Harun Yahya

Kuran'da ve hadislerde haber verilen Dabet-ül Arz bilgisayar ve internet teknolojisine işaret etmektedir (doğrusunu Allah bilir)



Yüce Allah’ın Kuran’da verdiği bilglier ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadislerinde yer alan açıklamar toplu olarak değerlendirildiğinde, Dabbet-ül Arz’ın ahir zamanda kullanımı yaygınlışmaya başlayan bilgisayar ve internet teknolojisine işaret ettiği anlaşılmaktadır. Nitekim ortaya çıkış zamanı da göz önünde bulundurulduğunda, ahir zaman alametlerinden biri olan Dabbe’nin, yürütecekleri ilmi faaliyelerinde Hz. İsa (a.s.)’ya ve Hz. Mehdi (a.s.)’ye yardımcı olacağı sonucuna varılmaktadır. (Doğrusunu Allah Bilir)


* Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in Dabbet-ül Arz hakkındaki hadislerinde, içinde yaşadığımız ahir zaman ile ilgili hangi önemli olaylara dikkat çekilmektedir?

* Sayın Adnan Oktar, röportajlarında Dabbet-ül Arz hakkında hangi önemli açıklamalarda bulunmuştur?

Dabbet-ül Arz, Kuran’da Allah’ın bizlere haber verdiği bir ahir zaman alametidir. Bu konu hakkında Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’den rivayet edilen çok sayıda hadis de bulunmaktadır. Allah Kuran’da Dabbe hakkında şu şekilde bildirmektedir:

“O söz başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız, o da, insanların Bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.” (Neml Suresi, 82)


Sn. Adnan Oktar'ın Dabbetü'l Arz konusundaki açıklamaları (29 Ağustos 2009)  


 

DABBET-ÜL ARZ’IN KURAN’DA BİLDİRİLEN ÖZELLİKLERİ

Dabbe, kıyamet alametleri gerçekleşmeye başladığı, Hz. Mehdi (a.s.) göreve başladığı zaman ortaya çıkacaktır. Ayetteki “o söz başlarına geldiği zaman” ifadesi de büyük olasılıkla Hz. Mehdi (a.s.)’nin ortaya çıkışına işaret etmektedir. (Doğrusunu Allah bilir.) Bilgisayarların günlük hayatta kullanımı 1980’li yıllarda, internet de 1990’lı yıllarda yaygınlaşmıştır.

Hz. Mehdi (a.s.)’nin zuhurunun da Hicri 1400’lerde gerçekleştiği göz önünde bulundurulduğunda bilgisayar ve internetin tüm dünyada yaygınlaşmasının aynı zamana denk geldiği görülecektir.

Ayetteki “Onlara yerden bir Dabbe çıkarırız” ifadesiyle Dabbe hakkında verilen ikinci bir bilgi ise, Dabbe’nin yerden mamul olmasıdır. Dabbe’nin yerden mamul olduğunun bildirilmesi, metal, demir, bakır, çinko, kobalt, krom, silisyum gibi yerden çıkan elementlerden oluşan bir yapısı olacağını göstermektedir. Bu maddeler, günümüzde kullanılan bilgisayarların temel malzemelerini oluşturmaktadır.

Ayetin sonunda geçen “o da insanların Bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler” ifadesi ise, Dabbe’nin “konuşan” ve belli bir mesaj veren bir şey ya da varlık olduğunu ve bu konuşmasının tüm insanlara yönelik olduğunu göstermektedir. Bilindiği üzere, ahir zamanı yaşadığımız günümüzde internet sayesinde, artık bilgiye ulaşmak da, bilgiyi aktarmak da, insanlarla konuşup görüşmek ve iletişim kurmak da son derece hızlı ve kolay olmaktadır. Dolayısıyla ahir zamanda İslamiyet’e, Kuran’a yönelik her türlü bilgi internette çok yaygın olarak bulunacak ve internete giren hemen herkes mutlaka Allah’ın varlığı, birliği ve İslam dinine ait bilgilerle karşılaşacak, Kuran’dan haberdar edilecektir. Bilgisayar ve internet tüm insanlara bu yönüyle bir uyarıcı ve hatırlatıcı olma özelliği taşımaktadır.

Kuran’ın “Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.” (Neml Suresi, 80) ayetinde ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in pek çok hadisinde, ahir zamanda insanların manen adeta ölü gibi olacakları bildirilmiştir. Bu nedenle, ayette haber verildiği gibi “arkasını dönüp kaçan sağırlara” gerçekleri ve doğruları işittirmek mümkün olmayacaktır. Ancak Neml Suresi’nin 82. ayetinde “o da insanların Bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler” sözleriyle bildirildiği gibi, Dabbe bu insanlara yetişecek, gerçekleri dinlemekten kaçan ya da anlamazdan gelen kimseleri evlerinde yakalayacak ve onlara doğru yolu gösterecektir. İnternet ve bilgisayar teknolojisi yoluyla, Allah bu insanların uyarılmalarını ve gerçekleri görmelerini sağlayacaktır.

Neml Suresi’ndeki bu ayetlerin devamındaki “Ve sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici değilsin; sen ancak, ayetlerimize iman edenlere (söz) dinletebilirsin, işte Müslüman olanlar bunlardır.” (Neml Suresi, 81) ayetiyle haber verildiği gibi Dabbe internet ve bilgisayar yoluyla müminlere de yönelecek, Müslüman olanların da hidayetlerinin daha fazla artmasına imkan oluşturacaktır.

Ahir zamanda Hz. Mehdi (a.s.) de internet ve bilgisayar teknolojisini kullanacak ve bu yolla insanlara hak din olan Kuran ahlakını tebliğ edecektir. Gerçeklere karşı manen körleşmiş insanlar, Hz. Mehdi (a.s.)’nin bu tebliğinden etkilenmeyecek ancak Hz. Mehdi (a.s.) bu yolla müminlerin hidayetlerine vesile olacaktır.

Allah’ın Kuran’da bildirdiği tüm bu bilgiler, Dabbe’nin bilgisayar ve internet teknolojisi olabileceği yönünde işaretler içermektedir. (Doğrusunu Allah bilir) Ayetteki anlatıma ek olarak hadislerde ifade edilen bilgiler de incelendiğinde, Dabbe’nin bilgisayar ve internet olabileceği ihtimali daha da kuvvetlenmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hadislerinde Dabbe’nin özellikleriyle ilgili çok fazla detay nakledilmiştir.

DABBET-ÜL ARZ’IN HADİSLERDE BİLDİRİLEN ÖZELLİKLERİ:

Hiç kimse ona yetişemeyecek kaçan da kurtulamayacaktır;


Hüzeyfe (ra)’dan: “... Hiç kimse ona yetişemeyecek kaçan da kurtulamayacak.” (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 276)




Bu hadiste Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ahir zamandaki yüksek bilgisayar teknolojisine işaret etmekte, hafıza, hesap ve işlem yapma gücü açısından hiçbir insanın bilgisayarın gücüne erişemeyeceğine dikkat çekmektedir.

Ayrıca ahir zamanda internetin yaygınlaşmasıyla birlikte İslami her türlü eser de internetten çok kolay ulaşılabilir hale gelecektir. İnternete giren, araştırma yapan hemen herkes, istemese de mutlaka İslamiyet’le, Kuran’la ilgili bilgilerle, kitaplarla, belgesellerle ve bu yöndeki haberlerle karşılaşacaktır. İnternet nedeniyle hiç kimse dini bilgilerden kaçamayacaktır. Allah ahir zamanda interneti de vesile ederek bütün insanların isteseler de istemeseler de hakkı, doğruyu görmelerini ve bu şekilde de herkese tebliğin ulaşmasını sağlayacaktır.

Renkli Olacaktır;


Ebu Hureyre (ra)’dan: “Dabbet-ül Arz’da her türlü renk mevcuttur...” (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 276)


Hadis, Dabbe’nin renkli olacağını bizlere bildirmektedir. İnternette de her türlü renk görünmektedir. İnternete bağlanan insanlar, bilgisayar ekranlarından bütün cisimleri, insanları, hayvanları, eşyaları her türlü renk detayı ile görmektedirler. Şu anda günümüz bilgisayarlarında 16.8 milyon renk mevcuttur.

Hz. Musa (a.s.)’nın asası gibi, inkarcı sistemin bütün tuzaklarını yakalayıp yutacak, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in mührüyle herkesi damgalayacaktır (insanlara tanıtacaktır);


“Beraberinde Hz. Musa (as)’ın asası, Hz. Süleyman (a.s.)’ın yüzüğü olacak. Yüksek sesle şöyle bağıracak: “İnsanlar artık ayetlerimize yürekten iman etmez oldular.” Sonra mümin ile kafiri damgalayacak (iman edenlerle inkar edenlerin tanınmasına vesile olacaktır).“ Mümine gelince, müminin yüzü inci gibi pırıl pırıl olacak. İki gözünün arasında mümin yazacak. Kafire gelince, kafirin iki gözü arasında simsiyah bir nokta halinde kafir yazacak.” (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muham-med B. Resul Al-Huseyni El Ber-zenci, Pamuk Yayıncılık, s. 277)


Bu hadis-i şerifin anlatımına göre Dabbe, Hz. Mehdi (a.s.)’nin elinde, aynı Hz. Musa (a.s.)’nın asası gibi olacaktır. Allah Kuran’da Hz. Musa (a.s.)’nın büyücülere karşı asasını fırlattığında, asanın bir anda gerçek bir yılana dönüştüğünü ve bu yılanın da karşısındaki büyücülerin bütün büyülerini yutarak yok ettiğini bildirmektedir. (Araf Suresi, 107), (Araf Suresi, 117) Hz. Musa (a.s.) Allah’ın Katından kendisine verilen bir mucizeyle, cansız asasını atarak canlı bir yılana dö-nüştürmekte ve bu şekilde döneminin inkarcılarına karşı, Allah’ın sadece “Ol!” demesiyle bir anda yoktan yaratışını insanlara ispat etmektedir. Hz. Mehdi (a.s.) de ahir zamanda Dabbe’yi, yani bilgisayar ve interneti aynı Hz. Musa (a.s.)’nın asası gibi kullanarak, internet yoluyla bütün insanlara Yaratılış Gerçeği’ni anlatacaktır. Bu şekilde bütün müminleri aydınlatacak, inkarcı sistemin bütün yanlışlarını ve aldatmacalarını ortaya çıkararak onların oyunlarını bozacaktır. Dabbe aynı şekilde Hz. İsa (a.s.)’ya da hizmet edecektir.

Hadisin devamına baktığımızda ise Dabbe’nin, ahir zamanda Hz. Mehdi (a.s.)’ye yardımcı olması için Allah’ın yarattığı bu sistem içinde mühür gibi olacağı anlaşılmaktadır. Ahir zamanla ilgili diğer hadisler de dikkate alındığında bu mührün Peygamberimiz (s.a.v.)’in mührü olduğu görülecektir. Hadis, internete giren herkesin Resulullah (a.s.)’ın mührünü göreceğine, bu mührün müminlerin şevkini artırıp, yüzlerini aydınlatacağına, inkar edenlerin ise enaniyetlerini kıracağına işaret etmektedir.



Diğer hadislere baktığımızda da Hz. İsa ve Hz. Mehdi (a.s.)’nin Peygamberi-miz (s.a.v.)’in altın mührünü kullanacakları, dolayısıyla internetten de bu mühürle insanlara ulaşacakları anlaşılmaktadır. Öyle ki internete giren herkes, Resulullah (s.a.v.)’ın bu mührüyle, Allah’ın ve Kuran’ın ilmiyle karşılaşacak, mübarek Peygamberimiz (s.a.v.)’in kendi döneminde; Yüce Rabbimiz ve Kuran-ı Kerim ile ilgili anlattıklarını okuyabileceklerdir.


Hz. Caferi Sadık (a.s.) şöyle buyuruyor; “Adeta Kaim’i, (Hz Mehdi (a.s.)’yi görür gibiyim ki, … PEYGAMBER (SAV)’İN ALTIN MÜHÜRLE MÜHÜRLENMİŞ sözleşmesini cebinden ÇIKARIYOR. MÜH-RÜNÜ AÇARAK ONU İNSANLARA OKUYOR…” (Bihar, c: 52, s: 326)

Hz. İsa (a.s.) onu (sandığı) alıp açacak ve İÇİNDE BİR MÜHÜR, bin kitap bulacak, bu kitaplarla şeriatı (Kuran ahlakının esaslarını ve Peygamberimiz (sav)’in sünnetini) ihya edecek.” (Risalet’ül Meşrep elverdi fi mezhebi bil Mehdi, Ali bin Sultan Muhammed-el Kari, s. 4 -Enis el-Cülesci kitabından)


Müminlerin nuruna nur katacak, küfrü ise öfkeden kapkara hale getirecek;


“Mümine rastlayacak müminin yüzünü damgaladığında yüzü pırıl pırıl olacak. Kafiri damgalayınca simsiyah kesilecek.” (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Hu-seyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 277)


İnternete girdiklerinde Allah’ın varlığının delillerini, Kuran ayetlerini ve İslam ahlakını anlatan eserlerle, belgesel filmlerle karşılaşan müminlerin hidayetleri artacak, imanları daha da kuvvetlenecektir. Allah, müminlerin yüzlerindeki nuru artıracaktır. İnkar edenlerin ise dini eserlerle karşı karşıya geldiklerinde öfkeleri iyice kabaracaktır. Allah da onların yüzlerindeki zilleti daha da artıracaktır.

Olağanüstü hızlı olacaktır;


“...Yeryüzünde bir yıldız gibi seyredecek. Peşine düşen onu yakalayamayacak, ondan kaçarsa kurtulamayacak.... (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 277)


Hadisteki yıldız benzetmesi, Dabbe’nin olağanüstü hızlı olacağına işaret etmektedir. Nitekim günümüzde bilgisayarların işlem yapma hızı son derece yüksektir. Ayrıca bilgisayardan bilgisayara bilgi ya da ses transferi de çok süratli bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir.

Dabbe her evde olacağı için, hemen hemen bütün insanlara hakkı ve doğruyu en hızlı şekilde iletebilecektir. Bu yönüyle de onun anlatım gücüne kimse yetişemeyecektir, kimsenin gücü onu engellemeye yetmeyecektir.

Sesini herkes duyacaktır;


“Çıkacak üç defa yerle gök arasında olan herkesin duyabileceği bir sesle haykıracak.“

“Doğu’ya yönelip haykıracak, bütün Doğulular sesini duyacak. Şam’a yönelip haykıracak, bütün Yemenliler sesini duyacak.“ (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 277)




Hadislerde Dabbe’nin diğer bir özelliğine daha dikkat çekilmektedir. “Yerle gök arasında herkesin duyabileceği bir ses” tanımıyla, yer altında çalışan insanlardan, gökdelenlerin tepesinde yaşayan ya da gökyüzünde uçakla seyahat eden insanlara kadar bütün insanların bilgisayar teknolojisinden yararlanacaklarına ve bilgisayarların sesini duyabileceklerine işaret edilmiştir.

Ayrıca Doğu’da, Batı’da, Şam, Yemen gibi İslam aleminin çevresindeki tüm bölgelerde de bilgisayar teknolojisinin hakim olacağı ve bu bölgelerde de bilgisayarın sesinin duyulacağı anlaşılmaktadır.

Münafıkları da uyaracaktır;


Gerçekten namaz kılan kişinin yanına gelecek, “bu senin namazın olmadı çünkü sen yalancısın ve mürainin (ikiyüzlü riyakar kimsenin) ta kendisisin” diyerek iki gözünün arasına, yalancı damgası vurulacak. (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 278) 


Hadiste verilen bilgilerden Dabbe’nin, münafıkları da uyaran bir özelliği olduğu anlaşılmaktadır. Bu yönüyle değerlendirildiğinde, internette yer alan, insanlara İslam’ı, Kuran ahlakını en doğru şekilde anlatan eserler vesilesiyle insanların münafık kavramını öğrenecekleri, kalplerinde hastalık bulunan ya da gerçekten dindar olmadığı halde kendini dindar gösteren kişileri teşhis edip tanıyacakları anlaşılmaktadır. Bu şekilde Dabbe, samimi, dindar Müslümanlar ile samimi ve dürüst olmayan Müslümanlar arasındaki farkı ortaya çıkarmış olacaktır.

Şeytanın batıl dinini ortadan kaldıracaktır;


Şeytanı öldüreceği (fikren yok edeceği) hususundaki beyanat hatırlanacağı vechiyle (üzere) yukarıda geçmiştir. (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 278)


Şeytan ahir zamanda Darwinizm’i ve materyalizmi adeta bir din gibi ortaya atacak ve insanları bu şekilde Allah inancından uzaklaştırarak peşinden sürükleyecektir. Ancak Dabbe vesilesiyle, Hz. Mehdi (a.s.) döneminde internette şeytanın batıl dini olan Darwinizm’e karşı da çok yoğun bir fikri mücadele yürütülecek, internette her yerde insanlara Darwinizm’in geçersizliğini; Allah’ın varlığını, birliğini, iman hakikatlerini anlatan yazılar, kitaplar, belgeseller bulunacaktır. Bu vesileyle önceden toplumun geneline hakim olan, insanların adeta bir din gibi sıkı sıkıya bağlı oldukları Darwinist, materyalist düşünce sistemi tamamen zayıflayacak ve şeytanın dini bu vesileyle ortadan kalkacaktır.

Çok kısa sürede her yere  ulaşabilecektir;


Onun son çıkışı Mekke’den olacaktır, rivayeti de o kadar büyük bir cisim olacaktır ki, Safa ile Merve arasını kapsayacaktır, diyerek, “Safa’dan çıkacak”, “Merve’den çıkacak” rivayetlerini birleştirmek mümkün olur. Ecyad’dan çıkacak rivayetini de bununla birleştirmek mümkün olur. Çünkü bir adım atışta üç günlük mesafeyi birden kat edecek. Şu halde o, Merve, Safa, Ecyad ve Mescid’den aynı anda çıkmış olabilir. Tevfik (yardım ve başarı) Allah’tan. (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 278)


Bilgisayar ve internet sistemi dünya üzerinde eksik hiçbir yer kalmaksızın hemen her bölgeye çok kısa bir süre içerisinde hızlı bir şekilde ulaşmıştır. Mekke, Medine, Hicaz gibi bölgelerde de internet teknolojisi yaygın şekilde hakim durumdadır. Ayrıca internet yoluyla çok uzak mesafelerdeki yerlere de çok kısa bir zaman zarfında ulaşabilmek mümkündür.

SONUÇ

Kuran’da yer alan bilgilerle, hadislerle anlatılan özellikler bir arada değerlendirildiğinde, Dabbet-ül Arz’ın bilgisayar ve internet teknolojisi olduğu ihtimali çok kuvvetli hale gelmektedir. Nitekim;

❖ Ahir zamanda çıkacak olması,
❖ Renkli ve çok hızlı olması,
❖ Görüntü ve ses alma özelliğinin bulunması,
❖ Gücüne erişilemeyecek ve kimsenin ondan kaçamayacak olması,
❖ Dünya üzerindeki herkese ulaşacak bir özellik taşıması,
❖ Samimi insanların hidayetine, samimiyetsizlerin de tanınmasına imkan vermesi,
❖ Şeytanın batıl dinine dayalı Darwinizm, materyalizm, ateizm gibi dinsiz akımlara karşı yürütülen ilmi mücadelede kilit rol oynayacak olması gibi özelliklerin hepsi birden bilgisayara ve internete dikkat çekmektedir. (Doğrusunu Allah bilir.)
 
SAYIN ADNAN OKTAR’IN DABBET-ÜL ARZ KONUSUNDAKİ AÇIKLAMALARI (EKİNTÜRK VE MAVİ KARADENİZ TELEVİZYONLARINDA 29 AĞUSTOS 2009 TARİHİNDE CANLI OLARAK YAYINLANAN PROGRAMDAN...)

ADNAN OKTAR: Şu Dabbet-ül Arz’ı bir anlatalım. Evet. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Sen  artık Allah’a tevekkül et. Sen apaçık bir hak üzerindesin.” (Neml Suresi, 79) Mümin Allah’a tevekkül edecek. Hak üzerindeyse gönlü çok rahat olacak inşaAllah. “Çünkü gerçekten sen ölülere söz dinletemezsin.”  (Neml Suresi, 80) Yani Allah küfür için “onlar ölüdürler diyor. Siz onları diri zannedersiniz fakat onlar ölüdürler.” diyor. “Hayvanlar gibidirler hatta hayvanlardan daha da aşağıdırlar” (Araf Suresi, 179) diyor.  Yani vicdanen çökmüşlerdir diyor Allah.  “Ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.”  (Neml Suresi, 80) Yani hiçbir şekilde dinlemek istemiyor. Mesela Müslüman geliyor, hadi bana müsaade diyor kaçıyor. Mesela ezan okunuyor kapattırıyor. Yahut Kur’an okunuyor       televizyonu kapattırıyor.  Veya içeriye  - mesela otururken bir lokalde veya herhangi bir yerde – dindar birisi giriyor, hemen çıkıyor. Bak diyor ki Cenab-ı Allah “… ve arkasını dönüp kaçan sağırlara da çağrıyı işittiremezsin.” (Neml Suresi, 80) Dinlemek istemiyor. “ve sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici değilsin.” (Neml Suresi, 81) Kör adam, anlatıyorsun anlatıyorsun anlamıyor. Allah hidayet vermedikçe anlamıyor. “Sen ancak ayetlerimize iman edenlere söz dinletebilirsin.” (Neml Suresi, 81) Allah’tan korkuyordur iman eden, söz dinler. “İşte Müslüman olanlar bunlardır” (Neml Suresi, 81) Allah’ın hidayet vermesi ve Allah’tan korkması gerekiyor. “O söz, başlarına geldiği zaman onlara yerden bir Dabbe çıkarırız...” (Neml Suresi, 82) Dabbetten Minel’ardi. Yerden mamul bir varlık. Bir dabbe … Debelenen… Yahut kendinden yürüyen herhangi bir eşya için de aynı kelime kullanılıyor, Dabbe; yani depreşen,  hareket eden. “...O da insanların Bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.” (Neml Suresi, 82) Yani imana dair,  iman hakkında onlara bilgi veriyor. Bilgi veren bir şey. Şimdi biz bunu –Dabbe’yi- bir anlamaya çalışalım. “O söz başlarına geldiği zaman.” Ne zaman geliyor bu söz?  Kıyamet vakti. Mehdi’nin zuhur vakti. O söz başlarına geldiği zaman. Artık kıyamet iyice yaklaşmış. Son an artık. Çünkü  2120’de kıyamet bekleniyor. Artık o söz gelmiş inşaAllah. “Onlara yerden mamul bir dabbe çıkarırız. O da insanlara Bizim ayetlerimize kesin bilgiyle...” (Neml Suresi, 82) Bakın kesin bilgi, demek bir de kesin bilgi var. Net bilgi. Şimdi, ahir zamanda insanlara Kuran’ın ışığından istifadeyle kesin bilgi sunuluyor.  “Kesin bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler.” Bakıyoruz bilgisayara. Bu konuşuyor mu? 

Oktar Babuna: Konuşuyor.

ADNAN OKTAR: Konuşuyor. Yazıyor da.

Oktar Babuna: Evet.

ADNAN OKTAR: Anlatıyor da. Soru sorduğunda anında cevap veriyor değil mi? Neden mamul bu?

Oktar Babuna: Yerdeki elementlerden demir, var, alüminyum var, çinko var.

ADNAN OKTAR: Değil mi; magnezyum, bakır, kobalt, çinko hepsi var. Silisyum hepsinden var. Yerden mamul bir kere, o tamam. Konuşuyor. Allah’ı anıyor Allah hakkında bilgi veriyor. Kesin bilgi veriyor mu?

Oktar Babuna: Veriyor.

ADNAN OKTAR: Net bilgi veriyor mu?

Oktar Babuna: Veriyor.

ADNAN OKTAR: Güzel, şimdi hadislere göre bakalım, sürati nasıl bunun?

Oktar Babuna: Çok hızlı.

ADNAN OKTAR: Bak diyor ki “hiç kimse ona yetişemeyecek, kaçan da kurtulamayacak.”  (Kıyamet Alametleri, Medi-neli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 276) Çünkü evinde dini öğrenmek istemiyor ama, bastın mı düğmeye Allah, Resul, Muhammed (sav), Peygamberimiz (sav)’in mührüyle karşılaşıyor. Allah’ın hükümleriyle karşılaşıyor, Kuran ayetleriyle karşılaşıyor, hadis-i şeriflerle karşılaşıyor, Darwinizm’in, materyalizmin yıkılışıyla karşılaşıyor, nereye gitse karşısına çıkıyor, ne diyor, “kaçan da kurtulamayacak”.
Bakın diyor ki renkli olacak diyor. O hayvanda her türlü renk mevcuttur. O dabbede,  o cisimde, o alette,  her türlü renk mevcuttur. Renkli mi bunun görüntüleri?

Oktar Babuna: Evet.

ADNAN OKTAR: Her türlü renk var mı?

Oktar Babuna: Var.

ADNAN OKTAR: Hadise uyuyor mu?

Oktar Babuna: Uyuyor.

ADNAN OKTAR: Hz. Musa (a.s.)’nın asası yanında olacak diyor. Siz yaratılışı  ispat ediyor musunuz internette?

Oktar Babuna: Ediyoruz, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Hz. Musa (a.s.) asayı atıp neyi ispat etti Firavun’a?

Oktar Babuna: Yaratılışı.

ADNAN OKTAR: Yaratılışı ispat etti değil mi? Ne dedi bak, “ağaçtan Allah bir anda hayvan yaratıyor, Nil’in çamurlarından yaratılmadı, demek ki o devrin Darwinizm’i yanlıştı, doğrusu Yaratılış’tır” diyor. Bakın diyor: Ben bir ağacı yaratıyorum, canlanıyor, dolayısıyla sizin tesadüf iddianız doğru değil. Allah yaratıyor. Hz. Musa (a.s.)’nın asası gibi Yaratılış’ı ispat edecek, anlatacak. Ne diyor, müminin yüzünü damgaladığında yüzü pırıl pırıl olacak. Sen burada internette Peygamberimiz (sav)’in mührünü gördüğünde için açılıyor mu?

Oktar Babuna: Açılıyor.

ADNAN OKTAR: Bir neşe geliyor mu?

Oktar Babuna: Geliyor.

ADNAN OKTAR: Peygamberimiz (sav)’in mühründe neler var? Allah, Muhammed, Resul. Ne anlatıyor internet? Allah’ı anlatıyor. Muhammed (sav)’i anlatıyor. O’nun Resul olduğunu anlatıyor.  Ve yüzünü parlatıyor müminin. Pırıl pırıl oluyor.  “Kafiri damgalayınca simsiyah kesilecek” diyor.  İnanmayan karşılaştığında da kan  boğuyor, tansiyonu çıkıyor, morarıyor. Bir okuyor oradaki gerçekleri. Tansiyonu fırlıyor 18’e 20’ye. Bunalıyor, sıkılıyor. Başka bir yere geçiyor. Orada da karşısına geçiyor. Yani kafir; inanmayan. İnanmayanı damgalıyor. Evet. Bak yeryüzünde diyor bir yıldız gibi seyredecek. Olağanüstü bir sürat olacak, peşine düşen onu yakalayamayacak.  Yani elektrik sürati olduğu için olağanüstü süratli. Yerle gök arasında herkesin duyabileceği bir sesle haykıracak. Yerin altında alıyor mu bu internet?

Oktar Babuna: Alıyor.

ADNAN OKTAR: Üstünde alıyor mu?

Oktar Babuna: Alıyor.

ADNAN OKTAR: Herkes duyuyor mu?

Oktar Babuna: Duyuyor.

ADNAN OKTAR: Evet Doğu’ya yönelip haykıracak bütün Doğulular sesini duyacak. Şam’a dönüp haykıracak. Bütün Yemenliler sesini duyacak. Yani bütün dünya cihetlerini belirtiyor. Dünyanın her yerinde herkes sesini duyacak diyor. Bakın diyor ki; “bazı iki yüzlü, riyakar kimsenin kişilerin iki gözünün arasına yalancı damgasını vuracak.” (Kıyamet Alametleri, Medineli Allame Muhammed B. Resul Al-Huseyni El Berzenci, Pamuk Yayıncılık, s. 278) Resulullah (sav)’ın mührüyle onu damgalıyor. Sen yalan söylüyorsun, Darwinizm yalan, materyalizm yalan. Bu yalanı onlara ispat ediyor Dabbet-ül Arz. Anlaşıldı mı? Ve de Hz. Mehdi (a.s.)’nin yardımcısıdır Dabbet-ül Arz. Hz. İsa Aleyhisselam’ın da yardımcısıdır ve bir nevi de kılıcıdır. Manevi kılıcıdır. “Şeytanı öldürecek” diyor. Şeytan ne? Deccaliyet,  Deccaliyet  ne? Darwinizm, materyalizm, Allah’tan korkmayan sistem. Ne diyor? Şeytanı öldürecek diyor. Şimdi biz internetle şeytanı öldürüyor muyuz? Darwinizm’i, materyalizmi yok ediyor muyuz? Hadis tam anlamıyla çıkmış mı? Çıkmış evet. Bir adım atışta üç günlük mesafeyi birden kat edecek. Olağanüstü süratli. Mesela dünyanın her yerinde şu an izleniyor. Bütün dünyaya dağılacağı Dabbet- ül Arz’ın. Her yerde kolu olacak diyor. Her yere ulaşacak. Göğe ulaşacak, yere ulaşacak. Ulaşmadığı hiçbir yer kalmayacak. Hatta her eve girecek diyor. Her eve girip herkesi damgalayacak diyor, Resulullah (sav)’ın mührüyle.

Oktar Babuna: İnşaAllah.

ADNAN OKTAR: Bakın; Hz. Caferi Sadık da şöyle buyurur; “Adeta Kaim’i, Hz Mehdi Aleyhisselam’ı görür gibiyim.” Peygamberin (sav) altın mühürle mühürlenmiş sözleşmesini cebinden çıkarıyor. Hz. Mehdi (a.s.) Peygamber Efendimiz (sav)’in mührünü kullanacak. Altın diyor altın. Rengini de belirtiyor. Altın bir mühürle mührünü çıkarıyor.  Mührünü açarak onları insanlara okuyor. Rivayet var. Hz. İsa Aleyhisselam onu alıp açacak; sandığı açacak. Bir sandık buluyor Hz. İsa Aleyhisselam da. Onu açıyor ve içinde bir mühür, Resulullah (sav)’ın mührü ve bin tane kitap bulacak diyor. Hazır, Hz. İsa Aleyhisselam’dan önce. Hz. Mehdi Aleyhisselam’ın hazırladığı kitaplar. Bu kitaplarla İslam’ı, Kuran ahlakının esaslarını, sünnetini ihya edecek. “Risalet’ül Meşrep Elverdi fi Mezhebi bil Mehdi, Ali bin Sultan Muhammed el-Kari, sayfa- 4 Enis el-Cülesci” kitabından. 700 yıllık 800 yıllık eserler bunlar. 1000 yıllık eserler. Buralarda anlatılıyor.
 

Masaüstü Görünümü