlardır. “Müslüman” denince akıllara hep bu kişilerin sevgisiz yüzleri gelmiş bu da hep savaş, nefret ve öfke çağrıştırmıştır.

Müslüman olduklarını iddia eden bağnazlar, kendi kurallarından oluşturdukları dinlerini İslam diye tanıtmışlardır. Oysa bu dinin İslam ile hiçbir alakası yoktur. Bu gibi kişilerin büyük bir çoğunluğu gerçekte nasıl bir hatanın içinde olduklarını bilmezler. Bu kişiler, Kuran ile belirlenmiş helalleri ve güzellikleri haram kılmak, İslam dünyasına kalitesizliği getirmek ve barış dini İslam’ı savaş ve nefret dini gibi göstermek için yoğun faaliyet gösterirler. Dine dahil ettikleri hurafelerin kaynağı sorulduğunda ise hiçbir zaman Kuran’dan delil getiremezler. Pek çoğu bilgisizce, Kuran’ın övdüğü güzellikleri kendilerine ve Müslümanlara haram kılarak, Yüce Rabbimiz’in “Ey iman edenler, Allah’ın sizin için helal kıldığı güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın.” (Maide Suresi, 87) ayetine aykırı davranmaktadırlar. Sonuç olarak da kendilerine ait soğuk, kalitesiz bir nefret dini oluşturmuşlardır.

www.muminlerintemizligi.com

İslam Sevgi, Şefkat, Güzellik ve Mutluluk Dinidir

Bağnazların iddia ettikleri sahte dinin aksine Allah Kuran’da İslam dininin güzellik, kalite ve mutluluk dini olduğuna dikkat çekmiştir:

İslam’da sevgi esastır:

Allah sevmeyi sever. Yüce Rabbimiz “İman edenler ve salih amellerde bulunanlar ise, Rahman (olan Allah), onlar için bir sevgi kılacaktır.” (Meryem Suresi, 96) ayetinde Müslümanların kalbinde nefret değil sevgi olduğunu haber verir.

İslam’da Kitap Ehli’ne (Musevi ve Hristiyanlara) karşı nefret yoktur:

Kitap Ehli’ne karşı şefkat, koruma ve sevgi esastır. Yüce Allah, Maide Suresi 5. ayette Musevi ve Hristiyanların yemeğini Müslümanlara helal kılmıştır. Aynı ayette bir Müslümanın Kitap Ehlinden bir kadın ile evlenebileceği bildirilmiştir. Yani Kuran ayetine göre bir Musevi veya Hristiyan nefret duyulacak bir varlık değil, Müslümanın dünya ve ahiret hayatını birlikte geçireceği eşi, sevdiğidir. Araf Suresinin 159. ayetinde Allah Museviler arasından “hakka ileten bir topluluk” olduğunu bildirir. Al-i İmran Suresi 113, 114 ve 199. ayetlerde, Kasas Suresi 52. ayette, Nisa Suresi 162, Bakara Suresi 62, Maide Suresi 12 ve 69. ayetlerde Allah, “Allah’a derin bir imanla iman eden Musevi Hristiyanların varlığını” haber vermiş, onları güzel bir ecirle müjdelemiştir. İşte bir kısım radikallerin nefretle andığı Kitap Ehli, Kuran’a göre Müslümanların dostu, arkadaşı, hatta eşidir.

İslam’a göre, Kuran’ı herkes  kendi dilinde, her şart ve her yerde okuyabilir:

Rabbimiz “Evlerinizde okunmakta olan Allah’ın ayetlerini ve hikmeti hatırlayın.” (Ahzab Suresi, 34) ayeti ile Kuran ayetlerinin sürekli olarak okunduğunu ve hikmetinin yani anlamının anlaşılıp unutulmaması gerektiğini bildirmektedir. Kuran her yerde her zaman rahatlıkla okunabilir. Kuran’a dokunmayı yasaklayan bir hüküm yoktur. Kuran’ı anlamak esastır. Dolayısıyla herkes kendi dilinde okuyup, ayetlerin hikmetini anlamalıdır. Zuhruf Suresi 44. ayete göre Müslümanların tümü ahirette, bağnazların duvara asıp unuttukları veya Arapça okuyup anlamadıkları Kuran’dan sorulacaklardır. Dolayısıyla hiç kimse, bağnazların insanları Kuran’dan ve ibadetlerden uzaklaştırmak için izledikleri yola kanmamalıdır.

İslam’da hüzün yoktur:

İslam neşe ve mutluluk dinidir. Allah Müslümanlara gülmeyi ve mutlu olmayı yakıştırır. Ağlamak ve hüzün Kuran’a göre cehennem ehlinin özelliğidir. Allah onlar için “az gülsünler, çok ağlasınlar” (Tevbe Suresi, 82) demektedir. Dolayısıyla bir Müslüman gülerek, mutlu olarak, sevinç içinde Allah’tan razı olarak yaşamını sürdürmekle yükümlüdür.

İslam’da kalite, temizlik, güzellik, sanat, estetik, bilim, eğitim, güzellik, bakım vardır:

Yıllardır pejmürde ve bakımsız kıyafetleriyle İslam’ı temsil ettiklerini söyleyenler bir hurafeyi din kuralı haline getirmeye kalkmışlardır. Oysa Allah “Elbiseni temizle.  Pislikten kaçınıp uzaklaş.” (Müddessir Suresi 4-5) ayetlerinde, Müslümana giysisini ve evini temizlemesini öğütler. Düşünmeyi, ilimde derinleşmeyi öğütler. Kuran’da Hz. Süleyman (a.s.)’ın sarayı güzellik ve estetiğin en güzel örneklerinden biri olarak verilir. İşte bu yüzden Müslüman, dünyanın en bakımlı, en kaliteli, en kültürlü insanı olmalıdır.



Kalitesizlik Kişiye Maddi ve Manevi Olarak Büyük Zarar Verir

Kalite, Müslüman için hayatın her yönünde vazgeçilmez bir özelliktir. Fakat İslam dinini yanlış anlayanlar çok kalitesiz bir İslam anlayışını anlatmaya ve yaşamaya gayret ederler. Bu nedenle bazı insanlar da İslam dinini bu kişilerin yaşadıkları hayatla özdeşleştirir ve İslam’a karşı tavır alırlar. Bu kişilerin garip anlayışları yüzünden Müslümanlar dünyanın bir çok ülkesinde şiddetli tepki alırlar. Çünkü çoğunlukla bakımsız, kirli, çirkin, İslam’a ve Kuran’a uygun olmayan bir yapıyı İslam dini olarak sunarlar. Yemek yemede, kıyafette, konuşmada çok kalitesiz davranırlar ve bu kalitesizliklerini sürdürme konusunda da oldukça ısrarcı olurlar. Güzelliği tamamen ortadan kaldırmaya yönelik bir model oluştururlar ve güzelliği haram gibi görür, çirkin ve bakımsız bir insanın ise takva sahibi olduğunu iddia ederler. Müzik dinlemez, resimden hoşlanmaz, insanlardan uzak durur, konuşmaz, iltifat etmezler. Bu garip düşünceleri nedeniyle hayatlarının her anında kalitesizliği yaşadıklarından kendileri de hayata küserler.

www.salihakadinlar.beyazsiteler.com

Allah’ın cennette yarattığı güzellik ve kalitenin dünyadaki benzeri, ancak gerçek İslam ahlakı ile yaşanabilir. Gerçek İslam dininde iltifat, gönül alma, fedakarlık, ince düşünce, barış, sevgi, şefkat, merhamet, demokrasi, fikir özgürlüğü, eğlence, neşe, estetik bir mimari, güzel, bakımlı, cazibeli insanlar vardır. Böyle bir İslam anlayışı, dünyada İttihat-ı İslam’ın kabul edilmesine ve dünyada İslam ahlakının hakim olmasına vesile olur. Günümüzde bu İslam anlayışının hakim olmasına vesile olacak kişi ise Hz. Mehdi (a.s.)’dır.

İslam’da Tüm Güzellikler ve Nimetler Asıl Olarak Allah Dostlarına Aittir

Dünyada tüm nimetlerden uzaklaşan, nimet sevgisini İslam karşıtlığı olarak gören ve güzel evleri, güzel giysileri, nimetler içinde bir hayatı kendilerine değil de Allah’tan uzak yaşayanlara yakıştıran bağnazlar, sefalet içinde bir hayatı din gibi göstermeye çalışırlar. Oysa Allah tüm güzel nimetleri iman edenlere layık kılmıştır. Nimetleri haram kılmaya kalkanlar ayette şöyle haber verilmiştir:

“De ki: “Allah’ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram kılmıştır?” De ki: “Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır.” Bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklarız.” (Araf Suresi, 32)

Güzellik, neşe, kalite, mutluluk, modernlik, sevgi, şefkat hep Müslümanlar içindir. Kuran’daki Müslüman modeli böyledir. Kuran’daki Müslüman akıllıdır, eğitimlidir. Moderndir, dışadönüktür, kalitelidir. Kuran’daki Müslüman nefreti ortadan kaldırır sevgiyi getirir. Kuran’daki Müslüman üzüntüyü değil sevinci, kavgayı değil barışı ayakta tutar. Kuran’daki Müslüman güzeldir, bakımlıdır, güzel giyinir, güzel kokar, tertemiz evlerde oturur. Bunun için zengin olmasına, açık veya kapalı olmasına gerek yoktur. Güzellik, modernlik, asalet ve kalite, tertemiz giysilerde, bakımlı bir bedende, güzel bir üslupta ve sevgi dolu aydınlık bir yüzde zaten doğal olarak oluşur.

İslam dünyasının gerçek Kuran’ın uygulandığı aydınlık ve barışçıl özel insanlara ihtiyacı vardır. İslam’a hurafe sokmaya çalışan, kendince helalleri haram kılan, dünyaya öfke ve nefret getiren yanlış modelin terk edilmesi gereklidir. İşte bu yüzden, Kuran’a uyan gerçek Müslümanların Kuran’daki Müslüman modelini dünyaya göstermeleri, son derece kaliteli ve sevecen olmaları ve İslam’ı yanlış anlayan söz konusu kişileri eğitmeleri son derece önemlidir. Allah’ın bizden istediği de budur. Allah’ın bu istediğini yapanlar, Allah’ın izniyle, mutlaka galip gelecektir. Güzel ahlak sahibi müminlerin üstünlüğü bir ayette şöyle bildirilmiştir:

“Allah, yazmıştır: “Andolsun, Ben galip geleceğim ve elçilerim de.” Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır.” (Mücadele Suresi, 21)

www.Adnanoktardiyorki.com

Sayın Adnan Oktar Müslümanlardan oluşan kaliteli bir toplum ve kaliteli bir ortam olduğunda, bütün dünyanın İslam ahlakını kabul edeceğini anlatıyor

“Kaliteli bir toplum, kaliteli bir hayat olmadıktan sonra dünya İslam’ı kabul etmez. Müzik yoksa, resim yoksa, heykel yoksa, kaliteli insanlar yoksa, kaliteli bir yaşam yoksa, iltifatlar, gönül almalar böyle tatlı bir ortam yoksa, güzel bir mimari yoksa, demokrasi yoksa, fikir özgürlüğü yoksa, eğlenen neşeli insanlar yoksa yani bu yoksaları saymaya devam ederiz, dünya İslam’ı kabul etmez. Ve hiçbir şekilde İttihad-ı İslam oluşmaz. Onun için Allah’ın, Osmanlı’yı yıkma sebebi budur. Bu sebepten yıkıldı Osmanlı.

Mehdiyet’te bu saydıklarımın hepsi vardır. O yüzden İslam ahlakı dünyaya hakim olacak.

Avrupa hiçbir şekilde kabul etmez aksinde. Afganistan’daki model, İran’daki model çok rahatsız edici. İnsanlar sıkılır, bunalır ondan. İslam’la alakası yok o modelin. Kuran’la da alakası yok. Kendi kafalarına göre bir yapı o.” (8 Aralık 2012 tarihli A9 TV röportajından)

Masaüstü Görünümü