Harun Yahya

Hz.Süleyman Kissasi’ndan Hz. Mehdi (As)’a ve Kuran Ahlaki’nin Dünya Hakimiyetine İşaretler


Hz. Süleyman (as)’ın hayvanlarla konuşma ve cinleri yönetme ilmi

Hz. Mehdi (as) ’ın Hz. Süleyman (as)’a benzerliği


Süleyman'a cinlerden, insanlardan ve kuşlardan orduları toplandı ve bunlar bölükler halinde dağıtıldı. Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: "Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp-geçmesin." (Süleyman) Bu sözü üzerine tebessüm edip güldü ve dedi ki: "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın salih bir amelde bulunmamı ilham et ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat." Kuşları denetledikten sonra dedi ki: "Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu?" (Neml suresi, 17-20)


ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Süleyman’a cinlerden, insanlardan ve kuşlardan ordular toplandı ve bunlar bölükler halinde dağıtıldı”. Bir, Süleyman (a.s)’ın ordusunda kimler var? Cinler, insanlar ve kuşlar. “Bunlar bölükler halinde dağıtıldı. Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: ‘Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin,’” kaçın diyorlar yani bir yerden o yuvaya doğru gideceksiniz diyor karıncalara. “ ‘Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp-geçmesin.’". Yani Süleyman sizin ölümünüze vesile olmasın. Bir şey yapın, gidin kaybolun diyor. Mehdi (a.s), Hz. Süleyman (a.s) gibidir. Peygamberimiz (s.a.v)’in hadisinde belirtilmiştir. Süleyman (a.s) ve Zülkarneyn (a.s) gibi de dünyaya hakim olacak diyor Resullulah (s.a.v) o nurlu üslubuyla, nurlu ağzıyla. Dolayısıyla Mehdi (a.s)’da da bu tarz olayların olacağını anlıyoruz. Yani Süleyman’ın bir benzeri olacak Hz. Süleyman (a.s)’ın. Aynı olaylar olacaktır inşaAllah. Çünkü Peygamberimiz (s.a.v) söylüyor. “(Süleyman) Bu sözü üzerine tebessüm edip güldü ve dedi ki: "Rabbim, bana, anne ve babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın salih bir amelde bulunmamı” yani “samimi tavırlar göstermemi “ilham et ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat". Hep bak samimiyet. Bütün Peygamberler samimiyetten bahsediyor. Allah samimiyetten bahsediyor. Samimi olunacak. Bu sahtekar üsluplar, yapmacık üsluplar bereketsizlik getirir ve çok büyük bir akılsızlıktır, aklı alır. Alabildiğine samimi olmak lazım her şeyde. “Kuşları denetledikten sonra dedi ki: "Hüdhüd'ü neden göremiyorum, yoksa kaybolanlardan mı oldu?". Şimdi bizim gördüğümüz Hüdhüd Allahu alem cin, kuş biçiminde bir cin. Çünkü iman ehli, iman teklif ediliyor. Cine iman teklif edilebilir. Hayvan zaten imanla mükellef değildir. Bu da gösteriyor ki; Hz. Süleyman (a.s)’ın muazzam bir istihbarat gücü var, cinlerden oluşan. Bu da gösteriyor ki Mehdi (a.s)’ın da böyle bir gücü olacak, cinlerden oluşan bir ekibi olacak. Buna Kuran dikkat çekiyor inşaAllah.

 



Hz.Mehdi (as) hidayete vesile olur

Ta, sin. Bunlar Kur'an'ın ve apaçık olan Kitabın ayetleridir. Mü'minler için bir hidayet ve bir müjdedir. (Neml Suresi, 1-2)

ADNAN OKTAR: Neml Suresi’nden okuyalım. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Şeytandan Allah’a sığınırım. 1-“Ta sin”, Ta Sin; taht Süleyman’a mı acaba bakıyor? Çünkü cinlerle bağlantıda “Ta Sin”’in şifre yönü var. Taht-ı Süleyman’a bakıyor olabilir. Ben biraz kapalı söyleyeyim, siz artık ne anlıyorsanız anlayın. “Bunlar Kur'an'ın ve apaçık olan Kitab'ın ayetleridir. 2-Mü'minler için bir hidayet ve bir müjdedir.” Hz. Mehdi (a.s) kimdir aynı zamanda?  Hidayete vesile olan, değil mi? Mehdi kelimesi zaten; hidayete vesile olan ve Allah’tan bir müjde. İşari manası olarak söylüyorum. Bakın “Bunlar Kuran'ın ve apaçık olan Kitab'ın ayetleridir.” Bir Kuran’ın ayetleri var. Bir de apaçık olan kitabın ayetleri var. Kaderle ilgili ayetlere de bakıyor buradaki ifade; “Bunlar Kuran'ın ve apaçık olan Kitab'ın ayetleridir.” Kaderdeki olaylar da Allah’ın ayetleridir, ona da işaret ediyor. “Müminler için bir hidayet ve bir müjdedir” Hz. Mehdi (a.s) nedir? Hidayet ve müjdedir, hidayete vesile olan bir müjdedir. 3-“Ki onlar namazı dosdoğru kılarlar.” Tam Kuran’da tarif edildiği gibi. “Zekatı verirler. Onlar ahirete kesin bilgiyle iman ederler.” İnsanların birçoğu ahirete kesin bilgiyle iman edemez. Mesela münafıklar kesin bilgiyle iman etmedikleri için, münafık oluyorlar. 

Bakın zaten burada, “Ta, Sin”  taht Hz. Süleyman (a.s)’a baktığını düşünüyoruz, Allahualem, anlamlarından bir tanesi olarak söylüyorum.

Hz. Mehdi’nin ilmi

Andolsun, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik: "Bizi inanmış kullarından birçoğuna göre üstün kılan Allah'a hamdolsun." dediler. (Neml Suresi, 15)

15. ayette Allah; “Andolsun, Davud'a ve Süleyman'a bir ilim verdik.” Hz. Davud (a.s) ve Hz. Süleyman (a.s) her ikisi de Kuran’da Hz. Mehdi (a.s)’a işareten hayatlarından bahsedilir. “Bir ilim verdik”, Hz. Mehdi (a.s)’ı da Allah, bir gecede özel hallerle donatıyor. “’Bizi inanmış kullarından birçoğuna göre üstün kılan Allah’a hamdolsun’ dediler.”Çünkü onlara daha ayrı bir seçkinlik veriliyor.

Müslümanların bir lideri olmalı

 “Nihayet karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: "Ey karınca topluluğu, kendi yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları, farkında olmaksızın sizi kırıp geçmesin."” (Neml Suresi, 18)

ADNAN OKTAR: Hz. Süleyman (a.s) lider bir kere, orduları var ve ordunun da lideri. Her Müslümanın bir başı var. Karıncaları da yöneten bir karınca var. Onların da başı var. Müslümanların da başı olması gerekiyor demek ki. Hz. Süleyman (a.s) orduların başı; karınca karıncalara talimat veriyor, o da onların başı. Allah onu özellikle vurgulamış. Müslümanların da başı olacak. Hayvanların bile başı var; böceklerin bile, karıncaların bile başı var. Müslümanların da başı var. Bunu gösteriyor Allah.

 “Gerçekten ben, onlara hükmetmekte olan bir kadın buldum ki, ona her şeyden (bolca) verilmiştir ve büyük bir tahtı var.” (Neml Suresi, 23)

ADNAN OKTAR: Hükmetmekte olan bir kadın, kadın lider. Bir kere kadından lider olacağını görmüş oluyoruz. Diyor ya bağnaz bazı kardeşlerimiz; “kadından lider olmaz.” Kadının lider olacağını Allah Kuran’da gösteriyor. Ve “hükmetmekte olan bir kadın,” demek ki toplumun başı var. Onlar güneşe tapıyor, onların bile bir başı var, değil ki Müslümanların. Her topluluğun mutlaka Allah bir başı olduğunu gösteriyor.

Neml Suresi 32-33-34; “Dedi ki: "Ey önde gelenler, bu işimde bana görüş belirtin, siz (her şeye) şahidlik etmedikçe ben hiç bir işte kesin (karar veren biri) değilim." “Dediler ki: "Biz kuvvet sahibiyiz ve zorlu savaşçılarız. İş konusunda karar senindir, artık sen bak, neyi emredersen (biz uygularız).”

ADNAN OKTAR: Devlet başkanının, devlet yöneticisinin nasıl olacağını Allah gösteriyor. İstişare edecek, emrinde kuvvetler olacak. Emrindeki kuvvetler istişare edildikten sonra son hükmü, kararı ona bırakıyorlar. Karar verme yetkisi onun. Kuran liderliğin nasıl olması gerektiğini gösteriyor ve mutlaka lider olması gerektiğini gösteriyor Cenab-ı Allah.

Hz. Mehdi (as) ’ın ahir zamanda insanları zenginleştirmesi

"İşte bu, bizim vergimizdir. (Ey Süleyman) Artık sen de hesaba vurmaksızın, ver ya da tut." (Sad Suresi, 39)

"İşte bu, bizim vergimizdir. (Ey Süleyman) Artık sen de hesaba vurmaksızın, ver ya da tut. " Bu nedir? Hz. Mehdi (a.s)’ın özelliği. “Hz. Süleyman (a.s) gibidir Hz. Mehdi (a.s)” diyor Peygamberimiz (s.a.v.). Hz. Mehdi (a.s)da hesaba vurmaksızın dağıtacak malları. Hadiste öyle. Hz. Süleyman (a.s)’ın yaptığı bir güzellik. Aynısını yapıyor. “ya da tut” fazlaysa tut. Ama ihtiyaç varsa dağıt, hesaba vurmaksızın. Bol bol, avuç avuç, kamyon kamyon.

SEBE SURESİ

Andolsun, biz Davud'a tarafımızdan bir fazl (üstünlük) verdik. "Ey dağlar, onunla birlikte (Beni tesbih edip) yankıyla ses verin" (dedik) ve kuşlara da (aynısını emrettik). Ve ona demiri yumuşattık. (Sebe Suresi, 10)

SEBE SURESİ’NDE ALLAH’IN ELÇİLERİNE DELİ DENMESİ

" Allah'a karşı yalan mı düzüp uyduruyor, yoksa kendisinde bir delilik mi var?" Hayır, ahirete inanmayanlar, azabta ve uzak bir sapıklık içindedirler. (Sebe Suresi, 8)

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınıyorum. “Allah’a karşı yalan mı uyduruyor.” Bir kere Allah’a karşı yalan uydurmakla itham ediliyor Peygamberler, elçiler, tebliğciler. Mesela Hz. Mehdi (as)’da geldiğinde; “Allah’a karşı yalan uyduruyor, böyle bir şey yok” diyecekler, yalancılıkla itham edilecek.  “Yoksa kendisinde bir delilik mi var?” ikinci iddia bu. Akıl hastası diyorlar, aklında bir şey var, normal değil akli dengesi diyorlar.  “Hayır,” diyor Allah, “Ahirete inanmayanlar, azapta ve uzak bir sapıklık içindedirler.” Bakın Ahirete inanmayanlar azapta, dünyada da azap çekerler diyor Allah. Yani gerilim, stres ve acıyla yaşarlar diyor Allah. “Uzak bir sapıklık içindedirler”, yani tam anlamıyla sapıktırlar, diyor. Dengesizdirler diyor Allah.  “Onlar, gökten ve yerden önlerinde ve arkalarında olanı görmüyorlar mı?”, onları görmüyorlar mı? “Eğer Biz dilersek, onları yerin-dibine geçirir ya da gökten üzerlerine parçalar düşürürüz. Hiç şüphesiz, bunda 'gönülden (Allah'a) yönelen' her kul için bir ayet vardır.” Mesela bir yerde Allah, savaş çıkarıyor. Yerin dibine geçiyor, mesela ağır bombardıman yapılıyor değil mi? İnsanlar yerin dibine geçiyorlar. “Gökten üzerlerine parçalar düşürürüz”, şarapnel parçaları düşüyor yahut başka felaketler oluyor. “Hiç şüphesiz, bunda 'gönülden (Allah'a) yönelen' her kul için bir ayet vardır.” Allah tehdidini belirtiyor.

Ahir zamandaki teknolojiye işaretler


Andolsun, biz Davud'a tarafımızdan bir fazl (üstünlük) verdik. "Ey dağlar, onunla birlikte (Beni tesbih edip) yankıyla ses verin" (dedik) ve kuşlara da (aynısını emrettik). Ve ona demiri yumuşattık. (Sebe Suresi, 10)


Andolsun, Biz Davud'a tarafımızdan bir fazl (üstünlük) verdik. ‘Ey dağlar, onunla birlikte (Beni tesbih edip) yankıyla ses verin’ (dedik).” Şimdi ben konuşuyorum. Dağlarda benim sesim her yerde duyuluyor mu, duyulmuyor mu şu an? Duyuluyor. Kuran buna işaret ediyor işte. Yani bunu durduk yere söylemez Allah. Zaten bir yerde insan konuşursa dağda sesi yankılanır. Ama kast edilen bu değil. Yani sırf bu değil.  Bakın “ey dağlar,” diyor. “Ey dağ” derdi, dağlar. “Onunla birlikte (Beni tesbih edip) yankıyla ses verin." Yani benim sesim aynı anda evlerin içerisinde, aynı şekilde duyuluyor. Yüzüm de görülüyor şu an. Avrupa’da, Amerika’da dünyanın her yerindeyiz şu an. Radyolardan da yayın var şu an. İnternet yayınımız da var. İnternet girişlerimiz çok yüksek. “Kuşlara da (aynısını emrettik). Ve ona demiri yumuşattık.” Mesela Ahir zamanda demir en yoğun olarak şu an kullanılıyor. Ve macun gibi kullanılır. Pres yapılıyor, şu yapılıyor bu yapılıyor. Kuran buna da işaret ediyor.  “Geniş zırhlar yap.” Şimdi mesela bütün zırhlı araçlar, tanklar hepsinde geniş zırh sistemleri kullanılıyor ilk defa Ahir zamanda. Bakın zırh yap demiyor Allah, “geniş zırhlar” yap diyor. Ahir zamanda kullanılan bir sisteme dikkat çekilmiş oluyor. “Ve onları düzenli bir biçime sok”, mesela tanklar düzenli bir biçime sokuluyor, değil mi? Askeri araçlar düzenli biçime sokuluyor.  “Ve hepiniz salih ameller yapın.” Yani son derece samimi olsun yaptıklarınız diyor Allah. İçinizden gelerek, candan, kendinizi kasmadan, doğal ve tabii olun diyor Allah.  “Gerçekten Ben, sizin yaptıklarınızı görenim’ (diye vahyettik).” Şu an Allah bizi seyrediyor. Herkesi evinde de seyrediyor, görenler, duyanlar, okuyanlar ne yapıyorsa hepsi şu an Allah tarafından seyrediliyor.


Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara (boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında Rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan kim bizim emrimizden çıkıp-sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından taddırırdık. (Sebe Suresi, 12)


 “Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara (boyun eğdirdik).” Şimdi bak burada da uçaklara dikkat çekilmiş oluyor. Çünkü bir aylık mesafeyi bir günde alıyor uçaklar. Süratle alıyor. Tam, net karşılığıdır. Ve rüzgar, uçakların uçuş prensibi zaten rüzgar üzerine kurulu; yani kanat açısı rüzgarla etkilenip, uçağı yukarı kaldıracak gibi oluyor ve rüzgarı kullanarak devam ediyor. O pervanenin çekim gücünü kullanıyor ve meydana gelen doğal rüzgar içerisinde o uçmuş oluyor.  “Erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık.” Şimdi mesela şu an sanayide bakır sel gibi akıtılıyor. Şu an kullanılıyor. Değil mi? Yüz binlerce ton bakır kullanılıyor. Öyle az buz değil. “Onun eli altında Rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı.” Bakın eli altında, hazır, yanında cinler var, Hz. Süleyman (a.s.)’ın  “Rabbinin izniyle,” kendi emriyle izniyle değil. Allah’ın izniyle. Cinlerin özelliğidir bu. Mutlaka Allah’tan izin almaları gerekir. İş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan kim Bizim emrimizden çıkıp-sapacak olsa,” yani cinler eğer itaat etmezlerse, “ona çılgın ateşin azabından taddırırdık.” Ateşten çok çekinir cinler, geçenlerde de söylemiştim. Bak ona Allah dikkat çekiyor. “Ona çılgın ateşin azabından taddırırdık.”

Hz. Mehdi, Hz. Süleyman gibi cinlere hakim olacaktır


Ona dilediği şekilde kaleler, heykeller, havuz büyüklüğünde çanaklar ve yerinden sökülmeyen kazanlar yaparlardı. "Ey Davud ailesi, şükrederek çalışın." Kullarımdan şükredenler azdır. (Sebe Suresi, 13)


Hz. Süleyman (a.s.)’a; “ona dilediği şekilde kaleler, heykeller” böyle sanat heykelleri büyük; “havuz büyüklüğünde çanaklar” yüzme havuzları yani büyük havuzlar. Evler de çok lüks oluyor, koskoca havuz oluyor, evin fiyatı olağanüstü artıyor havuz var diye, tabii, bir süstür, bir güzelliktir. “Yerinden sökülmeyen kazanlar yaparlardı.” Hz. Süleyman (a.s.)’ın ziyafetleri dillere destandır. Yani günde kesilen hayvan miktarı acayip yüksek, av hayvanları. Her gün ızgaralar, yiyecekler yani binlerce insana yemek yediriliyordu; fakirlere, halka herkese.  "Ey Davud ailesi, şükrederek çalışın. Kullarımdan şükredenler azdır.” Çalışırken Allah’a şükrederek çalışın diyor Allah. Şükredenler azdır” diyor. Yani mesela Allah bize bir içecek veriyor, şükredeceğiz. Sağlık veriyor, şükredeceğiz. Mutluluk veriyor, şükredeceğiz. Mesela bak burada çok nezih bir arkadaş çevremiz var, bu da bir nimettir, elhamdülillah. Burada mesela aksi, psikopat birisi olsa hepimiz kasılırdık, değil mi? Konuş konuşabilirsen. Allah-u alem yani en azından kasılmaya karşı direnecektik, canımız yanacaktı, inşaAllah. Şükrederek çalışın” yani direkt çalışmayın diyor Allah; şükrederek, elhamdülillah, Allah’a çok şükür, Allah’a hamdolsun, bugünkü nimetine de hamd ediyorum, diyecek. Bak “kullarımdan şükredenler azdır” diyor Allah, buna dikkat çekiyor. “Böylece onun (Süleyman’ın) ölümüne karar verdiğimiz zaman, ölümünü, onlara, asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası haber vermedi.” Bunun sırrını ileriki günlerde açıklayacağım. Şimdi söylemeyeceğim. Bu, çok derin ve özel anlamı olan bir konudur. “Artık o, yere yıkılıp-düşünce, açıkça ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı”; diyorlar ya cinler geleceği bilir. Bak Allah diyor, gaybı mümkün değil bilmezler, diyor bak; şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı, böylesine aşağılanıcı bir azap içinde kalıp-yaşamazlardı.” Böyle bayağı aşağılanarak yaşıyorlar, diyor Allah. Bilse niye bu konumda olsun? Bir de Hz. Süleyman (a.s.)’dan müthiş korkuyorlar, yani görevlisi onlara, Allah mesela birisini lider kıldığında ona böyle bir hayvanın bağlanması gibi bağlanıyorlar. Yani çok çekiniyorlar. Süleyman (a.s.)’ın emrinde olan cinler müthiş çekiniyorlardı Süleyman (a.s.)’dan. O, ne diyorsa yapıyorlar. Şimdi de aynı şekilde Mehdi (a.s.)’nin konumu böyledir. Yani Hz. Mehdi (a.s.)’ın emrinde olacaktır, inşaAllah.

Masaüstü Görünümü