Develerin burnu çöllerin ağaçlanmasına nasıl ilham kaynağı olmuştur?
Deve kanının tıp alanındaki kullanımı nedir?
Develerin sindirim sistemi nasıl kusursuz bir düzene sahiptir?
Bu canlılar, zorlu çöl şartlarında yavrularını nasıl beslerler?
Develerle ilgili olarak bildirilen Kuran mucizesi nedir?
Arapça‘da deve yani إبل = ibil, güzelleştiren, güzellik veren anlamına gelmektedir. Vücudundaki her bir ayrıntı, bir yaradılış mucizesi olan deveyi, Yüce Allah gerçekten de kelime anlamı gibi insanlara güzellikler vermesi ve onun hizmetinde olması için yaratmıştır.
Yüce Allah’ın Kuran’da “Bakmıyorlar mı o deveye; nasıl yaratıldı?...” (Gaşiye Suresi, 17) ayetiyle dikkat çektiği deve, Rabbimiz’in mükemmel yaratma sanatını gözler önüne seren mucizevi özelliklere sahiptir.
www.biyomimetik.imanisiteler.com
Develerin Burnu Afrika’nın En Büyük Enerji Projesine İlham Oldu
Develerin yaşadığı kavurucu sıcaklıktaki çöllerde, ısı yüksek olmasına rağmen buharlaşacak su olmadığından nem oranı oldukça azdır. Nem oranının bu kadar düşük olduğu bir ortamda, devenin nefes alırken havadaki nemi kaybetmemesi gerekir. Bunun için de, Yüce Allah develerin burnunu büyük, kıvrımlı ve süngerimsi bir dokuyla kaplı olarak yaratmıştır. Bu kusursuz burun yapısı sayesinde develer, havada bulunan nemin %66‘sını tutabilirler. Böylelikle, nefes aldığında 40°C’den fazla olan ısıyı, 20°C civarına düşürerek akciğerlere elverişli hale getirirler. Her yönü ile mucizevi özelliklere sahip olan bu çöl hayvanı, Yüce Allah’ın yarattığı sistem vesilesiyle havadaki sıcaklığı hesaplayarak soluyacağı havayı soğutmaktadır.
İşte, develerin burnundaki bu sistemden esinlenen bilim adamları da devedeki bu sistem keşfedilmeden önce hayal bile edilemeyecek bir proje üzerinde çalışmakta, çölde bir orman üretmeyi ve Sahra’yı devasa bir enerji istasyonuna çevirmeyi planlamaktadırlar. Projeye göre; çölün %1’inden biraz daha fazla alanda üretilecek enerji, bütün dünyadaki enerji santrallerinin ürettiği enerji miktarına eşit olacaktır. Tasarlanan sistemde çölün çevresindeki okyanus ve denizlerden alınan su, tuzdan arındırılıp, aynalar kullanılarak elde edilen güneş enerjisi sayesinde, pompa ve borular ile çöle getirilecek ve su, devenin burnundan ilham alınan bir sistem ile bitki köklerine ulaştırılacaktır. Stratejik olarak yerleştirilen çitler ise serayı serin tutarak bitkilerin büyümesi için ideal sıcaklığı oluşturacaktır. Bu sayede buharlaşmanın ve sızıntının neden olduğu su kaybı en aza indirilecek ve çölün bazı alanları 8°C’ye kadar soğutulabilecektir. Görüldüğü gibi develerin burnundaki mükemmel yapıdan esinlenen bilim adamları Yüce Allah’ın üstün yaratma sanatını örnek almışlardır. Ayette bu gerçek şöyle bildirilir:
“Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O’nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne Yücedir.” (Araf Suresi, 54)
Develer 10 Dakikada 130 Litre Su İçebilmelerine Rağmen Hayati Fonksiyonlarını Nasıl Kaybetmezler?
.jpg)
Develerin kanlarındaki su miktarını yüksek oranda arttırmalarına rağmen hücrelerin patlamasını engelleyen şey, kan hücrelerini çevreleyen özel bir protein tabakasıdır. Bu tabaka ozmos nedeniyle şişen hücrelerin duvarlarındaki stresi karşılayarak, hücrelerin parçalanmasını engellemekteydi. Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah develerin hayatlarını devam ettirebilmeleri için hücrelerini, şişerek patlamayacak şekilde, eliptik (oval) olarak mükemmel bir yapıda yaratmıştır. Kuran’daki “Ellerimizin yaptıklarından kendileri için nice hayvanları yarattığımızı görmüyorlar mı? Böylece bunlara malik oluyorlar.” (Yasin Suresi, 71) ayeti Yüce Allah’ın mükemmel yaratma kudretini en güzel şekilde açıklamaktadır.
www.Kurandayaratilis.com
Yeryüzündeki milyonlarca çeşit canlının sahip olduğu benzersiz özelliklerin nasıl ortaya çıktığını düşünen bir insan, bunların tek bir tanesinin bile bilinçsiz olaylarla ortaya çıkamayacağını, kendiliğinden bir canlının kusursuz özellikler kazanamayacağını, bu canlının tek bir parçasının bile tesadüfen oluşamayacağını hemen anlayacaktır. Bütün hayvanlar, bitkiler, insanlar Allah tarafından eksiksiz bir şekilde yaratılmışlardır. Akıl ve vicdan kullanarak düşünen insanlar için bu çok açık bir gerçektir.
Bu gerçeği kavramak ve tüm yaşamını buna göre ayarlamak, her insanın kendi faydasına olacak bir davranıştır. Çünkü insanın dünyadaki görevi, Allah’ın ihtişamlı yaratışını görmek ve bu yaratılış karşısında Allah’ın sonsuz gücünü ve ilmini takdir edebilmektir:
“Sizin ilahınız yalnızca Allah’tır ki, O’nun dışında ilah yoktur. O, ilim bakımından herşeyi kuşatmıştır.” (Taha Suresi, 98)
Mucizevi Şeffaf Göz Kapağı
Develerin gözleri, kum fırtınalarından korunmak için üç ayrı kapağa sahip olarak yaratılmıştır. Fakat bilindiği üzere göz kapaklarımızı kapattığımızda dışarıdaki ortamı göremeyiz. Bu durumda çölde uzun yolculuklar yapan devenin kum fırtınası olduğunda, görmeden yoluna devam etmesi sorun olacaktır. Ancak Yüce Allah’ın Alim ismi develerin göz kapaklarında en mükemmel şekilde tecelli eder ve şeffaf göz kapaklarıyla devenin yürürken önünü görebilmesine vesile olur. Bu şeffaf göz kapakları tıpkı bir gözlük gibi hayvanın gözlerini hem kum tanelerinden korur, hem de gözleri kapalıyken bile ışığı görebilmesini sağlar. Uzun ve sık olarak yaratılan kirpikler de tam ihtiyacı olan korumayı sağlayacak özelliktedir. Ayrıca, gözlerin etrafındaki sert kemikler darbelere karşı koruma sağlamalarının yanı sıra, güneş ışınlarına karşı gözü en iyi şekilde muhafaza ederler. İşte Rabbimiz’in sonsuz ilmi ve yaratma sanatı, develerde olduğu gibi tüm canlılarda muazzam bir şekilde tecelli eder.
“Gözler O’nu idrak edemez; O ise bütün gözleri idrak eder. O, latif olandır, haberdar olandır.” (Enam Suresi, 103)
Herşeyi Öğütebilen Sindirim Sistemi ve Sudan Maksimum Fayda Sağlayan Ürolojik Sistem
Allah develerin sindirim sistemini çöldeki besin çeşitliliğinin azlığına uygun olarak yaratmıştır. Develer yiyecek bulamadıkları takdirde yiyecek sınıfına girmeyen kauçuk, diken gibi maddeleri yiyebilirler. Yüce Allah’ın yarattığı güçlü dişleri, yarık şeklindeki üst dudakları ve özel ağız yapısı sayesinde bunu rahatlıkla gerçekleştirebilirler. Elbette her şeyi öğütebilecek kadar güçlü mideleri de en büyük yardımcılarıdır. Salgılarının çözücü etkisiyle en sert maddeleri bile kolaylıkla hazmederler. Diğer memelilerde tek bir odadan oluşan mide, develerde 800 odadan oluşur. Besinler ve su bu odacıklarda saklanır. Develer ayrıca, midelerinde bulunan sindirimi sağlayan bakteriler yoluyla diğer canlıların sindiremedikleri selüloz maddesini kolaylıkla sindirirler. Rabbimiz’in yarattığı bu üstün özellikler sayesinde, normal şartlarda günde 30–50 kilo besin alabilirken, zor şartlarda günde sadece 2 kg kuru otla bir ay boyunca yaşayabilirler.
Develerdeki, vücuttaki kanı temizlemekle görevli olan böbrekler de, bir yaratılış harikasıdır. Develerin böbrekleri çöl şartlarına uygun olarak az miktarda sıvı ile çalışabilirler. Develer, mucizevi özellikteki böbrekleri sayesinde, su bulamazsa rahatlıkla tuzlu deniz suyu içebilir. Suyun geri emilimini sağlayan idrar kanalı da diğer hayvanlardan daha uzundur. Böylece suyun geri emilimi de daha fazla olur ve su kaybı az olur. Bu şekilde, suyun kıt olduğu dönemlerde 5–10 litre olan günlük idrarı %90 oranında azaltabilirler. Normal şartlarda memelilerin büyük bir kısmı, böbreklerinde biriken üre kana karıştığı takdirde zehirlenerek ölürler. Develerde ise bu durum farklıdır. Develerin böbrekleri, vücutlarındaki üreyi temizleyerek, defalarca karaciğerden geçirir. Bu sayede sudan ve besinlerden çok yüksek düzeyde fayda sağlamış olurlar. İşte develerin organlarındaki her mükemmel ayrıntı, bütün üstün sıfatların sahibi Yüce Allah’ın kudretini gösterir.
www.Kuranmucizeleri.com
Gebelik ve Yavrunun Beslenmesi
Develerin gebelik süresi 13 aydır. Yavru develer, bu süre sonunda genelde kış mevsiminde dünyaya gelirler. Doğum vakti Allah’ın dilemesiyle kurak çölün taze otlarla kaplandığı ve birçok su kuyusunun bulunduğu bir dönemde gerçekleşir. Yavrular 1,5 yıl boyunca anne sütüne ihtiyaç duyarlar. Ancak kurak bir ortamda bu konuda da iktisat yapılması gerekir. Alemlerin Rabbi olan Yüce Allah’ın mükemmel düzenlemesiyle süt sadece yavruyu emzirme vakitlerinde gelir.
“Onlar görmediler mi ki, Allah yaratmaya nasıl başlıyor, sonra onu iade ediyor? Şüphesiz, bu Allah’a göre kolaydır.” (Ankebut Suresi, 19)
Tıbbın Yeni Umudu Deve Kanı ve Şifa Kaynağı Deve Sütü
Sonsuz ilim sahibi Yüce Allah’ın çöllerde insanların emrine vermek üzere yarattığı develer, bilim adamlarına göre tıbbın geleceğine ışık tutmaktadır. Çünkü kısa bir süre önce bilim adamları sadece develerin kanında bulunan Nanobady denen antikorların tedavi edici özelliğe sahip olduğunu keşfetmişlerdir. Deve antikorlarının virüsleri takip edip öldürmede başarılı olduğunu gören araştırmacılar, AIDS ve kanser gibi hastalıkların tedavisinde antikorların çok etkili olabileceğini belirtmektedirler.

‘’Sizin için hayvanlarda da elbette ibretler vardır, size onların karınlarındaki fers (yarı sindirilmiş gıdalar) ile kan arasından, içenlerin boğazından kolaylıkla kayan dupduru bir süt içirmekteyiz.’’ (Nahl Suresi, 66)
Kuran Mucizesi: Sapsarı Erkek Deve Sürüleri
Bilim adamlarının güneşte oluşan patlamaları incelemeleri, Kuran mucizelerinden birini daha ortaya çıkardı. İncelemeler sonucunda güneşten püskürme ile yükselen alevlerin –yanan bir sarayın etrafını aydınlatması gibi- 4 milyar km2’ye varan bir alanı aydınlattığı tespit edildi. Üstelik bu alevlerin çift hörgüçlü deve şeklinde olduğu görüldü.
Resimlerde görüldüğü gibi alevler deve sürülerine benzemektedir. İşte bilim adamlarının elde ettiği bu son bilgiler, Kuran’daki Mürselat Suresi 32. ve 33 ayetlerinde şöyle haber verilmiştir “Gerçekten o, sanki her biri saray olan bir kıvılcım saçar. Her biri (kıvılcımlar), sanki sapsarı erkek deve sürüleri gibidir.”
Ayrıca, kıvılcımlardan çıkan gamma dalgaları bir matris dalga mekaniğine ardış edilirse eğri boyunlu bir deve grafiğinin saklı olduğu görülür. Bilim adamlarının günümüzde yaptıkları araştırmalar sonucunda bulduğu güneşten uzaya fırlayan saray gibi dev alevlerin deve sürüsüne benzediği gerçeğini, Kuran-ı Kerim asırlar öncesinde açıklamıştır.