Harun Yahya

Tunus'ta dönüşümün ikinci etabı ve Nahda'nın geleceği




Tunus'ta yeni anayasaya uygun olarak yapılan parlamento seçimlerinden birinci çıkan parti laik-liberal Nida Tunus Partisi oldu. Partinin lideri ise 2011'de Zeynel Abidin Bin Ali iktidarının yıkılmasından sonra kurulan geçici hükümette başbakanlık ve Burgiba iktidarı döneminde de bakanlık yapmış olan Baci Kaid es-Sebsi. Es-Sebsi aynı zamanda 23 Kasım’da yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Nida Tunus'un adayı.

Bağımsız Yüksek Seçim Kurulu cumhurbaşkanlığı seçimi için 70 kişinin adaylık başvurusu yaptığını açıkladı. İddialı adaylardan biri merkez sol çizgideki Cumhuriyet Kongre Partisi’nden insan hakları savunucusu, politikacı ve hekim kimliğine sahip mevcut cumhurbaşkanı Dr. Munsif el-Marzuki. Devrik lider Bin Ali döneminin son Dışişleri Bakanı Kemal Murcan  ise Milli Anayasal Girişim Partisi adına seçimlerde yer alacak. İlk turda hiçbir adayın %50’nin üzerinde oy alamaması durumunda 31 Aralık’da ikinci tura gidilecek.

Seçimlerin favori ismi es-Sebsi. 1926 doğumlu deneyimli siyasetçinin ilk kez halk oyuyla seçilecek yeni cumhurbaşkanı olacağına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.

Akıllara takılan soru ise cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday göstermeyen Nahda Hareketi'ni ve partinin lideri Raşid el-Gannuşi'yi nasıl bir geleceğin beklediği.

Hiç kuşku yok muhafazakar-demokrat Nahda Hareketi'nin iktidarı Nida Tunus Partisi'ne teslim etmesi Tunus'ta bazı gerçeklerin gün yüzüne çıkmasına neden oldu. En başta da ülkede değişim beklentisinin ne derece yüksek olduğu gerçeğinin.

Aslında sonuçlar pek de sürpriz değildi. El-Gannuşi her ne kadar istikrarlı bir şekilde muhaliflere yönelik uzlaşı mesajları vermiş ve gerek söylemlerinde gerek uygulamalarında demokrasinin en uygun ve faydalı yöntem olduğuna dair inancını samimi olarak ortaya koymuş olsa da, Nahda Hareketi'nin bu seçimi alamayacağı tahmin ediliyordu. Nitekim uzun zamandır medyada yazılıp çizilenler, partinin sosyal, kültürel, siyasi örgütlenme ve hükümet yönetme bakımından yetersiz kaldığı yönündeydi. Öte yandan iktidarı boyunca yaşanan ekonomik sorunlardan ve siyasetçilerle askerlere yönelik meydana gelen silahlı saldırılar ve bu nedenle gelişen şiddet olaylarından Nahda Hareketi sorumlu tutuluyordu. Tabii bu noktada ülkedeki medyanın tek sesli ve ideolojik tavrını ve yaklaşımının tek taraflı olduğunu da göz önünde bulundurmak gerek.

Meselenin bir diğer boyutu ise Nahda Hareketi'nin ülkenin demokratikleşmesi uğruna iktidardan vazgeçmiş olduğu yönündeki söylem. Gerçekten de güçlü bir muhalefet ve organize seçim politikalarıyla seçimi bir kez daha almaları mümkün olabilecekken başta el-Gannuşi olmak üzere Nahda mensuplarının muhalefetin kaybetmesi durumunda gelişebilecek bir askeri darbenin önünü kesmek için fedakarlıkta bulunduklarını, seçimi almaktan ziyade ülkenin demokratik geleceği adına dengeleri korumayı hedeflediklerini gözlemlemek zor değil. Ayrıca bu söylem, partinin ve el-Gannuşi'nin genel siyasi tavrıyla da örtüşüyor.

Nahda Hareketi ve lideri Raşid el-Gannuşi'nin ülke demokrasisine büyük katkılarının olduğu muhalifler tarafından dahi kabul edilen bir gerçek. Barışçıl politikaları, uzlaşıya önem veren, hoşgörülü ve demokrat tutumları Nahda Hareketi ve el-Gannuşi'nin gözle görülür artıları. İslam devleti içinde laik, dahası Marksist bir partinin dahi kurulabileceği, kadının devlet başkanı olabileceği gibi konuları savunması, seçimle başa geldiğinde cumhurbaşkanı olarak sol görüşlü el-Marzuki'yi atamış ve yine sol görüşlü partileri koalisyon ortağı olarak hükümete dahil etmiş olması, yeni anayasayı diğer siyasilerle birlikte hazırlaması el-Gannuşi'nin ülke demokrasisinin büyük ölçüde ilerlemesini sağlayan takdire şayan uygulamaları olarak tarihte yerini aldı. Askeri darbelere ve iç savaşa zemin oluşturabilecek her türlü girişimden sakınmış olması ve ısrarla ülke içinde siyasi bir düzen oluşturmaya çalışması da el-Gannuşi'nin ve partisinin başarılarından sayılıyor.

Seçimin hemen ardından Nida Tunus Partisi'ni tebrik eden Nahda ve el-Gannuşi'nin Tunus’un geleceğine katkı sağlamaya devam edecekleri aşikar. Bunu yaparken de barışçıl ve uzlaşmacı tavırlarından ödün vermeyecekleri kesin. Kesin olan bir diğer konu ise, art arda yapılan seçimlerin Tunus'un demokratikleşmesi ve siyasetin normalleşmesi sürecinde çok olumlu etkilerinin olması. Temenni ederiz ki Arap Baharı'ndan en az zararla çıkan ülke olan Tunus'un özellikle son dönemde elde ettiği ivme hızla devam eder, kazanan Tunus halkı, evrensel barış ve demokrasi olur.

http://newsrescue.com/second-stage-transition-tunisia-future-ennahda-movement/#axzz3LozmML8M

Masaüstü Görünümü