Harun Yahya

Yecüc ve Mecüc'ün I. Ve II. Dünya savaşlarına işaret ettiğine dair yeni bir işaret: Ateşli Kükürt


Bilindiği gibi Yecüc ve Mecüc Kuran’da, kan dökücü bir kavim olarak bildirilmektedir. Kuran ayetleriyle ve Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’den rivayet edilen hadislerle haber verildiği şekilde Yecüc ve Mecüc, hiçbir sözü kavramayan ve yeryüzünde, yani tüm dünya çapında büyük bir bozgunculuk çıkaran ve ahir zamanda ortaya çıkacak olan kavim olmalarıyla dikkat çeker. Yecüc ve Mecüc’le ilgili tariflerin tümü, Kitab-ı Mukaddes’te de aynı şekilde tasvir edilmektedir. Bu tariflerden, Yecüc ve Mecüc bozgunculuğunun I. Ve II. Dünya Savaşlarına işaret ediyor olması kuvvetle muhtemeldir. Konuyla ilgili detaylı bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

 

Yecüc ve Mecüc bozgunculuğunun dünya savaşlarına işaret etmesi ile ilgili olarak bir başka önemli nokta ise, Kitab-ı Mukaddes’te geçen ateşli kükürt ile ilgili izahtır. Kitab-ı Mukaddes’te, Yecüc ve Mecüc’ün bozgunculuğu esnasında gökten ateşli kükürt yağacağı aşağıdaki şekilde bildirilmiştir:

 


Bütün dağlarımda Gog'a karşı kılıcı çağıracağım. Egemen RAB böyle diyor. Herkes birbirine kılıç çekecek.

Onu salgın hastalıkla, kanla cezalandıracağım; onun, ordusunun, ondan yana olan birçok ulusun üzerine sağanak yağmur, dolu, ateşli kükürt yağdıracağım.

 

 

Böylece büyüklüğümü, kutsallığımı gösterecek, birçok ulusun gözünde Kendimi tanıtacağım. O zaman Benim RAB olduğumu anlayacaklar." (Hezekiel, 38:21-23)


 

Kitab-ı Mukaddes’te işaret edilen diğer alametler gibi ateşli kükürt de, İLK OLARAK, Yecüc ve Mecüc’ün bozgunculuğu esnasında yani I. ve II. DÜNYA SAVAŞLARI sırasında kullanılmıştır. HARDAL GAZI olarak adlandırılan ve içeriğinde KÜKÜRT KLÖRÜR barındıran madde ve aynı zamanda KARABARUT olarak adlandırılan ve içeriğinde saf kükürt barındıran madde, özellikle I. Dünya Savaşı sırasında Alman askerleri tarafından, İngiliz ve Fransızlara yönelik olarak kullanılmış yakıcı silahlardır.[1]

 

Yecüc ve Mecüc hakkında ayrıntılı açıklama

 

Adnan Oktar’ın 9 Mayıs 2010 tarihli Kanal Avrupa röportajından



 

Kuran’da, hadislerde ve Kitab-ı Mukaddes’te yer alan Yecüc ve Mecüc’e dair tasvirlerin tümü, I. ve II. Dünya savaşında yaşanmış ve sonuçlanmış olan olaylardır. Yecüc ve Mecüc’ün, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.) döneminde çıkacağı ve büyük katliamlar gerçekleştireceğine dair iddialar, hiçbir şekilde doğru değildir. Hz. İsa (a.s.) ve Hz Mehdi (a.s.)’ın zuhur ettiği dönem, sevgi, huzur, barış ve rahatlık dönemi olacak; Altın Çağ adı verilen bu dönemde, uyuyan kişi uyandırılmayacak, kan akıtılmayacak, tek bir kişinin burnu bile kanamayacaktır. Konuyla ilgili detaylı açıklamaları buradan okuyabilirsiniz.

 

Yecüc ve Mecüc, bozgunculuk çıkarmak üzere zaman zaman ortaya çıkacak olan bir kavimdir. Geçmişte ortaya çıktığı gibi gelecekte de tekrar ortaya çıkması da kuvvetle muhtemeldir. Fakat bu bozgunculuk, yukarıda belirttiğimiz gibi, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın zuhuru sırasında gerçekleşmeyecektir. Hicri 1506 tarihinden sonra, kıyamete yakın tarihlerde, Hz. İsa (a.s.) ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın şehadetinin ardından dünya çapında maddi ve manevi bir bozulma yaşanacaktır. Bu tarihten sonra birbiri ardınca savaşlar başlayacak, anarşi, terör ve katliamlar gerçekleşecek; sapıklık son haddine varacak, kan döken zalim sistem bütün dünyaya hakim olacaktır. Dinsizlik yayılacak, yeryüzünde tek bir tane bile Kutsal Kitap kalmayacak, Allah’ın Yüce adı anılmayacaktır. İşte bu dönem, YECÜC VE MECÜC FİTNESİNİN SON ÇIKIŞ DÖNEMİ OLACAKTIR. Bu büyük fitnenin ardından ise Yüce Rabbimiz, insanların bu sapkınlığına karşılık olarak onları çok dehşetli kıyamet ile buluşturacaktır.

 

Yecüc ve Mecüc fitnesini Hz. Mehdi (a.s.) dönemi ile bağdaştırmaya çalışan bir kısım Evanjelik görünümlü ve Müslüman görünümlü masonlar, bu açıklamalarla beklenen Altın Çağı tamamen farklı göstermeye çalışmaktadırlar. Amaçları, Hz. Mehdi (a.s.) önderliğindeki beklenen Altın Çağ dönemini, adeta bir katliam dönemi görünümünde sunmak ve Müslümanlara yönelik son derece sapkın ve ürkütücü bir bakış açısı oluşturmaya çalışmaktır. Bu telkin sonucunda hedefleri, samimi Evanjelik Hıristiyanlar üzerinde, Müslümanlara karşı suni bir önyargı oluşturabilmek ve böylelikle inanan samimi dindarların arasını ayırarak onların birlik olmalarını engellemektir. Daha önce çeşitli yazılarda çok defa uyardığımız gibi bu çirkin oyuna karşı dikkatli olunması gerekmektedir. Çünkü Evanjelik ve Müslüman görünümlü masonlar, inananların arasını ayırarak dinsizliği yaymak, inançsızlığa zemin oluşturabilmek peşindedirler. Amaçları samimi dindarların birleşerek güçlenmelerini engellemek, şeytanın sapkın dinini tüm dünyaya hakim edebilmektir. İşte bu sebeple İncil’i delil göstererek, açık alametleri çarpıtarak kendilerine taraftar toplamaya çalışmaktadırlar. Allah’a kalpten inanan, samimi olarak iman eden, vicdanlı olan hiçbir Hıristiyan’ın bu kirli telkinlerin etkisinde kalmaması son derece elzemdir.

 

 

[1] http://en.wikipedia.org/wiki/Sulfur_mustard
 

Masaüstü Görünümü