Harun Yahya

Darwinistler neden hala sahte dino-kuş hikayelerine başvuruyorlar?


Bunun sebebi şudur: Darwinistler büyük bir yıkımın, dehşetli bir yenilginin tedirginliğini yaşarken, bir yandan da “bir şey olmadı ki” felsefesinin ardına sığınırlar. Bunun için, ellerine geçen birkaç fosili en aldatıcı şekilde insanlara sunmaya çalışırlar. Bu genellikle soyu tükenmiş bir maymun fosili, kimi zaman da aslını hiçbir zaman Darwinist yayınlarda göremediğimiz bir dinozor fosili olabilmektedir. Sonra da bu fosil, uzun kanatlarını açarak uçmaya hazırlanan bir dinozor çizimi ile “bilimsellik” kisvesi altında hayali bir dino-kuş olarak tanıtılır ve insanlara açıkça yalan söylenir.

Burada şunu hatırlatmak gerekir: Yıllardan beri tüm Darwinist iddialarda ortaya konan bütün sahtekarlıklar, anında ve itiraz edilemez bilimsel delillerle, bu sayfalarda ortadan kaldırılmıştır. Özellikle son aylarda gündeme getirilen tüm sahte dino-kuş fosilleri ile ilgili iddialar da, Darwinist sahtekarlıkların tüm detaylarıyla ortaya çıkarılmasıyla keskin şekilde susturulmuştur. Darwinistler, bu bilimsel delillere itiraz edememişlerdir. Evrim savunucularının, insanları aldatabilmek için fosil üzerindeki pek çok bulguyu çarpıtarak gündeme getirdikleri, mükemmel dinozorları kuşa çevirebilmek için olmadık aldatmacalara yer verdikleri açıkça deşifre edilmiştir. Fakat yenilginin dehşetini ve paniğini yaşayan Darwinistler, aldatmanın da başka yolunu bilmediklerinden, hali hazırda yine aynı ilkel yöntemleri kullanmaktan çekinmemektedirler.


Celal hoca eğitimde - ders 1 

Adnan Oktar'ın 22 Mart 2009 tarihli Kanal 67 röportajından




 

İşte bunların son örneği Haplocheirus sollers adı verilen, Çin’de bulunan, 3 m uzunluğundaki 160 milyon yıllık bir dinozor fosilidir. Bu fosil ile ilgili Darwinistlerin en büyük iddiaları ise, canlının kanatlarında tüy olduğu, yani dinozorun kuşlaşmaya başladığı iddiasıdır. Bu imkansız ve sahte iddia, ülkemizdekiler de dahil olmak üzere Darwinist bilim dergilerinin hepsinde bilimsel terimlerle, sahte yorumlarla, sahte çizimlerle adeta bir gerçekmiş gibi yer almıştır.

Oysa her zaman olduğu gibi, bu dinozorun tüylere sahip olduğu iddiası büyük bir yalandır. Dikkat edilirse bütün Darwinist yayınlarda, söz konusu fosille ilgili olarak Darwinistlerin en bilinen görsel aldatma metodu olan “sahte çizim” başrollerdedir. Bunun dışında fosilin varlığına dair tek bir delil, tek bir resim bulunmamaktadır. Nitekim, Science dergisinde yayınlanan orijinal makalede söz konusu fosilde tüy olduğuna dair hiçbir ifade geçmemekte, insanları aldatma politikasının bir gereği olarak, dinozorlarla tüylerin ilişkilendirilebilmesi için, yalnızca tüylerden bahsedilmektedir. Diğer Darwinist yayınların alelacele yaptığı şey ise, “kanatlarında tüy vardı” diye bir yorum ekleyerek, bu dinozor fosilini kuşların en eski atası olarak lanse etmektir. Oysa canlı, pullarla kaplı mükemmel bir sürüngendir. İşte bu, yıllardır süregelen Darwinist demagojinin en açık örneğidir.

 

Celal hoca eğitimde - ders 5 

Adnan Oktar'ın 28 Mart 2009 tarihli Kanal 35 (İzmir) röportajından


 

Tek bir tane bile ara fosil örneği yoktur

Darwinistler her ne kadar buldukları her dinozor fosili üzerinde yaygara yaparlarsa yapsınlar, ele geçen fosiller daima mükemmel, tam, kusursuz ve eksiksiz dinozor fosilleri olmuştur. Rastgele mutasyonları birer sahte ilah olarak gören Darwinistlerin iddiasına göre, aşamalarla ve tesadüflerle hayali şekilde evrimleştiği iddia edilen bu canlıların, her uzvu farklı bir yerde olan, garip, ucube görünümlü, olağanüstü derecede patolojik ve son derece anormal, tanımlanamayan canlılar olması gerekmektedir. Fakat canlılar böyle değildir. Bu tanıma uyan tek bir tane bile fosil bulunmamıştır. Tam tersine fosilleri bulunan bütün canlılar son derece mükemmel, eksiksiz yapılara sahip canlılardır. İşte Darwinizm, canlıların olağanüstü simetrik, altın oran ile süslenmiş, tam ve kusursuz olmaları gerçeğinden dolayı müthiş bir sıkıntı ve açmaz içindedir. Nitekim son bulunan dinozor fosili de, oldukça eski tarihli mükemmel bir dinozor fosili olması gerçeği ile Darwinizm’e meydan okumaktadır. Suni şekilde ortaya çıkarılan tüylü dinozor masalları, bu derin Darwinist yenilginin ve Darwinistlerin içinden çıkamadıkları açmazın bir tezahürüdür.

Dahası, Darwinistlerin bu büyük açmazı defalarca yaşadıkları fosillerin sayısı şu anda 300 milyona yakındır. Şimdiye dek bulunan 300 milyon fosilden TEK BİR TANESİ BİLE ARA FOSİL DEĞİLDİR.


Celal hoca eğitimde - ders 10 

Adnan Oktar'ın 4 Nisan 2009 tarihli Kanal 35 (İzmir) röportajından


 

Tek bir proteinin varlığı Darwinizm’i yıkıma uğratmak için yeterlidir

Darwinizm’i asıl yıkıma uğratan şey ise, Darwinistlerin sayfalarca hakkında masal uydurdukları bu dinozorun ve tüm diğer canlıların sahip olduğu TEK BİR PROTEİNDİR. Daha tek bir proteinin ortaya çıkışını açıklayamayan Darwinistlerin, mükemmel canlılar üzerinde evrim propagandası yapabilmeleri olağanüstü derecede şaşılacak bir durumdur. Darwinistlerin sahip oldukları 100 trilyon hücreden tek bir tanesinin içindeki yüzlerce proteinden yine sadece bir tanesi Darwinizm’i çürütüp yok etmiştir. Sanki ortada hiç böyle bir gerçek yokmuş gibi, Darwinistlerin insanların gözlerini perdelemeye çalışmaları, insanları hala aldatabileceklerini zannetmeleri akıl almaz bir gaflettir.

Darwinistler şu çağrımızı dikkate almalıdırlar: Sahte evrim teorisi hakkında akla mantığa sığmayan açıklamalar yapmadan, yalanlara başvurmadan önce, TEK BİR TANE PROTEİNİN NASIL OLUŞTUĞUNU AÇIKLAMALIDIRLAR. Bunu yapmadan, fosiller üzerinde sahtekarlıklar yapmakla boşuna uğraşmasınlar. Darwinistler şunu da unutmamalıdırlar: Darwinistlerin tek bir proteini açıklayamadıkları gerçeği tüm dünyaya ilan edilmişken, artık insanları sahte dino kuş haberleriyle aldatmaları mümkün değildir. Dünyada artık insanların büyük bir bölümü evrim teorisi ile alay etmektedir. Sahtekarlık artık sonuç vermemektedir. Yüce Allah’a olan inanç, tüm dünyada gitgide yükselmektedir ve Allah’ın izniyle yükselmeye devam edecektir. Bu yüzyıl, Allah’a iman yüzyılı olacaktır. Darwinistlerin 19. yüzyılda elde ettikleri sahte zafer, 21. yüzyılda tamamen yok olup gitmektedir. Bu Allah’ın vaadidir. Allah’ın dilemesi dışında bu gerçeği değiştirebilecek hiçbir güç yoktur.
 

Masaüstü Görünümü