Harun Yahya

Yeni çatışmalar MENA Bölgesinin tamamını kargaşaya sürükledi






MENA Bölgesi, neredeyse her gün yeni çatışma haberleriyle karşılaşıyor. Kimi ülkelerde halkın sevmediği rejim/liderler değişse de huzursuzluk ve şiddet bir türlü son bulmuyor. Irak, Suriye, Filistin, Mısır, Libya, Yemen, Ürdün, Lübnan şiddet haberlerine konu olan ülkelerin başında geliyor.

Irak,  Mart 2003’te ABD ve İngiltere öncülüğündeki çok uluslu güç tarafından işgal edilmiş, bu işgal 15 Aralık 2011’de sona ermişti. Bu operasyona da “Özgürleştirme Operasyonu” adı verilmişti. Bu savaşta 1 milyonun üzerinde Iraklı yaşamını kaybetmiş, UNHCR’in 2008 verilerine göre 4,7 milyon kişi de evinden olmuş, 2 milyon insan da başka ülkelere sığınmıştı. Irak şimdilerde yeni bir mülteci kriziyle karşı karşıya. 1,25 milyon insan, IŞİD’in acımasız saldırıları ve insanlık dışı uygulamaları nedeniyle evlerinden ayrılarak başka şehirlere kaçtı.

Görülen o ki, şiddet yoluyla toplumlar ileri demokrasiye kavuşmuyor ve nihayetinde özgürleşmiyor. Şiddet şiddeti körüklüyor ve nefret nefreti büyütüyor.

IŞİD, yeni adıyla İD, Şam’dan Bağdat’a kadar olan bölgede kurmayı hayal ettiği şeriat/hilafet devleti hedefini bir hayli büyütmüş durumda! Yeni yayınladıkları haritalarda tüm İslam ülkelerini bu hedeflerine katmış durumdalar. Dolayısıyla MENA Bölgesindeki her ülkeyi tehdit eder bir pozisyondalar. Ele geçirdikleri yerlerde bölge halkına uyguladıkları zulüm ve şiddet yüzünden de şu an için Suriye ve Irak’ta büyük bir paniğe yol açmış durumdalar.

Suriye’de Rakka ve Deyr Ez Zor gibi petrol bölgelerini ele geçiren örgüt, güneyde Lübnan sınırındaki Arsal’da Lübnan ordusuyla çatışmaya girerken kuzeyde de Halep ve çevresini alma mücadelesi vererek Akdeniz’e ulaşmaya çalışıyor. Bir yandan Lübnan’ı tehdit eden örgüt, diğer taraftan Irak Ürdün sınır kapısı olan Turaybil’de de Ürdün güvenlik güçleriyle çatışmalara giriyor. Ürdün de İD tehditlerinden nasibini alıyor. İD, hem Lübnan hem de Ürdün’deki Selefi nüfusunu kendi safına çekerek bu ülkeler de varlığını hissettirme planları yapıyor.

IŞİD, Irak’ta da kendisi için stratejik olarak gördüğü birçok şehre saldırarak ele geçirmeye ve çok ciddi bir tehdit oluşturmaya devam ediyor. Bu saldırılar Türkiye’yi de elbette yakından ilgilendiriyor. Türkmenlerin ağırlıklı yaşadığı bölgeler olan Musul, Telafer ve Selahaddin kentine bağlı Tuzhurmatu da bu saldırılardan nasibini aldı. Yüzlerce Türkmen şehit oldu, binlercesi yaralandı, binlercesi de örgütün eline esir düştü. Bu bölgelerde yaşayan yüzbinlerce Türkmen, Arap ve Kürt evlerini terk etmek zorunda kaldı. Kalanlar da İD’nin zulüm politikalarıyla büyük acılar yaşamaya devam ediyor. Yine Musul çevresinde yaşayan ve sayıları 300 bini bulan Türkiye’yi kendilerine çok yakın bulan Alevi-Bektaşi Şebekler de IŞİD saldırılarına maruz kalıyor. Ayrıca Musul’da Türkiye Başkonsolosluğu da IŞİD tarafından ele geçirilerek 48 çalışan rehin alındı. IŞİD Suriye’nin Halep ili Karakozak Köyü sınırları içinde yer alan Türk toprağı olan Süleyman Şah Türbesini de ele geçirmeye çalışıyor.

Aynı şekilde Suriye’den 1,5 milyona yakın mülteciyi kabul eden ve mazlumların sığınacağı en güvenilir liman konumunda olan Türkiye için İD zulmünden kaçan Ezidilerin, Keldanilerin ve Kürtlerin durumu da çok büyük önem arz ediyor. Ezidi kenti Sincar ve Hristiyan kenti Karakuş da İD tarafından ele geçirildi. Bu bölgelerde her gün yeni bir katliam haberi gündeme damgasını vuruyor. Bunun yanında karma bir şehir olan Kerkük de IŞİD tehdidi altında. Buradaki halk da büyük bir tedirginlik içinde bekleyişini sürdürüyor. Yine bu zulümden kaçan 20 bine yakın Ezidinin Türkiye’ye sığınmak için sınıra doğru ilerlediği, bunlardan bir kısmının da AFAD tarafından kamplara yerleştirildiği biliniyor.

Irak başta olmak üzere MENA Bölgesi yönetimlerindeki şefkat, merhamet ve sevgi eksikliği bölgedeki huzursuzluğu artıran en büyük sebeplerden biri. Halkına tepeden bakan ve baskı/tehdit kullanarak toplumları hizaya getirmeye çalışan bir yönetim anlayışı insanların rejimlere olan güvenini sarsmaya devam ediyor. Zaten var olan işgal ve savaşlar da bu sevgisizlikle birleşince bitmeyen çatışmalar ortaya çıkıyor. Ortadoğu bu yüzden bir an önce sevgi politikalarıyla halkını kucaklayan ve en ileri demokrasiyi hedefleyen siyaset anlayışını benimsemeli. 

Adnan Oktar'ın Times of Oman ve News Rescue'de yayınlanan makalesi:

http://www.timesofoman.com/Columns/2220/Article-New-conflicts-have-put-the-whole-of-MENA-into-turmoil

http://newsrescue.com/new-conflicts-put-whole-mena-turmoil/#axzz3C2YlUUlQ

Masaüstü Görünümü