Harun Yahya

Petrol zengini fakir Irak




Mezopotamya dendiğinde akla ilk olarak zenginlik, refah, yüksek kültür seviyesi ve medeniyet gelir. Dolayısıyla bu bölgede kurulan Irak için de aynı şartların söz konusu olması beklenir. Ama ne yazık ki bugün Mezopotamya toprakları üzerinde kurulmuş Irak için durum hiç de böyle değil…

Irak, verimli tarım alanlarına, su yollarına ve enerji yataklarına sahip olmasına rağmen, zenginlikten, huzurdan ve mutluluktan ırak bir ülke.

Petrol zengini olarak bilinse de yanlış stratejiler, güvenlik sorunları, iç ve dış kaynaklı problemler ve yolsuzluklar nedeniyle bugün ekonomisi çok kötü durumda.

Irak Göç ve Göçmenler Bakanı Derbaz Muhammed bu durumu şöyle açıklıyor: “Irak'ta 8 milyon yardıma muhtaç ve 1 milyon 300 bin de evini terk etmiş insan bulunuyor... Ayrıca yüz binlerce vatandaşımız temel gıda ihtiyacını temin edemiyor ve açlık tehlikesiyle karşı karşıya."

Ülkede uygulanan politikalarla yoksulluk oranı %19’a inmişken, bölgede terörün ortaya çıkışı sonrasında bu rakam 2014’te %22,5’e yükseldi. 2015’de ise durum daha da kötüleşti.

Peki Irak bu noktaya nasıl geldi?

Irak, 20. yüzyılın başlarında hayvancılığa dayalı bir ekonomiye sahipti. Ayrıca Mezopotamya sayesinde önemli bir tahıl ihracatçısı konumuna da gelmişti. Fakat bugün geçmişte ihraç ettiği tahıl ürünlerini bile ithal etmek zorunda kalması endişe vericidir.

Dünyanın ikinci büyük petrol rezervine sahip olan Irak’ta 1950’lerden sonra petrolün dış ticarette payı giderek arttı. Petrol sayesinde zenginleşme yolunda ilerleyen Irak, ilk ekonomik darbeyi İran-Irak Savaşı sırasında aldı. Bu dönemde kişi başına düşen gelir %40 azaldı ve petrol ihracatı da 3,5 milyon varilden 800-900 bin varil civarına düştü.

Irak’a siyasi ve askeri ambargolar konması da ekonomisinin kötüye gidişinin önemli etkenlerindendir. Örneğin İran-Irak savaşında, Suriye’nin Irak boru hattını kesmesi ve 1991 ve 1992 yıllarında Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesi üzerine Irak’a ciddi ambargolar uygulanmıştır. Ayrıca bu ambargolar sadece ekonomide değil halkın üzerinde de çok büyük yıkımlara sebep olmuş ve insanları kıtlığa, hastalığa ve Irak halkını kıtlığa, hastalığa ve yoksulluğa sürüklemiştir.  

Bugün ülkede ilerleyen hiçbir stratejik proje yok, yatırımlar durmuş durumda. Ülkede üretim yapan fabrikalar birer birer kapılarına kilit vuruyor. Sadece Süleymaniye’deki şirketler ve beş yıldızlı otellerin günlük zararı 15 milyon dolar civarında. Irak’taki ticaretin sadece Basra bölgesindeki petrol sahaları sayesinde bir ölçüde devam edebildiğini söyleyebiliriz.

Zaten iç ve dış güçlerle mücadelede ağır hasar alan Irak ekonomisine önemli bir darbeyi de yolsuzluklar vuruyor. Irak Parlamentosu Hakikat ve Yolsuzluğu Araştırma Komisyonu Sözcüsü Adil Nuri’nin, "Dünya yolsuzluk tarihine gidip bakalım, hiç bir ülkede bu kadar süre içerisinde 500 milyar doların çalındığı görülmemiştir. Irak'ın hazinesine 8 yıl (2006-2014) içerisinde yaklaşık 1 trilyon dolar (822 milyar dolar petrol satışlarından, 250 milyar dolar ABD yardımı olarak) geldi, ancak bunun yarısı ortada yok veya nereye gittiği belli değil" şeklindeki açıklaması durumun vehametini ortaya koyuyor. Adil Nuri’ye göre, yolsuzluklarda en büyük parçayı silah alımları oluşturuyor.

Kayıp milyar dolarlar dışında bir başka yolsuzluk konusu ise, önceki yönetim döneminde planlanan ve parası ödenen 700 milyar dolarlık 4 bin 600 projenin hayata geçirilmemiş olması.

Yolsuzluklar orduda da kendini gösteriyor. Irak Parlamentosu’nun Komisyon üyesi Mişan Cuburi, Irak Ordusu’nda 23 bin ‘hayalet’ emekli askerin tespit edildiğini ve bu askerlere beş yıldan beri ödenen emeklilik maaşlarının  1 milyar dolar civarında olduğunu açıkladı.

“Hayalet emekli askerler”in yanı sıra, ülkede 57 bin "hayalet memur"un olduğu da resmi açıklamalar arasında. Irak Savunma Bakanlığı'nda çalışıyor gözüken ve 2007 yılından bu yana maaş alan bu kişiler, işe sadece maaşlarını almak için gidiyorlar.

Bütün bu yaşananlara karşı halk bazı dönemlerde sokak gösterileri yaparak sesini duyurmaya çalışsa da, ülkede devam eden kargaşa ortamı bu hak arayışını dillendirmede önemli bir engel oluşturuyor.

Dünyanın en zenginlerinden olması gereken bu ülkede 8 milyon yardıma muhtaç insan bulunuyor. Bunların 1 milyon 300 bini evini terk etmek zorunda kaldı,  yüzbinlerce Iraklı ise temel gıda ihtiyacını temin edemiyor.

Irak halkı genel olarak bugün yaşadıkları sıkıntıların sebebini Körfez Savaşları, ABD’nin işgali, Suriye’deki gelişmeler ve terörün bölgedeki varlığına bağlıyor. Ancak bu sebeplerin hepsinin rolü olmakla birlikte, gerçek sebep çok daha başka.  

Irak’ta yaşananların asıl sebebi bölünmüşlük. Bugün herkes Irak’ın yakın gelecekte fiili olarak 3’e bölüneceğini kabullenmiş gibi gözüküyor; Güney’de Şiiler, Orta kesimlerde Sünniler ve Kuzeyde ise Sünni Kürtler…

Irak toplumu Baas rejimi boyunca aldığı, sosyalist tabanlı eğitim nedeniyle bir araya gelemiyor. Bugün tek devlet gibi gözükse de milliyetçi, mezhepçi unsurların kışkırtılması nedeniyle, fikren ve manen bölünmüş durumda. Şiiler ayrı stratejiler izlerken, merkezi yönetim ile kuzeydeki İKBY arasındaki ipler kopma noktasında.

Oysa Irak, Osmanlı döneminde Şiisi, Türkmeni, Kürdü, Ezidisi, Sünnisi ile bir arada, mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamıştı. Büyük çoğunluğu Müslüman olan Irak halkı aynı topraklarda yaşadığı diğer toplumlarla kardeş olduğunu unutmamalı ve dış tehditlere karşı birlik olarak karşı koymalıdır.

Ayrıca geçmişte sadece tarım ve hayvancılık gelirleriyle yaşamaya çalışan ülkenin, bugün alabildiğine zengin petrol kaynakları var. Irak’ta taraflar birbirlerine güvenmedikleri için birbirleriyle iktidar ve güç mücadelesi veriyorlar.

Irak’ta bu toplumlar tek bir vücut halinde hareket ettikleri takdirde, petrol gelirlerinin de yardımıyla büyük bir güç ve refah elde edecekleri açıktır.

Irak’ta her Irak vatandaşının önceliği kendi etnisitesi değil Irak’ın varlığı, bütünlüğü ve geleceği olmalıdır. Karşılıklı sevgi, saygı ve anlayışa dayalı güçlü bir dayanışma içinde olduklarında, ülke kaynaklarının sömürülmesi ya da israf edilmesi gibi bir durum da büyük ölçüde ortadan kalkacak ve yeniden muvaffak ve güçlü bir ülke olma yolunda adım atacaklardır.

[i] http://www.timeturk.com/700-milyar-dolarlik-proje-hayata-gecirilmedi/haber-59186
[ii] http://www.aljazeera.com.tr/haber/ibadi-tikrit-operasyonu-bir-ay-icinde
[iii] http://www.cnnturk.com/dunya/irak-hazinesinden-500-milyar-dolar-calindi

Adnan Oktar'ın Ekurd Daily'de yayınlanan makalesi:

http://ekurd.net/poor-oil-rich-iraq-2016-01-13

Masaüstü Görünümü