Harun Yahya

Sn. Adnan Oktar’ın münafık karakteri ile ilgili açıklamaları

MÜNAFIKLIK KURAN’DA ANLATILAN ANA KONULARDAN BİRİDİR

Münafıklar Kuran'da en çok üzerinde durulan konulardan biridir. Münafıklığın sürekli anlatılması olmayan itibarlarının yok edilmesini sağlar.

Münafıklar Müslümanların imtihanının mühim bir yönüdür Kuran'da da çok detaylı anlatılır. Müslümanların bu iblis takımını iyi tanıması önemlidir.

Münafıklar konusunu bu kadar anlatmamızın sebebi Kuran'da çok anlatılmasıdır ve İslam alemi için büyük tehlike olmasıdır.

İnsanların çoğu münafıkların pratik hayatta nasıl davrandığını bilemezler. Kapsamlı analiz yapılmadığı için asırlardır münafıklar etkili olmuştur.

Münafıklara karşı gevşemek çok tehlikeli olur, ömür boyu teyakkuzda olacağız. Münafıksız Müslüman olmaz, Kuran ile (ilmen) mücadele etmek gerekir.

Münafıkları o kadar detaylı anlatacağız ki tüm Müslümanlar münafıkları tanıyacak ve onlar da tanındıklarını bilecekler.

Münafık karakterini daha önce Müslümanlar yüzeysel biliyorlardı. Sürekli anlatımla münafık karakterinin gün gibi ortaya çıkmasını sağlayacağız.

Münafıklar ne plan yaparlarsa yapsınlar mutlaka mağlup olmuşlardır. Müminler de hep zafer ve galibiyet elde etmiştir.

 

MÜNAFIK ŞEYTANIN İNSAN NUMUNESİDİR

İlk münafık şeytandır. Hastalıklı ruh hali, ukalalık, kibir, züppelik şeytanın üslubunda yoğun olarak görülür.

Münafık şeytanın insan numunesidir. İslam'a hizmet etmeye mecbur kaldığında müthiş sıkılır.

Münafıklar Müslümanların içinde yaşayan şeytanlar gibidir. Bu da Müslümanların sevabı içindir.

Münafıkların kafası dine karşı donuktur, anlatırsın anlamaz. Ama şeytanın her telkinine açıktır.

Şeytan “sizi sadece davet ettim siz de geldiniz” diyor. Münafıklar da şeytan gibi insanları çirkinliğe davet eder kendilerine benzetmek isterler.

Şeytan tüm insanların kötü olduğu iddiasındadır, münafıklar da sadece kendilerinin iyi olduğunu iddia eder.

 

MÜNAFIK ŞEYTANİ BİR ZEKAYA SAHİPTİR, AMA ÇOK AKILSIZDIR.

Münafıkta akıl ve zeka ters orantılıdır. Çok zekidir ama müthiş akılsızdır.

Münafığın aklı yoktur ama zekası şeytani bir zeka olduğu için oyunları zekicedir. Genelde hiç delil bırakmadan oyun oynadığını zanneder.

Münafık hazır cevaptır, cevapları ilk bakışta zekice gibi görünür ancak bu cevap münafığın tüm akılsızlığını yansıtır.

Münafık tam hadiste belirtildiği gibi odun gibi bomboştur, kendi aklı yoktur. Şeytanın etkisiyle küfri anlamda güç bulur.

Münafıklar akılsızdırlar, zeka ile ortaya çıkarlar, Peygamberimiz (sav)’in aklı karşısında ezilir ve rezil olurlar ama yine de durumlarını anlamazlar.

 

MÜNAFIK AKILSIZ OLDUĞU İÇİN HAŞA ALLAH’I KANDIRACAĞINI ZANNEDER

Münafık kendisini bağımsız zanneder. Ama her yaptığı Allah Katında bellidir.

Münafık çok akılsızdır. Allah'ı kendince kandıracağını zanneder, bu akılsızlığına cehennemde bile devam eder.

Münafık akılsız olduğu için gizli, üstü kapalı üsluplar kullandığında fark edilmediğini zanneder.

Münafık kendince cehennemde bile Allah'ı aldatmaya çalışır, her defasında aşağılanır.

Münafık Allah’ın kendisini izlediğinin farkında değildir, başkasının görmemesini yeterli görür.

Münafıklar yemin ederek haşa Allah'ı kandırabileceklerini zannederler. Kendilerini İslam'a hizmet ediyor gibi göstermeye çalışırlar.

Münafıklar “Bizi kimse anlamaz, gizli hareket ediyoruz” diye düşünerek büyük bir yanılgı içindedirler, yaptıkları her şey görülür ve anlaşılır.

Münafıkların yüzsüzlüğünün nedenlerinden biri Allah'ın kendisini izlediğini bilmek istememesidir. Bu yüzden arsızca pisliğine devam eder.

 

MÜNAFIK AKILSIZLIĞINA RAĞMEN KENDİSİNİ HERKESTEN VE HER ŞEYDEN ÜSTÜN GÖRÜR, HAŞA PEYGAMBERLERİ VE KURAN’I BEĞENMEZLER

Münafıklar kendi akıllarınca Peygamberi haksız göstermeye çalışırlar. Peygamberin yaptığı her uygulamayı kendilerince eleştirirler.

Münafık kendi züppe mantığının doğru olduğuna inanır, dinin doğru yol olduğuna inanmaz, Kuran'dan farklı bir din anlatır.

Münafıklar Allah'tan sözde daha akıllı oldukları kanaatindedirler, Allah'ın adaletini sorgulayan konuşmalar yaparlar. (Allah'ı tenzih ederiz)

Münafıklar en çok kendi akıllarını beğendikleri için haşa Allah'a akıl, merhamet öğretmeye yeltenirler. Kendilerini Allah'tan (haşa) büyük görürler.

Münafıklar o kadar ahmak ve züppedir ki "Kuran'ın değiştirilmesi" gerektiğini söylerler. Çok zayıf akıllıdırlar.

Münafıklar yaptıkları ahlaksızlığın Peygamber tarafından fark edilmediğini düşünür, bu yüzden de kendilerince Peygamberi de beğenmezler.

Münafıklar Peygamberden daha akıllı oldukları iddiasında oluyorlar, kendince üst boyuttan konuşurlar, küstah olurlar.

Münafıklar elçiye uyulduğunda kayba uğrayacaklarına inanırlar, imanı zayıf olanlara da bu telkini verirler. Oysa kendileri kayıp içindedir.

Münafıklar aptalca zekalarıyla elçileri küçük düşüreceklerini sanmışlar her seferinde kendileri küçük düşmüş ve aşağılanmışlardır.

Münafıklar elçileri kendilerince sıradan bir insan olarak görüyorlar, "Allah bizim yerimize niye onu seçti" diye haset ediyorlar.

Peygamberimiz devrinde ortam her şeyiyle güzeldi. Münafıklar sırf ahlaksızlık olsun diye Peygamberimiz (sav)'e haşa akıl veriyor, karşı geliyorlardı.

Münafık kendisini hep mağdur olarak gösterirken ahlaksızca Müslümanları ve elçiyi adil olmamakla itham eder.

Münafık kendini hep temiz kalpli dürüst haksızlığa uğrayan konumunda gösterir. Hâşâ Peygamberin de onları haksızlığa uğrattığını söyler.

Münafıklar kendilerini çok akıllı zannettikleri için, bütün istedikleri Peygamberi kendilerince açmaza sokmaktır. Peygamberlere haset ederler

Münafıklar kendilerince Peygamberi mahcup etmeye çalışırlar, ama Allah ayetlerle akılsızlıklarını ortaya çıkarmıştır.

Münafıklar sırf ahlaksızlık olsun diye Hz. Musa’ya yaptıkları gibi Peygamberleri unutkanlıkla itham etmişlerdir.

Musa döneminde Samiri "Musa ilahınızı unuttu" diyor ve put ortaya çıkarıyor. Münafıklar nerede pislik varsa onu bulur, onunla sükse yapar.

Sanıyorlar ki münafıklar bir tek Müslümanlara ters, haşa Allah'tan Peygamberimiz'den hoşlanmıyorlar. Bu yüzden Müslümanları sevmiyorlar.

 

MÜNAFIKLAR PEYGAMBERE KARŞI ÖFKELİDİR, PEYGAMBERİ İNSANLARA YANLIŞ TANITMAYA ÇALIŞIRLAR

Münafık hem Allah'a hem Peygambere karşı öfkelidir. Allah'ın Peygambere verdiği nimetleri kıskanır, huzurlu yaşamasını engellemeye çalışır

Münafıkların içteki nefreti çok büyüktür. Peygamberimiz'in yanındayken "Seni seviyoruz" derlerdi, ama gıyabında çok çirkin konuşurlardı.

Münafıklar kendi aralarında Peygamberimiz aleyhinde alçakça konuşuyor Peygamberimizin yanına gittiklerinde ise biz seni seviyoruz diyorlardı.

Peygamberimiz dönemi münafıklarının en hain yönlerinden biri de Peygamberimiz'i insanlara sinsice yanlış tanıtmalarıdır.

Peygamberimizi övmek münafıkların çok ağırına gider. Mutlaka O'nun aleyhinde sinsice bir üslup kullanırlar. Samimi müslümanları da asla övmezler.

Münafığın kalbindeki nefret bir türlü dinmez. Peygambere duyulan güveni sarsmak ister, bu yüzden sürekli oyun oynar.

 

MÜNAFIKLARA PEYGAMBERİMİZ (SAV)’E BİLGİ AKIŞINDAN RAHATSIZ OLURLAR

Münafık Peygambere bilgi akışından müthiş rahatsız olur. Bilgiyi getirene kin duyar. Mümin için Peygambere bilgi akışı olması sevinçtir.

Münafıkları en rahatsız eden şeylerden biri de Peygambere haklarında bilgi gitmesi ve Peygamberin de onları uyarmasıdır, bundan acı çekerler.

 

MÜNAFIK TIPKI ŞEYTAN GİBİ KİBİRLİDİR

Münafığın en belirgin özelliklerinden biri de ukala ve kibirli olmasıdır. Kibirli olmaktan hiç vazgeçmez.

Münafık Allah'tan bağışlanma dilemez, çok ukala ve kibirlidir. Bu kibir derin bir hastalık şeklindedir.

Münafık kendini hep müstağni, iyi ve akıllı olarak görür. Müslümanları ise beğenmez. O yüzden de tavsiyeye asla açık olmazlar.

Münafıklar kibirlidirler, ne sevilirler ne de severler, gece odun gibi sessiz, gündüz gürültücüdürler. Müslümanları sürekli rahatsız ederler.

Münafıklar hem kendilerini överler, kendilerini tüm insanlardan üstün görürler. Kendi gururu kibiri her şeyden önemli olur

 

MÜNAFIKLARIN BÜYÜKLÜK ARZUSU: MÜNAFIKLAR HAŞA ALLAH’TAN BÜYÜK OLMAK İSTERLER

Münafıklarda büyüklük hissi çok güçlüdür. Münafıkların haşa Allah'tan daha büyük olmak hırsı vardır, kendilerini çok akıllı görürler.

Münafık şeytan karakterli olduğu için kendini adeta ilahlaştırır. Kendi aklını aşırı üstün görürken kendince müminleri küçümser.

İnsan enaniyet azgınlığına düştüğünde hırsıyla orantılı olarak ahlaksızlığı da artar. Münafığın her dakikası pislik üzerin kuruludur.

Münafığın tüm işi nefsini ve enaniyetini korumaktır, kendisini korumayı adeta din haline getirmiştir. Kendini adeta yüceltmek tek işidir.

Münafıklarda hastalıklı bir büyüklük hissi vardır. Enaniyetini korumak için delice çirkefleşir.

Bediüzzaman da münafıkların şeytani bir zekası olduğunu söylüyor. Bu yüzden münafıklar akıl hastalığı derecesinde kendilerine hayrandırlar.

Münafık şeytani bir zekaya sahiptir, enaniyetinin sebebi de bu şeytani zekasıdır.

 

MÜNAFIKLARIN PEYGAMBELERİ, ELÇİLERİ, SALİH MÜMİNLERİ HEDEF ALMALARI VE LİDER OLMA HIRSLARI

Münafık, Peygamberi de kendince bir engel olarak görür en sonunda da enaniyetinden Allah olmak ister.

Güçlü müminlere en azılı münafıklar musallat olur Peygamberimize en dehşet münafıklar musallat olmuştu. Münafık müminin makamını yükseltir.

Münafıklar Peygamberin aklını, yetenekleri ve gücünü hep kıskanmışlardır.

Münafıklar en başta Resulullah'tan kuşku duyar. Her hükmüne akılsızlıkla kuşkuyla bakar, hiç güven duyamaz.

Münafık daima lider olmak ister, en dikkat çeken insan olmak ister. İlk başta Müslümanlara yaklaşmasının sebebi de budur.

Samiri'nin asıl hedefi Musa idi, Musa'ya haset ediyor, Musa'nın yerine geçmek istiyordu. Tüm münafıklarda liderlik büyüklük hırsı vardır.

Münafık bir iş yaptığında amacı büyüklüktür. Müminlerin başarılarını çok kıskanır, kendisini büyütmek için daha fazlasını yapmaya çalışır.

Münafıklar Peygambere ve Müslümanlara bozuk tavır ve konuşmalarıyla eziyet vermeye çalışırlar.

Peygamber Müslümanların hayrını, İslam'ı düşünür Münafıklar kendilerinin pis menfaatini düşünür. Bu yüzden kendilerince Peygamberi eleştirir.

 

MÜNAFIK İSYANKAR, KÜSTAH VE SALDIRGANDIR, KENDİ AHLAKSIZLIĞINA RAĞMEN MÜSLÜMANLARI BEĞENMEZ VE SÜREKLİ SUÇLAR

Münafık kendi yaptığı ahlaksızlılığı, vicdansızlığı, zulmü unutturmak için mutlaka karşı atağa geçer, sürekli karşısındaki Müslümanı suçlar.

Mümin kanaatkardir, fitneden kargaşadan kaçınır. Gerginlik olmasın ister, kalbi mutmaindir. Münafık ise küstah ve saldırgandır.

Münafıklar sinsilikte ve züppelikte ustadır. Tarih boyunca deccaller, nemrutlar, firavunlar hep küstah, züppe ve büyüklük isteği içindeydiler.

Münafıkların en büyük ahlaksızlıklarından biri Peygamberi haşa adaletsiz göstermektir. Münafığın ruhunda şeytani bir isyan vardır

Peygamberimiz çok kibar, çok saygılı, nezaketli bir insandı. Münafıklar çok züppe ve ukala oldukları için Peygamberimize nezaketli olmuyordu

Münafıklar hem münasebetsiz hem ahlaksız hem züppedir. Üst perdeden konuşmalarıyla haşa Peygamberi akledemiyor göstermeye çalışırlar.

Münafıklar güzel ahlaklı insanların efendiliğini haşa o insanların aklının noksanlığından sanmışlardır. Güzel ahlakı takdir edemezler.

Münafıklarda haksızlık iddiası çok azgıncadır. Her şeyin en iyisine kendisinin layık olduğunu düşünür ve Müslümanlara bu konuda sıkıntı verir.

Münafık yalancılık yapmasına ve Müslümanları İslam'dan uzaklaştırmaya çalışmasına rağmen insanlara ahlak dersi verir.

Münafık kendisini överken karşı tarafa küstahlık yapar ve akıl almaz şeylerle itham eder, böyle bir ahlaksızlığı vardır.

Münafıkların kendini masum gösterme oyunu var kendi ahlaksızlığını masum gibi göstermeye çalışır Müslümanın söylediklerini suç gibi gösterir.

 

MÜNAFIKLAR SADECE KENDİLERİNİN ÖVÜLMESİNİ İSTERLER

Münafıklar, kendilerinin sözde daha detaycı düşünen, daha akıllı olduklarını vurgulamaya çalışırlar, oysa ahmaktırlar, aşağılıktırlar.

Münafık gösterişe çok önem verir, desinler mantığıyla hareket eder.

Münafık kendisini çok başarılı yetenekli gibi gösterip boş şeylerle övülmek ister. Allah onlar için acı bir azap olduğunu müjdelemiştir.

 

MÜNAFIK İÇİN KENDİ SÜKSESİ ÖNEMLİDİR

Münafık daha çok övülmek için bazen hizmet edebilir, övülmediğinde dinle ilgili faaliyetlerinden vazgeçer.                                                                         

Münafık için İslam'a hizmet değil kendi süksesi kendi menfaati esastır. Kendi menfaatine gösterdiği titizliği İslam için asla kullanmaz.

Münafık sırf büyüklük hissini tatmin etmek için sosyal medyayı kullanır, amacı İslam'ı tebliğ etmek değildir.

Münafık iyi olan şeyleri gösteriş için yapar. Adının duyulması, süksesinin olması, başarılı bilinmesi için yapar, Allah'ın rızası için değil.

 

MÜNAFIK BİLGİYİ DİNDEN UZAKLAŞMAK, KENDİNİ YÜCELTMEK VE ENANİYET İÇİN KULLANIR

Bilgisi arttığında münafık azgınlaşır ve kendini âlim gibi görür, her münafık diğer münafıktan daha bilgili ve kıdemli olduğunu düşünür.

Münafıklar ahlaksızlıklarından ve hasetlerinden, sözde Peygamberden daha bilgili olduklarını göstermeye çalışırlar ama Allah onları aşağılar

Münafıklar genel kültüre çok önem verir, ama dinden nefret eder, her şeyi öğrenmek, dünyanın her yerini gezmek ister, din onu rahatsız eder.

Münafık kültürü ve bilgiyi fitne çıkarmak için kullanır. Kuran'ı okumaktan da dinlemekten de hoşlanmaz.

Münafık Kuran'la dini anlattığında Müslümanların güçleneceğini bildiği için dini anlatmak istemez, sadece bilimle felsefeyle bilmişlik yapar.

Münafıklar genel kültürlerine çok güvenirler, sürekli bilgiçlik taslarlar.

 

MÜNAFIKLARIN SAHİP OLDUĞU BİLGİ İÇİ BOŞ HİKMETSİZ BİLGİDİR, BOŞ BİLGİYLE UKALALIK YAPARLAR

Mümin tüm ilmin Allah'tan olduğunu bilir. Münafık ve kafir ise cahiliye kafasıyla baktığı için ilmi verenin Allah olduğunu anlamaz.

Şeytan da alimdir ama küfür alimidir. Gerçek alimlik Kuran'a, hakka dayanan alimliktir

Peygamberlerin bir eğitimi yoktu, ama hepsi çok samimiydi. Allah samimi imana müthiş güzel karşılık verir

Münafık imani konuyla ilgilenmez ama boş bilgiyi sever, çünkü boş bilgiyle sükse yapabileceğini düşünür. Bilgiyi şeytani amaçla kullanır.

Allah ayette münafıkları ahşap boş kütüklere benzetiyor. Görünümleri ve sözleri dikkat çekici olabilir, ama içi hep boştur.

Münafık kendisi saptığı gibi müminlerin de sapmasını ister, bu yüzden boş bilgilerin peşindedir. Mümin hikmeti, özü, gerçek bilgiyi arar.

Bazı münafıkların genel kültürü geniş olur, ama bu kültürü İslam için, din için kullanmazlar, Müslümanların aleyhinde kullanırlar.

Münafıklar birbirlerini etkilemek için birbirlerini boş şeylerle över ve hayatlarını süslü göstermeye çalışırlar. Sonları ise hep hüsrandır.

Münafık kendisini bilgiyle donanmış bir insan gibi göstererek zayıf imanlı olanları etkilemeye çalışır.

 

MÜNAFIKLAR HER BAŞARIYI VE BİLGİYİ KENDİLERİNE MAL ETMEK İSTER, PEYGAMBERLERE HASET EDERLER

Münafığın en önemli özelliklerinden biri başarıyı kendisine mal etmeye çalışmasıdır. Hep kendisini ön plana çıkarmak ister.

Münafık küçücük bir bilgiyi bile kendisine aitmiş gibi gösterir, Peygambere vermek istemez. Peygamberi değil, kendini yüceltmek ister.

Münafık kendini çok yüce görüp Müslümanları beğenmez, kendisinin çok üstün olduğunu zanneder. Oysa Allah Katında çok değersizdir.

Münafıklar Peygamberleri kendilerince sıradan insanlar olarak görürler, bu yüzden azgınlık yaparlar, münafıkları hafife almak doğru olmaz.

 

MÜNAFIKLAR KENDİ SANAL DÜNYALARININ EN ÜSTÜNÜDÜRLER

Münafıklar küçük odalarında sandviçlerini yerken küçük akıllarıyla dünyayı yönettiklerini, sanal dünyanın imparatoru olduklarını zannederler.

Münafık kendi küçük dünyasının adeta imparatorudur. İslam ahlakının hakim olması için değil, kendi enaniyetini tatmin etmek için konuşur.

Münafıklar hep bir zeka yarışı içindedir. O yüzden dünyayı yönettiklerini zannederler. Münafıklar kendi sanal dünyalarının imparatorudur.

Her münafık kendisini çok büyük görür hepsi kendisini derin dünya devletinin yöneticisi gibi görür.

Münafıklar çok bilmiştir, kendilerinin dünyayı yönettiğine inanırlar.

 

MÜNAFIKLARIN BENCİLLİKLERİ

Münafıklar müminleri sürekli adaletsiz olmakla itham eder, oysa sadece kendi menfaatini düşünüyordur ve bencillik yapıyordur.

Münafık kimseye saygı duymaz, ama kendisine saygı duyulmamasına aşırı tepki gösterir. Bu, adeta onu delirtir.

Münafık kendi ahlaksızlığını yüceltirken müminlerin güzel ahlakını ise değersiz göstermeye onları insanların gözünden düşürmeye çalışır.

Münafık Müslümanların sunduğu konforu sonuna kadar kullanır.

Münafık bencildir, kendisine karşı en nezaketli tavrın gösterilmesini ister ama kendisi Müslümanlara karşı küstah ve nankördür.

 

MÜNAFIKLAR VAKTİNİ ALARAK, UYUTMAYARAK, İSLAM İÇİN ÇALIŞMASINA ENGEL OLARAK MÜSLÜMANLARI RAHATSIZ ETMEK İSTERLER

Münafıklar uyuyan kişiyi uyandırır, Müslümanları kızdıracak eylemler yapar.

Münafık Müslümanların arasında olup, iman ediyor gibi görünüp her türlü pisliği yapar.

Münafıklar Müslümanların imkânlarının kısıtlanmasını ister. Bu amaçla Müslümanların vaktini maddi imkânlarını elinden almak ister.

Münafıklar müminlere iyilik gelmesini istemez, bu yüzden mutlaka şeytani bir özellik kullanarak müminleri rahatsız etmeye çalışır.

Huzursuzluk yaratmak münafıkların önemli vasıflarından biridir. Etraflarına hep huzursuzluk ve tedirginlik verirler.

Münafık bir şekilde sürekli Müslümanlara eza etmeye çalışır. Müslümanları yormak boş işlerin peşinde koşturmak ister.

 

MÜNAFIKLARIN NİHAİ AMACI MÜSLÜMANLARIN DAĞILMASIDIR

Münafıklar şeytani bir ruhla müslümanların bölünmesini, kargaşa yaşamasını ister, onları hizmetten alıkoymak için çalışırlar.

Münafığın nihai amacı Müslümanların dağılmasıdır. Çok amaçlı saldırılar yapar ama temeldeki ana hedefi Müslümanların dağılmasıdır.

Münafık Müslümanlar arasında dehşet ve panik geliştirmeye ve Müslümanları paniğe sürüklemeye çalışır.

Münafıklar Müslümanların şevkini kırmak, mücadele etmelerini durduramıyorsa bile yavaşlatmak ister.

Münafık Müslümanların dağılmasını ister, bu yüzden sürekli sinsice uygulamalar yapar. Kuran'da münafık ahlaksızlığı çok zengin anlatılmıştır.

Münafık Müslümanların zor anını bekler. Suni bahaneler öne sürer, Müslümanları sıkıştırmaya çalışır.

Münafık pis sözleriyle hem kalbinde hastalık olanları etkilemeye çalışarak Müslümanların dağılmasını hem de Peygamberin vaktini almak ister.

Münafık bir şekilde Müslümanlara zarar vermek ister, zora sokmaya çalışır. Müslümanlara hem madden hem manen zarar vermeye çalışır

 

MÜNAFIKLAR ÇOK KORKAKTIR

Münafıklar çok korkaktır hem müminlerden çekinirler hem küfürden korkarlar.

Münafıklar çok korkak ve aşağılıktırlar ama müminlerin yanında elde ettikleri menfaati kaybetmemek için bir süre müminlerin yanında kalırlar.

 

MÜNAFIKLAR KURAN AYETLERİNDEN ETKİLENMEZLER

Münafık ayetlerinden asıl etkilenen üzerinde düşünen ibret alan müminlerdir. Münafıklar ayetlerden hiç etkilenmezler.

Münafık Kuran ayetleri üzerinde hiç düşünmek istemez, ayetlerin hükmüne girebiliyor olmasına hiç ihtimal vermez.

Münafık alametlerini duyup da bundan etkilenip sakınan asla münafık olamaz. Ayetleri haşa kaale almıyorsa münafıktır, etkilenen mümindir.

 

MÜNAFIKLAR SİNSİ VE SAMİMİYETSİZDİR

Ateistler açıkça inanamadıklarını söylüyorlar, bu yönleriyle dürüstler ve samimiler. Münafıklar ise ikiyüzlü ve samimiyetsiz oluyor.

Ateist açık sözlüdür Münafık ise içinde sürekli kirli düşünce saklar. O yüzden ateist dürüsttür. Münafık ise hayatı boyunca haysiyetsizdir.

Münafık sinsice bilimi de İslam'a karşı kullanmaya çalışır. Küfür bu konuda açıktır ama münafık sinsice yapar.

 

MÜNAFIĞIN HAYATI CEHENNEM GİBİDİR

Münafıklar dünya hayatını seçerek uyanıklık yaptıklarını zannederler ama hayatlarının her anı acıdır, ızdıraptır.

Münafık hayatı kendine zehir eder, müminlere de pisliğini bulaştırmaya çalışır. Mümin ise her şeyden razıdır, cennette de güzel huyu devam eder.

Münafıklar Müslümanlara zarar vermeye çalıştıkça kendileri yıpranır ve aşağılanır, ama bunu fark edemezler.

Münafıklar Müslümanların belaya uğramasını beklerler. Müslümanların zor duruma düşmesini beklerler ama belaya uğrayan kendileri olur.

Münafık cehennem ehlidir, cehennemde yaşayacağı huzursuzluğu sürekli dünyada da yaşar. Mümin de dünyada da ahirette de mutmaindir

 

MÜNAFIK KARANLIK RUHLUDUR, KÖSTEBEK GİBİ KARANLIKLARDA GEZER

Münafık köstebek gibidir karanlıklarda gezer, ruhu karanlıktır iki uçlu bir tünelde gibidir küfürle Müslümanlar arasında sürekli gider gelir.

 

MÜNAFIĞIN RUH HALİ DENGESİZ VE HASTADIR

Münafıkların akli dengesi pek yerinde olmaz. İnsanların bilemediği bir akıl hastalığına yakalanmış gibidirler, tüm tavırları dengesizdir.

Münafıkların ruhu simsiyahtır, ruhunda ani gürültüler, heyecanlar, korkular olur, münafıklar ani dehşetler yaşarlar.

Münafıklar sürekli yalanlar söyleyerek, karanlık ruhlarını kendilerince gizlemeye çalışırlar.

Münafıkların ruhu kapkaranlıktır, sürekli vesvese içindediler, gençliklerini kaybetmenin, ölüm korkusunun dehşetini yaşarlar.

Münafıkların ruhu her türlü ahlaksızlığa yatkındır.

Münafık manen ölüdür, aklı tamamen alınmış bir tür varlıktır. Psikopatlıktan çekinmez, her türlü deliliğin içine girer.

Münafık zahirde soğukkanlıdır ama içinde fırtınalar eser. Çok gergin yaşar, bu gerginlik onu hem bedenen hem ruhen çökertir.

Münafığın şizofren gibi dengesiz bir dünyası vardır, ama kendisi akılsızlığını ve dengesizliğini göremez. Kendini çok üstün zanneder.

Münafık insani zekayla değil şeytan zeka ile kendini gösterir. Ruhen sağlıklı değildir, hastadır ama deliler gibi kendini beğenir.

Münafığın ruhu çatışmacıdır. Münafık sürekli kavga arar, hemen bir şeye itiraz etmek ister. Hep anarşist deli ruhu içindedir.

Münafık karakterini iyi bilmeyenler ve kavramayanlar münafıklara şaşırırlar. Oysa münafığın pis karakterinde şaşıracak bir yön yoktur

Münafık Müslümanlardan uzak durunca eğleneceğini ve rahat edeceğini zanneder Ama sıkıntılı hali üzerine yapışmıştır ondan kurtulamaz.

 

MÜNAFIKLAR HASTA RUHLARIYLA MÜSLÜMANLARI RAHATSIZ ETMEK İSTERLER

Şahsi dertlerini, vesveseleri ve vesvesenin verdiği huzursuz ruh halini Müslümanlara yansıtmak münafıkların en belirgin özelliklerindendir.

Münafıklar çirkin sözlerle konuşarak, hasta ruhlarını yansıtarak kendilerince Müslümanları rahatsız etmeye çalışırlar.

Münafık her Müslümanı rahatsız ettiğinde, Allah'ın bela vermesine bir adım daha yaklaşmış olur. Müslümanın da sevap almasına vesile olur.

 

MÜNAFIKLAR TIPKI ŞEYTAN GİBİ HUYSUZ VE HUZURSUZDUR

Şeytan nasıl huysuzsa iblis takımı olan münafıklar da huysuz ve huzursuzdur. Her an bir haysiyetsizlik, ahlaksızlık yaparlar.

Münafıklar şeytan gibi huysuz ve mantıksızdır. Mantık örgüsü çok bozuk olduğu için münafıkla konuşmak çok zor olur.

Münafık ahlaksız haysiyetsiz olduğunu kendisi de bilir ve bu pisliğinin ateşi kendisini sürekli yakar.

 

MÜNAFIK KÜFÜRLE OLAN MADDİ VE MANEVİ BAĞLANTISINI HİÇ KOPARMAZ

Mümin İslam'la tanıştığında küfürden öğrendiği her şeyi bırakıp atar. Münafık ise küfürde öğrendiklerini muhafaza eder, kesip atmaz.

Münafığın özelliği küfürdeki kişiliğini bırakamamasıdır. Musa döneminde de Mısır'da öğrendiklerini bir türlü bırakmak istemiyorlardı.

Münafıklar kâfirlere bütün sırlarını verirler, küfre çok güvenirler ama Müslümanları sürekli aldatırlar, kendince düşman görürler.

Münafık küfürle bağlantısını asla koparmaz, koparırsa ruhu parçalanmış gibi olur, küçük bir bağlantı da olsa devam ettirir.

Münafık küfürle bağlantısı koparsa ruhu parçalanmış gibi olur ve bağlantısı gizli olur. Gizlilik ve küfürle bağlantı münafık için önemlidir.

Münafıklar ilk fırsatta eski inançlarına, eski hayatlarına dönmek isterler. Eski ahlaksızlıklarını hiç unutamaz, onu yaşamak isterler.

Münafıklar cahiliye sisteminden, yapısından hiç vazgeçemiyorlar. O sistemi güçlü görüp ona bağlı kalıyorlar. Sonunda mutlaka mağlup oluyorlar.

Münafıkların küfürle kalbi bağı vardır. Küfrün sisteminin her detayına akılsızca bir hayranlık duyarlar.

Münafıklar dostluk ve arkadaşlığın küfürde olduğuna inanırlar. Allah'ı, Resulunu ve müminleri dost edinmezler.

Münafığın tüm ömrü pislik içinde geçer. Müslümanca, dürüst, itidalli bir hayat münafığa sıkıcı gelir. O yüzden küfürle bağlantısını hiç koparmaz.

Münafık Müslümana kalbini açmaz ama küfre her şeyini bildirir, küfre güvenir.

 

MÜNAFIKLAR MÜSLÜMANLARA DEĞİL AKILSIZCA KÜFRE SAYGI DUYARLAR

Münafıklar kendilerince Müslümanlara saygı duymaz ama küfürden insanlara akıl almaz saygı duyar, küfre hürmet gösterirler.

Münafıkların küfrün yanındaki üsluplarıyla müminlerin yanındaki üslupları farklıdır. Küfre karşı saygılı, mümine karşı lakayıt ve küstahdırlar.

Münafık Müslümandan hoşlanmaz ve sırrını vermez. Ama küfre saygı duyar ve tüm sırrını küfürle paylaşırlar.

Münafıklar müminleri adaletsizlik itham ederken, küfre duydukları hayranlık yüzünden küfrün adil olduğunu iddia eder. Çok ahlaksızlardır.

 

MÜNAFIK GÜCÜ VE ONURU KÜFRÜN YANINDA ARAR, MÜSLÜMANLARI KENDİLERİNCE ZAYIF GÖRÜRLER

Münafıklar kendilerince Müslümanı zayıf görürler. Müslümanların değil küfrün galip geleceğine inanırlar, bu yüzden Müslümanlara güvenmezler.

Münafıklar küfrü çok güçlü zanneder. Münafık alametlerine benzer özellik taşıyanlar küfrün gücü olmadığını anlayınca ıslah olurlar.

Münafıklar kuvvet ve onuru küfrün yanında ararlar. Tüm kuvvet ve onurun sahibi Allah'tır.

Münafık onuru küfürde arar, İslam'dan Müslümanlardan adeta utanır. Müslümanlarla birlikte anılmak istemez.

Münafık Müslümanlığı kendince zayıf küfrü ise çok zengin görür. Münafık gizli bir küfür hayranıdır, Müslümanlıktan utanır.

Münafıklar Müslümanca bilinmek istemedikleri için yazılarında dinden ayetten Kuran'dan hiç bahsetmezler. Küfürle sükse yapmaya çalışır.

Münafıklar Müslüman bilinmekten utanır, küfürle anılmaktan hoşlanır. Küfürle birlikte bilindiğinde güç bulacağını zanneder.

Münafıklar, küfrü tüm sistemiyle birlikte çok güçlü gördükleri için Müslümanları zayıf zannederler. Oysa gücün sahibi Allah'tır.

Münafık küfrü kendince güçlü görür ve onlara yaranmaya çalışır. Allah her seferinde küfrü de münafıkları da küçük düşürür.

Münafık Allah'a ve Müslümanlara güvenmez bir nevi gizli şeytani imparatorluk olan derin devletlere güvenir, onlara yaranmaya çalışır

Münafık ruhlular o devrin güçlüsü kimse onun yanında olur, o güçlünün en çirkin yönleri bile münafıklara çekici ve güzel görünür.

 

MÜNAFIKLAR KÜFRE MÜSLÜMANLAR ALEYHİNDE BİLGİ SAĞLAR

Münafık nerede İslam aleyhinde birileri varsa, nerede Müslümanlara tuzak kuran, dine karşıt olan biri varsa onu bulur, onunla bağlantı kurar.

Hz Nuh devrinde de hanımı küfre istihbarat veren bir münafıktı. Hz Nuh'un yanında bulunmasının sebebi hainlik yapmaktı.

Münafıklar çok yüzsüz ve onursuzdur. Ahlaksızlığını ısrarla devam ettirir, ısrarla küfre istihbarat sağlamaya devam eder

Münafıklar küfre hizmet etmek konusunda aşırı şevkli ve çalışkan olurlar. İslam'a hizmet söz konusu olduğunda asla çalışma yapmaz.

Dırar Mescidini kuran münafıklar o zamanın derin devleti olan Rum devletiyle işbirliği yapıyorlardı.

Münafıkların Müslümanların yanında kalmalarının sebebi küfre bilgi aktarıyor olmaları sebebiyledir. Yoksa Müslümanlarla yaşamak istemezler.

Peygamberimiz zamanında münafıklar Roma'ya mektup ile Peygamberimizle ilgili bilgi aktarmışlardır.

Hak bir davanın münafıkları çok olur, münafıklar küfre haber taşırlar.

Münafıkları da münafıkların işbirliği yaptığı insanları da onların kurdukları tuzakları da yaratan Allah'tır.

 

ELÇİLERİN VE SALİH MÜMİNLERİN YANINDA DURMALARININ AMACI KÜFRE BİLGİ SAĞLAMAKTIR

Münafığın yanaşması çok kahpecedir. Peygamberimiz otururken sessizce aniden yanına gelir istihbarat toplamaya çalışırlardı.

Musa döneminde münafıklar çoktu ve Musa'nın en yakınında bulunuyor, çok büyük hainlik yapıyorlardı.

 Münafıklar çok kin doludurlar, Peygamberimiz'e çok kinliydiler ama küfre bilgi aktarabilmek için yanından da ayrılmıyorlardı

 

KÜFRÜN YANINDA AŞAĞILANACAKLARINI BİLE BİLE KÜFRE ÖZENİRLER

Musa dönemindeki münafıklar Musa'nın yanında tertemiz bir hayat yaşamak yerine Firavun'un yanında köle olmaya, aşağılanmaya özeniyorlardı.

Küfür münafığı kendi menfaati için kullandıktan sonra ezer. Küfür münafığın hain olduğunu her türlü ahlaksızlığı yapacağını bilir.

Musa döneminde münafıklar sırf Firavun’un yemek kültürü için Musa'ya ihanet ediyorlardı. Köle olmak pahasına sırf yemek için o sisteme geri dönüyorlardı.

Musa döneminin münafıkları Firavun yanında köle olmayı Musa'nın yanında Müslümanca yaşamaktan akıllarınca daha değerli görüyorlardı.

Münafık Müslümanları kendince oyuna getirmek için sinsice her yönden yaklaşır ve dünyaya çekmeye çalışır.

Münafıklar özellikle elçileri kendi akıllarınca zayıf görürler. Musa'nın hiçbir imkanı olmadığını düşündükleri için Firavun'a hayrandılar.

Mal, münafıkların başına hep bela olur. Münafık, “Menfaat elde edeceğim, küfre hizmet edeceğim” diye kendini aşağılatır ve sürünür.

Münafık kendini küfre benzetmeye çalıştığı için, kendini bu yolda aşağılatıp küçük düşürdüğü için zillet vurulmuş bir insandır.

 

MÜNAFIK MENFAAT UMUDUYLA KENDİNİ KÜFRE SEVİMLİ GÖSTERMEYE ÇALIŞIR

Münafık küfürden umudunu asla kesmez. Sürekli küfre yağcılık yapar ve küfre kendisini şirin göstermeye çalışır.

Münafıklar kendilerini bilgili gibi göstermek ister amacı kendisini ön plana çıkarmak ve küfürden destek görebilmektir. İslam'a hizmet değil.

Münafık küfre sürekli yalakalık yapar, çünkü günün birinde onların yanında yer alacağını bilir.

Münafık küfre hayrandır, yaptığı her şeyde, her cümlesinde buram buram küfür kokar.

Münafık kendince Müslümanları beğenmediğinden Müslümanlara iyi davranıp kendini beğendirmeye çalışmaz. Küfre hayrandır küfre beğendirmek ister.

Münafıklar çok özentidir, küfre dair herşeye özenirler, her dönemde bu böyle olmuştur.

Münafıkta zenginlere karşı aşağılık bir hayranlık vardır.

 

KÜFÜR, MÜNAFIKLARIN YANCI VE AŞAĞILIK KARAKTERLİ OLDUĞUNU BİLİR

Küfür münafığın aşağılık ve yancı karakterli olduğunu bilir. Ama münafık ahmak olduğu için küfrün kendisini aşağı gördüğünü anlamaz.

Küfür de münafıkların alçak olduğunu bilir, onlar da münafıklardan nefret ederler. Bu yüzden münafıklar hep münafıklarla arkadaş olurlar.

 

MÜNAFIĞI TAKİP EDEREK KÜFRÜN OYUNLARI ORTAYA ÇIKARILIR

Münafık küfrün çirkinliklerini çok iyi bilir. Münafıkları takip ederek küfrün tüm oyunları, planları ortaya çıkarılabilir.

 

MÜNAFIKLARDA GELECEK KORKUSU

Münafık hayvani bir içgüdüyle gelecek korkusu yaşar. Müslümanların yanında kendini güvende hissetmez, küfürde kendine yer arar.

Münafıklar hep gelecek korkusuyla müminlere kin duyarlar, küfrün ise kendi geleceklerini garanti altına alacağını sanırlar, yancıdırlar.

Gelecek korkusu münafıkta çok şiddetlidir. O yüzden kuvveti ve gücü küfürde gördüğü için küfrün yancılığını yapmak ister.

Münafıklar ne kimseyi severler ne de kimse tarafından sevilirler bu yüzden de sürekli tedirgin yaşarlar.

Münafıkların Allah'a tam imanları yoktur, Peygambere hiç inanmazlar. Hayvani bir içgüdüyle gelecek korkusu vardır.

Müslüman için gençlik de bir nimettir yaşlılık da bir nimettir. Münafık ise yaşlanmaktan ve ölüme yaklaşmaktan dehşetli korkar.

 

MÜNAFIK ÇOK YALANCIDIR, GERÇEĞİ SÜREKLİ TERS YÜZ EDERLER

Münafık karakterini iyi bilmek gerekir. Gerçeği sürekli tersyüz eder. Münafığın çirkin dediği güzel, güzel dediği çirkindir.

Gerçeği tersyüz etmek münafık vasfıdır. Çok güzel bir şeyi çirkin, çok faydalı bir şeyi kötü gösterirken iyi olanları da kötü gösterebilir.

Münafık akıl hastalığı tarzında yalan söyler. Ama inanarak yalan söyledikleri için yalanları dikkatlice bakıldığında anlaşılır

Münafık çok haysiyetsizdir yalanı ortaya çıksa dahi yalan söylemeye devam eder, utanması yoktur.

Münafık her şeyi tersine çevirmek ister, başarıyı başarısızlığa neşeyi hüzne çevirmek ister. Tüm faaliyetleri bu yöndedir.

Münafık kendisinin "ıslah edici, düzeltici olduğunu" iddia eder. Fitne çıkarıp Müslümanlar aleyhine davranır, ama iyilik yaptığını iddia eder.

Münafık gerçeği biliri ama sahtekârca yalan söyler veya itiraz eder.

Münafıklar çok yalan söyledikleri için konuşmaları da çok çelişkilidir. Yalanlarını unutup mantıksız konuşmalar yaparlar.

Münafıklar dilbazdır, seri yalan söylerler, lafına laf yetiştirmek kolay değildir. Üstelik çirkeftirler, her konuşmalarında mutlaka bir rezalet çıkarırlar.

Münafıklar çok yüzsüzce ve delice yalan söylerler. Verdikleri sözü tutmazlar. Mutlaka bir şekilde hainlik yaparlar.

Münafık çok akılsızca yalan söyler, söz verdiğinde sözünü tutmaz, Müslümanlara saldırı olduğunda onları yalnız bırakır.

Münafıklar çok yalan söyledikleri için konuşmaları da çok çelişkilidir. Ahmak oldukları için yalanlarını unutup mantıksız konuşmalar yaparlar.

Münafık sahtekardır, kalbindeki bambaşkadır ama Allah'ı şahit getirmek ister. Ahlaksızlığını İslam'a, Kuran'a uydurmaya çalışır.

 

MÜNAFIK SEVGİYİ BİLMEZ, ENANİYETİNİ TATMİN ETMEK VE MÜSLÜMANLARI RAHATSIZ ETMEK İÇİN SEVGİYİ BİR NEVİ SİLAH OLARAK KULLANIR

Münafıkların kalbi taş gibi katıdır, sevgisizdir.

Münafığın sevgisi hep sahtedir. Sevgiyi rahatsızlık vermek için Müslümanları huzursuz etmek için kullanır.

Münafıklar her türlü pisliği, ihaneti yapar ama niçin yaptın denildiğinde iyilik ve sevgi için yaptığını iddia eder.

Habil-Kabil kıssasında ve Hz. Yusuf'un kardeşlerinde olduğu gibi münafıklar sevgiyi bahane ederek kıskançlık gösterir ve pislik yaparlar.

Münafık hep isyankarlık, yalan ve kafalama modundadır. Mümin ise hep samimiyet, mazlumluk, kanaatkarlık ve halim ruhla yaşar

Kendini zavallı göstermeye çalışmak da bir münafık oyunudur. Yusuf kıssasında Hz. Yusuf'un kardeşlerinin üslubunda bu açıkça görülmektedir.

Münafıklar sevgiyi talep ettiklerinde şeytani kibirlenme için ister. İlgi istemelerinin sebebi de rezalet çıkarıp müminleri rahatsız etmektir.

Yusuf kıssasından münafıkların sevgi iddiasıyla ortaya çıktığını anlıyoruz. Ana konuları kibirlenmek için sevgiyi kullanmak oluyor.

Münafık hiçbir zaman gerçek sevgiyi bilmez. Sadece elçiyle kendince rekabet etmek için sevgi iddiasıyla ortaya çıkar.

Münafık başkasının sevilmesine tahammül edemez, sadece kendisinin sevilmesini ister Asıl istediği sevgi değil büyüklüğünün vurgulanmasıdır

Münafıkların sevgi iddiası Müslümanlara karşı saldırganca tutum göstermek, hainlik yapmak için bir malzemedir, münafık sevgiyi bilmez.

Münafıkların sevgi konuşmaları hep fitne içindir. “Beni sevmiyorlar” diye fitne çıkarır. Mümin ise sevilecek insan olmak ister, müminleri sever.

Münafık Müslümanın her tavrını taklit edebilir ama sevecenliğini, samimiyetini ve dürüstlüğünü asla taklit edemez.

Dırar Mescidini kuran münafıklar şirk enaniyeti içinde soğuk ve sevgisizlerdi Peygamberimiz'in güzelliğine sevgisine çok haset ediyorlardı.

 

MÜSLÜMANLARIN SEVİNCİ, NEŞESİ, BİRBİRİNE SEVGİSİ MÜNAFIKLARIN İÇİNİ YAKAR

Müslümanlara bir iyilik dokunması Müslümanların sevinci, neşesi, sevgisi münafıkları adeta delirtir, buna müthiş haset ederler.

Müminlerin birbirini sevmesi münafıkları çok rahatsız eder. Müslümanların arasını bozmaya çalışırlar.

Münafıklar Peygamberimiz'e müthiş haset ediyorlardı. Münafıklar, müminler her başarı elde ettiğinde akıl almaz acı çekerler.

Mümin diğer müminin mutluluğundan mutlu olur. Münafık müminin sevincinden ızdırap duyar ve hep adaletsizlik olduğunu iddia eder.

Müslümanların neşesi münafıkta zehir etkisi yapar. Münafık Müslümanların cennet gibi ortamında cehennemde yaşıyor gibi acı çeker.

 

MÜNAFIKLAR ZÜPPELİĞİN VE UKALALIĞIN ÇİRKİN SANATINI İYİ BİLİRLER

Münafık garip bir özgürlük anlayışına sahiptir. Saygı olmayan, her türlü züppelik olan sürekli olay çıkaracağı bir hayat olsun ister.

Münafık kendisini dünyanın en akıllısı, zekisi zanneder. Ayette de onların içinde asla ulaşamayacakları bir büyüklük hissi olduğu bildirilir.

Züppelik münafıkların vazgeçilmez üslubudur, ukala üst perdeden ve bilmiş üslup kullanırlar.

Münafığın bilmişliği züppeliği azameti ve enaniyeti çok kavidir. Mümin ise mülayim ve temiz ahlaklıdır.

Münafık kendisini çok beğenir ve hep üst perdedendir. Ukalalığı ve züppeliği sebebiyle üzerinde çok itici negatif bir elektrik vardır.

Münafıklar ukalılığın ve züppeliğin çirkin sanatını çok iyi bilirler.

Tarih boyunca münafıkların mantık bozuklukları hep aynıdır. Firavun döneminde de Peygamberimiz döneminde de bugün de aynı züppelik vardır.

 

MÜNAFIK CEMİYET MİKROBU GİBİDİR

Hz. Ali'yi şehit eden münafığa küfür aşırı övgüde bulunmuştu. Münafıklar adeta cemiyet mikrobu gibidir, her türlü aşağılık iş için kullanılır.

 

MÜNAFIK KUŞKUCU VE ÇİRKEFTİR

Münafık hasta ruhludur, her şeyi kendi aleyhine zanneder. Bir yerde bir şey kıpırdasa onu kendi aleyhinde zanneder, hayatı cehennem gibidir.

Münafık ihtiras ve hainlik peşindedir. Her şeyden kuşkulanırlar, çok kuşkucu oldukları için çok da çirkeftirler.

Münafık bir beladan kurtulduğunda kendince Allah'a önem vermediğini vurgulamak için (Allah'ı tenzih ederiz) çirkeflik yapar, baş eğici olmaz.

 

AHİR ZAMANDA MÜNAFIKLAR TEKNOLOJİYİ İYİ KULLANACAKTIR

Münafık şeytanın zekasına sahiptir. Şeytanın zekasında olan insanın teknolojiyi de Müslümanların aleyhine çok iyi kullanacağını bilmek gerek.

 

MÜNAFIKLARIN MÜSLÜMANLARA KARŞI ÖFKESİ YATIŞMAZ

Münafık iyilikten anlamaz, Müslümanlara karşı öfkesi yatışmaz. Kinini saklayamaz, ufacık bir gerekçe gördüğünde kinini dışa vurur.

Münafıklar Müslümanların yanında oldukları her dakika ızdırap duyarlar. Müminlere duydukları kin büyüktür, bu kin onları içten içe yok eder.

Münafık münafıklığını her yerde yapabilir, siyaset içinde de camide de iş yerinde de hasetini ve çirkin tavrını ortaya koyar.

 

MÜNAFIKLARIN KİNİ MÜSLÜMANLARA ZARAR VEREMEZ

Münafıkların kin ve öfkesi Müslümanlara zarar vermez. Bu, Allah'ın özel bir mucizesidir.

Müslüman akıllı ve imanlı olduğu için münafıkların zararından etkilenmez.

Münafıklar ne plan yaparlarsa yapsınlar mutlaka mağlup olmuşlardır. Müminler de hep zafer ve galibiyet elde etmiştir

 

MÜNAFIKLAR MEHDİYET DEVRİNDE ETKİSİZ OLACAK

Mehdiyet devrinde münafıklar imanın nuru içinde manen boğulacaklardır. Münafıkların fitnesi ve nifakı Mehdiyet devrinde hiç oluşmayacaktır.

Münafık Mehdiyet zıttı olduğu için, faaliyetleri de tam Mehdiyet zıttıdır.

Hz. Mehdi'nin önemli bir görevi münafık cereyanını yok etmektir.

Nasıl Musa devrinin Resulullah devrinin münafıkları ünlüyse ahir zamanın münafıkları da ünlü olacak, tarihe geçecektir.

Mehdi Müslümanların tanıyamadığı en azılı en sinsi münafıkları teşhis edecek ve fikren onları etkisiz hale getirecek.

Münafıklar Mehdi'nin farkındadır, Mehdi'ye zarar veremeyeceklerini anladıkları metafizik bir varlık olduğunu gördükleri için panik yaşıyorlar.

Allah'tan korkmayan münafıklar Mehdiyet devrinde Mehdi'den korkacaklardır. Mehdiyet devrinde münafıklar iyice siner hiçbir şey yapamaz.

Şeytanın ahlaksızlığı münafığın adeta gıdasıdır. Mehdiyet bu ahlaksızlığı tamamen ortadan kaldıracak olan zattır.

Peygamberimiz (sav) "İmam Mehdi Müslümanların onurudur, münafıkların kinini üzerine çeker" diyor.

 

MÜNAFIKLARIN ÇIKARCI OLMASI

Münafık çıkarını elde edemezse çok vahşileşir ve çirkefleşir.

Münafıklar kendinden başka kimseyi sevmez, bencildir. Müslümanlar da bu itici tavırlarından dolayı onu sevemezler.

Münafığın çıkarıyla çatışıldığında, şeytani kimliği hemen ortaya çıkar. Münafık karakterini o zaman en azgın şekilde gösterir.

Münafık hep çıkarcı ve menfaatçidir. Hayatı kendi çıkarı içindir. Çıkarıyla çelişen bir durum olduğunda saldırganlaşır, vahşileşir.

Münafık yancı karakterlidir insanlara çoğu zaman sadece çıkar amacıyla yaklaşır.

Mümin önce Müslümanların rahatını ve huzurunu düşünür. Münafık için kendi menfaati önemlidir ve ufacık bir konudan Müslümanları huzursuz eder.

Mümin fedakar ve kanaatkardır. Allah'ın yarattığından razı olur. Münafık ise menfaati için sürekli ahlaksızlık ve adilik yapar.

Münafık hem elini hem dilini kötülükle Müslümana uzatmaya çalışır. Münafığı din, İslam ilgilendirmez sadece kendi menfaati ilgilendirir.

Münafıklar imkanları genişledikçe daha çok ahlaksızlık yaparlar.

Peygamberimiz döneminde münafıklar Medine zamanında kendilerine çevre edindikten, maddi imkanlar oluştuktan sonra ortaya çıkıyorlar.

 

MÜNAFIK ŞÜKRETMEYİ BİLMEZ

Münafıklar şükretmeyi bilmezler, sürekli Müslümanların aleyhine homurtulu konuşmalar yaparlar, her şeyden mutsuz ve şikayetçidirler.

Münafıklar hiç mutlu değildir, sürekli şikayetçi ruh halindedir ve homurdanır, hep Müslümanları suçlamayı amaçlar.

Münafıklar nankördür, Allah’ın verdiği nimetlerin kıymetini bilmez, ruhları inkarcıdır ve sinsidirler.

 

MÜNAFIKLARIN ELEŞTİRİDEN KAÇMASI

Mümin eleştirilmekten memnun olur hatası varsa düzeltir. Münafık ise eleştirildiğinde felç olur, münafıklık alametlerini hiç duymak istemez

 

MÜNAFIK MİMİKLERİNİ, YÜZÜNÜ, SESİNİ, GÖZÜNÜ ŞER İÇİN OLABİLECEK EN ÇİRKİN ŞEKİLDE KULLANIR

Münafık beden dilini çok iğrenç bir şekilde kullanır. Bu konudaki Kuran ayetlerini çok geniş her yönüyle düşünmek önemlidir.

Münafık bilinçaltında sürekli ahlaksızlık yaptığına inandığı için vicdanı asla rahat olmaz, dolayısyla yüzlerinde dürüst bir ifade oluşmaz.

Münafıkların suratında, pis, aşağılık, mat bir ifade olur, Allah onları böyle mühürlemiştir.

Münafık hem sesini hem gözlerini şeytani kullanır, kendini üzgün, şaşırmış, içine kapanmış gibi gösterip müminleri rahatsız etmeyi amaçlar.

Münafık bukalemun gibidiri yüzü her türlü şekle girer, isterse yüzünü asık isterse anlamsız isterse donuk isterse ağlamaklı yapar.

Münafıklar müminlere iyilik gelmesini istemez. Bu yüzden mutlaka şeytani bir özellik kullanarak müminleri rahatsız etmeye çalışır.

Münafıkların en önemli silahlarından biri ağlamadır. Peygamberimiz de münafıklar gözlerini çok iyi kullanırlar diye bildirmiştir.

Ağlamak, üzülüyor gibi yapmak münafıkların oyunlarından biridir, Hz. Yusuf kıssasında bu oyunları detaylı olarak anlatılır.

Münafıklar ağlamayı bir nevi silah olarak kullanır, ya karşı tarafı ikna etmek ya da bir konuda yıldırmak için ağlarlar.

Münafıkların bakışları bön ve küttür, ruhu ölü olduğu için gözlerinde de bitkinlik ve şeytanın donukluğu vardır.

Münafığın iman neşesi kaybolduğu için bakışlarında hayret edecek bir durgunluk ve matlık vardır.

Münafıkların hain ruhu hem bakışlarına hem yüzüne hem sözlerine sinmiş durumdur. Münafığın hainliği aslında kendisine yönelmiş silahtır.

Münafık Müslümanı konuşarak veya haliyle kızdırmak, germek, rahatsız etmek ister. Bunu çok aşağılık yöntemlerle yapar

Münafığın bir özelliği de Müslümanı rahatsız etmek istemesidir, sözüyle bakışıyla imalarıyla Müslümanı rahatsız etmeye çalışır.

Müminin bakışlarında nur güzellik temizlik ve sevgi vardır. Münafığın gözünde ise nefret ve ölüm baygınlığı vardır.

Münafığın gözünde hainlik hakimdir, istediğinde ağlama taklidi yapar, istediğinde ölü gibi anlamsız bakar. Müminleri rahatsız etmek ister.

Münafıkların bakışlarında ölü gibi donukluk, yüzünde asık ve ruhsuz bir ifade vardır. Bununla Müslümanları rahatsız etmeye çalışır

 

MÜNAFIKLARIN BOZUK KONUŞMALARI VE SİVRİ DİLLERİ

Münafıkların bozuk konuşmaları ve yüz ifadesindeki nursuzluk ve pislik Kuran'da bildirilen bir özellikleridir.

Bakışlarıyla ya da sivri dilleriyle rahatsızlık vermek de münafıkların oyunlarından biridir, yüzleri sesleri dilleri hep pisliktir

Münafıkların hain ruhu hem bakışlarına hem yüzüne hem sözlerine sinmiş durumdadır. Münafığın hainliği aslında kendisine yönelmiş silahtır.

Münafığın bir özelliği de Müslümanı rahatsız etmek istemesidir, sözüyle, bakışıyla, imalarıyla Müslümanı rahatsız etmeye çalışır.

Münafığın bozuk konuşmasının esası yalan konuşması ve sürekli demagoji yapmasıdır, olmadık şeyleri olmadık anlamlara çeker ve bozar.

Münafıklar küt insanlardır. Saygıyı bilmezler, nezaketi bilmezler. Peygamberimiz devrinde O'nun sözünü keserek konuşurlardı.

Münafıkların önemli vasıflarından biri de patavatsız olmalarıdır. Sözleri kabadır.

Münafık ahlaksızlık yapmak için en ufak bir imkanı dahi değerlendirir, her konuşmasında kendisinin sözde üstünlüğünü vurgulamaya çalışır.

Münafıklar Hz. Musa’ya sözle eziyet ediyorlardı, oysa o Allah Katında vecihti.

Münafık sivri dilli ve pisliktir. Ahlaksız olduğu için canı tatlı davranır. İslam için fedakârlık yapmaz. Kötülükten sakınmak da istemez.

Münafıklar kendilerince Peygamberi zor durumda bırakabilecek için fitne oluşturacak vesvese verecek konuşmalar yaparlar.

 

MÜNAFIKLARIN KONUŞMALARI DA SUSMALARI DA ŞERDİR                                    

Münafıklar konuştuklarında şer konuşurlar, sustuklarında ise üzerlerinde bir uğursuzluk olur.

Münafıklarda şeytani bir enerji vardır. Dilbazlıkla Müslümanları oyalamaya, aldatmaya, yönlendirmeye çalışırlar.

Münafık konuştuğunda hep şer konuşur, sustuğunda da yüzündeki ifade nursuz ve pistir.

Münafıklar genelde hep yeminle konuşur, bu şekilde Müslümanları ikna etmeye çalışır. Sürekli insanlar aleyhinde olumsuz konuşmalar yapar.

Münafık sessiz ve lakayt şekilde saatlerce boş şekilde, donup kalır.

Münafık çok konuşur ama boş konuşur, sinsilik için yol arar. Müslümanlara kendince pislik yapacağı taktikler planlar ve mutlaka fark edilir.

Münafık sustuğunda da şeytani bir sessizlik içindedir. Müslüman sessiz olduğunda da ortama huzur verir.

 

MÜNAFIKLARIN İSLAM’IN HAYRINA FAYDALI İŞLER YAPMAKTAN KAÇINMASI

Münafık kendisiyle ilgili işlerde çok titizdir, ancak İslam'a hizmet, mümine fayda söz konusu olduğunda olabilecek en kötü işi yapar.

Münafıklar İslam'a hizmette çok tembeldir, ahlaksızlığa ve münafıklığa hizmette ise çok şevklidir.

Münafık Müslümanların yanında kendisini beceriksiz gibi gösterir çünkü sorumluluk almak ve İslam'a hizmet etmek istemez.

Münafıklar mücadele ortamından kaçarlar. Müslümanlarla birlikte mücadele etmemek için sürekli bahaneler uydururlar.

Kuran'da bildirilen münafıkların ağır davranması konusu İslam'a, dine hizmette şevkli olmamaları, mümkün olduğunca az çalışma yapmalarıdır.

Münafıklar menfaat görmedikçe din için, İslam için hizmet etmezler, güçlerinin ve imkanlarının olmadığı yalanını söylerler.

Münafık Müslümanlara fayda verecek bir iş yapmamak için "evimiz açıkta" "bu işi bilmiyorum" gibi çok akılsızca bahaneler geliştirir.

Münafık hep kendi keyfi peşindedir. Müslümanların, muhtaç olan kadınların çocukların kurtuluşunu değil sadece kendi rahatını düşünür.

İslam'ın yararına, Müslümanlara fayda getirecek bir iş yapmak münafıklara çok ağır gelir. Müslümanlara güzellik getirecek en ufak iş yapmaz.

Münafık küçük veya büyük bir şekilde Müslümanlardan faydalanmak ister, kendi işini yaptırmayı dahi aklınca kar zanneder.

Münafıklar sadece zamanın geçmesini bekler, İslam'a, Allah'a hizmet etmek istemezler. Müslümanlardan, Peygamber’den nefret ederler.

Münafığın uyanıklık zannedip yapmadığı her iş kendisinin aleyhine döner. Müslüman ise yaptığı her işte dinçlik ve sağlık kazanır.

 

MÜNAFIK DÜNYAYA DÜŞKÜNDÜR, VAKTİNİ BOŞ İŞLERLE GEÇİRMEK İSTER

İslam, Kuran ve İslam'a hizmet münafıkları ilgilendirmediği için boşa vakit harcayacak yer ararlar.

Allah'a, Kuran'a, İslam'a vakit ayırmak münafığın canını çok yakar. Hep boş işlerle meşgul olmak ister.

Münafığın küfri konulara şeytani bir sadakati ve hırsı vardır, imani konular olduğunda ise konuşmak istemezler.

Münafık İslam'a hizmet etmemekten, tebliğ yapmamaktan boş işlerle vakit geçirmekten kendi aklınca sevinç duyar

Peygamberimiz (sav)'e İslam’ı tebliğ etmek, ayetleri okumak, faydalı olmak emredilmiştir. Münafıkların özelliği ise boş durmalarıdır.

Münafıklar mücadeleden kaçmak için alçakça yalan söyler, "bilseydim size yardımcı olurdum" derler. Oysa bilmelerine rağmen kaçarlar.

Münafık saatlerce boş vakit geçirebilir, kendince kızdıracağını düşündüğü eylemler yapmaya çalışır, İslam ve Kuran aleyhine konuşur.

 

MÜNAFIKLARIN MÜSLÜMANLARI MAHÇUP ETMEK İÇİN ÖNE SÜRDÜKLERİ HER İDDİA AKILSIZCADIR

Münafık içindeki pisliği dışarı vurup bunu akılsızca dürüstlük olarak adlandırır, oysa çok küt ve küstah bir ruha sahiptir.

Münafık çok akıllı ve bilgi sahibi olduğu iddiasındadır, oysa çok patavatsız, akılsız ve kabadır.

Münafıklar Müslümanları kendilerince mahçup etmeye çalışırlar, ama ortaya her attıkları iddia çok akılsızca olur.

Müşrikler ve münafıklar düşük akıllarınca Allah'ın nurunu söndüreceklerini sanıyorlar. Allah buna asla izin vermez. Allah nurunu tamamlayacak.

Münafıkların sonu dünyada da, ahirette de hep felakettir.

 

MÜNAFIKLARIN DİNMEK BİLMEZ ÖFKE VE KİNLERİ VARDIR

Münafığın öfkesi dilinden taşar, ama kalbinde gizlediği nefret ve öfke çok daha büyüktür.

 

MÜNAFIKLAR ALLAH'I ANMAK İSTEMEZLER

Münafık Allah'ı hiç anmak istemez. Kafiri daha kafir yapar, münafığı daha münafık yapar.

Kuran münafığı adeta yakar. Ayetler münafıkların sistemini kaldırdığı için ayetlerden adeta nefret eder. Allah'ta bahseder, ama Kuran'dan kaçar.

Münafıklar Allah'ı anmaktan, Kuran okumaktan çok rahatsız olurlar. Her şeyi öğrenirler ama Kuran'ı öğrenmek istemezler.

Münafıklar Allah'ın anılmasından, Kuran okunmasından, İslam'dan bahsedilmesinden hoşlanmazlar. Boş konularla ilgilenmek isterler.

Münafıklar Kuran'dan bahsedildiği zaman akıl almaz bir nefret duyarlar bu öfkeleri gözlerine de yansır.

Ayetler, münafıklara acı verir, kalpleri daha da kararır, Müslümanların ise kalbi ferahlar.

Münafık ayetlerinin okunması iman edenler üzerinde derin etki yapar, münafıkların ise gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasını sağlar.

Allah anıldığında münafıkların fiilen kalbinde bir rahatsızlık olur, sıkılırlar, istemezler ama dünyevi boş konularla saatlerce uğraşırlar.

Münafıkları dini sohbetler çok sıkar, daralırlar ama boş konuşmalarda çok ferahlarlar, bu münafıkları tanımada bir yöntemdir.

Allah'dan, dinden, İslam'dan bahsetmek münafıklara sıkıntı verir. Sadece dünyadan konuşulmasını isterler.

 

MÜNAFIKLAR DİNDEN BAHSETMEK İSTEMEZLER, BAHSETTİKLERNDE DAHİ SİNSİCE İMANSIZLIK MESAJLARI VERİRLER

Münafıklar sürekli şüphe içindedir, Allah'tan, Peygamber'den Kuran'da şüphe eder.

Münafıklar kendilerini Müslüman gibi göstermeye çalıştığı için imandan bahsetmek zorunda kaldığında da çok acı çekerler.

Münafıkların en belirgin özelliklerinden biri sosyal medyada asla imani yazı paylaşmak istememeleridir. İmani hiç cümle kurmazlar.

Münafıkların imani gibi görünen sohbetlerinde de gizli, sinsice imansızlık mesajları vardır. Bu pislikleri Kuran basiretiyle teşhis edilir.

Münafıklar İslam'ın dışında her türlü kitabı okumaya çalışırlar ama İslam'a, Kuran'a, iman hakikatlerine öncelik vermezler.

Münafıklar kendilerince İslam'ı tek düze olarak görür. Allah'tan dinden bahsedilmesinden rahatsız olur ve dinle bağlantılı bilinmek istemezler.

Münafık yazısında, konuşmasında Allah'tan hiç bahsetmek istemez, bahsettiğinde dahi Kuran'la kesin, net bilgiyle Allah'ı anmaz.

Münafıklar dünya hayatına ilişkin konularda çok yetenekli olurlar, Allah'tan ve dinden bahsetmekten ise hiç hoşlanmazlar.

 

MÜNAFIĞIN ÜZERİNDE ŞEYTANİ BİR ELEKTRİK VARDIR

Münafıklarda şeytani bir elektrik vardır, geldiğinde ortamda müthiş gerginlik olur. Mümin ise geldiği ortama ferahlık, güzellik, huzur verir.

Münafık bir ortama geldiği zaman iblis gelmiş gibi olur. Münafık bir ortama girdiğinde derin imanlı mümin hemen anlar ve kalbi sıkılır.

Münafık şeytani oyunlarla Müslümanların enerjisini harcatır, buna karşı çok uyanık olmak lazım. Münafığın yüzünde iblis ifadesi vardır.

 

MÜNAFIKLAR ALÇAK VE HAİNDİRLER

Münafık az da olsa mutlaka alçaklık yapmak ister, alçaklık yapmadan yaşayamaz.

Peygamberimiz zamanındaki münafıklar çok alçak ve tehlikeliydiler. Peygamberimiz münafıkların kurduğu Dırar Mescidini yaktırıp, yok etmişti.

Münafıklar imkan bulursa her türlü alçaklığı yaparlar, ancak imkanları el vermediği için çoğu şeyi gerçekleştiremezler.

Müslümanları küfrün gücüyle korkutmaya çalışmak tam bir münafık alçaklığıdır

Münafıklar bir fitne çıkarırken yakalandıklarında mutlaka bir bahane öne sürer, yaptığı ahlaksızlığı hafif göstermeye çalışırlar

Münafıklar çok gaddar ve pisliktir. Münafık son nefesine kadar pislik yapar ve Müslümanların başını belaya sokmaya çalışır.

Münafık dürüst olmayı enayilik gibi görür. Alçaklık, hainlik yaptığında akıllı olduğuna inanır.

 

MÜNAFIKLARIN HIRSIZ KARAKTERLİ OLMASI  

Samiri Mısır derin devletinin adamıydı, hırsızlığa, gaspçılığa, alçaklığa alışmış bir münafıktı.

Samiri, Musa ve kavminin Mısır'dan ayrılacaklarını bildiği için Harun'un muhafaza ettiği altınları çalmış, kendisine ait olduğunu söylemişti.

Resulullah zamanındaki münafıklar da hep hırsızlık yapıyorlardı, ama bu hırsızlıklarına kendilerince bir zemin de oluştururlardı.

Münafıkların çaldıkları mal dünyada da ahirette de başlarına bela olur. Hiçbir zaman fayda bulamazlar.

Münafık Müslümanların içinde yaptığı ahlaksızlığı küfrün içinde de yapar zanneder. Müslüman şefkatlidir, ama küfür acımasızdır, sonları acı olur.

Münafıklar Müslümanlardan azami istifa etmeye çalışırlar, Müslümanın malında gözleri vardır bir şekilde bu malı çalmak veya gasp etmek ister.

Münafık küçük veya büyük bir şekilde Müslümanlardan faydalanmak ister, kendi işini yaptırmayı dahi aklınca kar zanneder.

 

PEYGAMBERLE YALNIZ KONUŞMAYA ÇALIŞMALARI

Münafıklar haysiyetsiz ve yalancı oldukları için Peygamberimiz (sav)'le de yalnız konuşmak istiyorlar ki, yalancılıklarına çok kişi şahit olmasın.

 

MÜNAFIKLAR BİRBİRLERİNİ TANIRLAR

Münafıkların konuşmalarında, tavırlarında hep gizli mesajlar vardır. Kendileri gibi olanlar bu mesajı hemen alırlar.

Münafıklar birbirlerini gizli mesaj taşıyan cümlelerden, bakışlarındaki sinsilikten tanırlar ve bundan şeytani bir sevinç duyarlar.

Münafıklar bir nevi klan gibi yaşarlar. Münafık münafığı mutlaka bulur ve küfürle, müşrikle değil de birlikte olmayı isterler.

 

MÜNAFIK HAYASIZDIR, YAPTIKLARINDAN UTANMAZ, MÜNAFIKLIKTAN VAZGEÇMEZ

Münafıkta haya ve utanma hissi yoktur. Şaşırtıcı derecede haysiyetsizdir, yaptıklarından dolayı utanmaz tam tersine övünür.

Münafık hayasız olur. Haya müminde olur. Münafık arsız ve pişkindir

Firavun başına her bela geldiğinde iman ettiğini söylüyor, bela gidince yine ahlaksızlığa dönüyor. Tam bir münafık ahlakı sergiliyor.

Münafık geçici olarak kendini düzelmiş gibi gösterebilir ama ruhen hastadır ve bilinmedik yerlerden faaliyetlerini devam ettirmeye çalışır.

 

MÜNAFIKLARIN ALAYCI OLMALARI

Münafık ince alay kullanır, yazılarında konuşmalarında hep alaycılık vardır.

 

MÜNAFIKLAR BAĞNAZ VE MÜŞRİK AHLAKLIDIR

Musa kıssasında sığır kesilmesi emredildiğinde detay sorarak yapmak istemeyenler bağnaz ruhun nasıl bir bela olduğunun tarifidir.

Allah inek kesin diye açık hüküm buyuruyor, bağnazlar münafıklar onlarca detay öne sürüyorlar, sırf Hz. Musa'ya rahatsızlık vermek için

Bağnazlar dini neredeyse yaşanamayacak kadar zorlaştırırlar. Münafık da dini açmaza sokmak ister.

Münafık bilinen müşrikten kat be kat şirk içindedir. Toplum onun için adeta haşa ilah gibidir, her şeyi insanların yaptığını zanneder.

Münafıkların ve bağnazların Peygamberimiz ve Ehli Beyt'e duydukları öfkenin temel sebebi Peygamberimiz'in kadınlara değer vermesiydi.

Münafıklar Ehli Beyt'e düşmandılar. Hz. Hasan'ı Hz. Hüseyin'i şehit eden münafıklardı bu devirde zihniyetleri bağnazlıkla devam ediyor.

Ehli Beyt'i şehit eden sonra bu yüzyıla kadar gelen bağnazlık Peygamberimiz devrindeki münafıkların müşrik ruhu ve zihniyetidir.

Münafık şirk sistemi hep olsun ister. Eşini çocuğunu arkadaşını put edinir, tüm dünyası bu put sistemi üzerinedir Allah'a kalbini veremez.

 

MÜNAFIK DEŞİFRE OLMAKTAN ÇOK KORKAR

Münafıklar deşifre olmaktan müthiş rahatsız olurlar, anlaşılmak, bilinmek istemezler.

Münafıklar, münafık alametlerinin anlatılmasını istemezler bu onlara acı verir, alametleri duydukça münafık çıldırır, dinlemek istemez.

 

ÖZELLİKLE GECELERİ YAPILAN GİZLİ FAALİYETLER MÜNAFIKLARA ŞEYTANİ BİR ZEVK VERİR

Münafıklar için gizli bir şey yapma adeta bir nevi gıdadır. İlla ki gizlice, illa ki ahlaksızca olsun isterler.

Münafık müminlerden kendini gizlemeye çalışır, gerçek yüzlerini şeytana gösterirler.

Münafıklar gece vakitlerinde çok faaliyet yaparlar. Geceleri İslam aleyhinde gizli faaliyetler yaparlar.

Münafıklar Müslümanları kendilerince kızdırmak için ahlaksızca sözlerini ve eylemlerini genelde gece planlarlar.

Münafıkların en hoşuna giden şeylerden biri gizli konuşmalardır. Gizlice ahlaksızlık yapmaktan şeytani bir zevk alıyorlar.

Münafıklar hep kendi karanlık ortamlarında olmak isterler, Peygamberimiz zamanında da sayıca çok fazlaydılar.

Münafık sessizce faaliyetini yapar ve fark edilmeyeceğini zanneder, rezil olmaktan bıkmaz.

"Gece odun gibi sessiz, gündüz gürültücüdürler" diye hadiste münafıkların azgınlıkları bildirilir.

Münafıklar Müslümanlar aleyhine gizli planlar yapmadan rahat edemez. Plan yaptığında hayatı anlam bulur. Akılları hep küfürde kalmıştır.

Münafıklar özellikle geceleri azgınlaşırlar, şeytani konsantrasyonları gece artar, boş hedeflerle Müslümanları oyalamaya çalışırlar.

Gece müminlerin tefekkür, sohbet, muhabbet, ibadetle neşe içinde geçirdiği vakittir. Münafıklar içinse gece vakti düzen ve oyun kurma vaktidir.

 

MÜNAFIKLARIN HER TAVIRLARINDA MÜSLÜMANLARI RAHATSIZ ETMEK İÇİN GİZLİ MESAJLAR VARDIR

Münafık sinsice gizli gizli Müslümanları kızdırdığını zanneder. Oysa hikmetle bakan Müslüman onu avucunun içi gibi bilir ve görür.

Münafık sinsice altan alta müminleri kızdırmaya çalışır. Ama her seferinde kendisinin sinirleri bozulur, müminlere zarar veremez.

Münafık her cümlesini kendi lehine, Müslümanların aleyhine kullanılabilecek gibi seçer.

 

MÜNAFIK ZORLUKLARA GÖĞÜS GEREMEZ

Mümin eğilir bükülür ama asla kırılmaz, münafığın ise dayanabileceği bir nokta vardır, biraz baskıda hemen dağılır.

Mümin eğilip bükülür denildiğinde baskı altına alınmaya çalışılır ama asla kırılmaz. Altına çekiçle vurursun eğilir ama değerini kaybetmez.

"Mümin rüzgardan etkilenen ekin gibidir; devamlı belâ içinde olur. Münafık ise, kesilinceye kadar etkilenmeyen çınar ağacına benzer." Râmuz el-Ehadis, no: 4817

 

MÜNAFIK KENDİSİ GİBİ MÜNAFIKLARLA BİRLİKTE YAŞAR

Münafık doğrudan küfre de gitmez, yine kendisi gibi münafıkları bulur, münafıklarla yaşar.

Münafıklar genelde küfrün içinde yaşayamaz, kendi aralarında bir grup oluştururlar. Sahtekar oldukları için küfür onları çok aşağılar

Münafıkların birçok tabileri ve koruyucuları olur ve pislik yaptıklarında tek değildirler ama aslında birbirlerinden nefret ederler.

 

MÜNAFIKLIK VE YANCILIK

Münafıkların da yancıları vardır. Adeta bitin üzerindeki bakteriler gibi, zincirleme bir yancı yapıları vardır.

Münafık etrafına sürekli münafıklık öğretir, bazı imanı zayıflar da akılsızca bunlardan etkilenir, yancıları da kendileri gibi eziklik olur.

Münafıklar yılan gibi sürekli pislik peşindedir. Münafıkların bir de yancıları vardır. Bu yancılar münafıkları ve küfrü güçlü zannederler.

 

İSLAM ALEMİ İÇİN EN HAYATİ KONULARDAN BİRİ MÜNAFIKLIKTIR

Münafıklık konusu İslam aleminin en hayati konusu olduğu için üzerinde duruyoruz. İslam aleminin böyle ezilmesinin sebebi münafıklardır.

Münafıkların fitnelerinin Kuran'la deşifre edilmesi onların etkisiz hale getirilmesini sağlar. Müminler bunu mutlaka yapmalı.

Kafirlerden müminlere az zarar gelir, asıl zarar veren ve büyük tahribat oluşturan münafıklardır. Münafıklar olmasa küfrün zararı hiç olmaz.

Allah Kuran'da Müslümanlara karşı olanları bilin diyor. Küfrü, münafıkları analiz etmek, Müslümanları bu konuda uyarmak müminin vazifesidir.

Allah münafıkların oyunlarını temizlemek gerektiğini söylüyor. Bunun için akıl, irade, vicdan, sabır ve şefkat lazım.

Münafıkların müminlerin dikkatinin açık olmasını ve Kuran'ı çok iyi anlamalarını sağlar. Mümin sürekli teyakkuz halinde olur.

Münafıklara karşı dikkatli olmak Müslümanlar için güzel bir ibadettir

Münafıkları Kuran’dan örnekler vererek anlatmak gerekir. Bu yöntem, gerçek münafığın teşhis edilmesini sağlar.

Münafıkların yaptıkları da kaderlerinde bellidir. Haşa Allah’tan bağımsız bir güç gibi düşünüp münafıklardan tedirgin olmak şirk olur.

Müslümanların münafıklardan tedirgin olması, çekinmesi veya itidalini kaybetmeleri olmaz.

 

MÜSLÜMANLAR VE MÜNAFIKLAR BİRBİRİNE HER YÖNDEN ZITTIR

Müslümanlar münafıklardan tamamen ayrıdırlar, her yönden zıttırlar. Münafıklar hayırlı iş yapmaktan şiddetle kaçınırlar.

Münafık tatlı dilli olur, ama içinde zehir olur. Mümin tatlı dilli olacak ama içinde bal olacak.

Mümin hep ferahlatıcı yatıştırıcı kalbe ferahlık getiren olur, münafık ise hep kargaşa çıkarandır.

Müslüman şefkatlidir, ama münafık çok gaddardır. Ehli Beyt'e yapılan zulüm münafıkların icraatıdır.

Müminin hastalığı günahlarına kefaret olur, iyileşince ibret alır, ahlakı daha güzelleşir. Münafık ise hastalanırsa daha ahlaksızlaşır.

Münafıklar halka ve sebeplere güvenir, Allah'ın gücüne güvenmez. Oysa Müslüman çoğunluk karşı da olsa Allah için hakkı savunur.

Müslüman Allah'a samimi yaklaşırsa kalitenin en yükseğini yaşatır. Münafık ise gücü ve kaliteyi küfrün yanında arar.

Mümin elindeki her nimeti hayır ve güzellik için kullanır. Münafığa imkan verildiğinde hemen onu fitne için kötülük için kullanır.

Mümin kendisini müstağni görmez. Münafık alametlerini anlattığımızda ibret alıyoruz ve Allah'tan korkuyoruz.

Münafıklar çirkin üsluplarıyla hem Müslümanların başına bela olurlar, hem de Müslümanlar aleyhine propaganda yaparlar.

 

MÜNAFIKLARIN VARLIĞI MÜMİNLER İÇİN HAYIRDIR

Münafık Müslümanlara zarar vermek için her oyun kurduğunda bela kendi başına döner, Müslümanlar ise daha sağlıklı, güçlü olur.

Münafıkların olması müminlerin imtihanının çok önemli bir parçasıdır. Münafıklar müminin sevabını çok arttırır.

Münafıkların olması müminlerin aklının gelişmesi için bir nimettir. Münafığın karanlık dünyasının karanlık feneri bir çok konuyu aydınlatır.

Münafık, müminlerin dikkatinin açılması ve aklının gelişmesi için gereklidir. Münafıkla (ilmi) mücadelede çok akıl kullanmak gerekir.

Münafıklarla (ilmi) mücadele Müslümanın aklının gelişmesine vesile olur Münafıkla (ilmi) mücadelede detaylar fazla olduğu için mümin sürekli gelişir.

Münafık, müminin cennetini genişletir. Münafıkla ilmi, kültürel mücadele mümin için nimettir.

Münafık müminleri üzmeye çalışırken müminler daha sağlıklı, daha bereketli, daha zengin hale gelir. Münafıklar çöker, müminler hep güçlenir.

Münafıkların dünyada da ahirette de hayatları perişandır. Münafıkların Müslümanlara her zaman güçlendirici etkisi olur.

Münafıkların olması müminler için bir hayırdır, müminlerin şevkini arttırır, dikkatli olmalarını sağlar.

Münafıklar müminlerin ufuk genişliği elde etmesine, tehlikenin boyutunu görmesine, müminlerin kıymetini anlamasına vesile olur.

Münafık iftiraları ve tuzaklarıyla Müslümanları küçük düşürüp kendisini büyüteceğini zanneder, her defasında Müslümanlar yücelir.

Münafık tıpkı şeytan gibidir. Şeytan nasıl kendini helak etmekte ama müminlerin cennetine vesile olmakta ise münafık da cennete vesile olur

Münafık sayesinde Müslümana bereket gelir, çünkü Müslümanın dikkati, şevki, azmi artar. Münafık ise sürekli haset içinde kavrulur, hasta olur.

Münafıkların çalışmalarını takip ederek Müslümanların zayıf olduğu yönleri bulup tahkim etmek mümkün olur, bu açıdan faydalıdır.

Münafıkla ilmi mücadelenin sevabı çok yüksektir, münafık Müslüman için şevke vesile olur.

Münafıkla fikren mücadele ederken her kelimesi her dakikası çok büyük sevaptır.

Münafık mümin için rahmet, kendisi için felakettir. Münafık, müminin çok büyük sevap almasına vesile olur.

 

MÜNAFIK ALAMETLERİNİN ANLATILMASI MÜMİNE ŞİFA OLUR

Münafıklar hakkında yapılan her konuşma, okunan her ayet müminlere fayda sağlar. Münafıklar bu konuşmalardan hiç etkilenmez.

Müslüman üzerinde münafıklık alameti taşımaktan çok korkar. Hemen Allah'a sığınır, tavrını hemen düzeltir.

Müslüman münafık ayetlerini okuduğunda Allah'tan çok korkar ve benzeyen bir tavrı varsa düzeltmek için çok titiz olur.

Şirk ayetleri de münafık ayetleri de müminin düşünüp etkilenmesi içindir. O yüzden tüm bu ayetlerden müminler ibret alıp düşünecek.

Münafık alametlerini öğrendikçe Müslümanın Allah korkusu artar, benzememek için titizlik gösterir.

Kaliteli Müslüman münafıklık çok iyi bilindiğinde ve teşhis edildiğinde ortaya çıkıyor. Münafıkların alametlerinin bilinmesi önemlidir.

Her Müslüman münafık alametinden korkacak ve kendini düzeltecek. Kendini müstağni gören felakete sürüklenmiş olur.

Münafıklarla ilgili ayetler tüm Müslümanlara hitap eder. Münafık zaten inanmıyor ki etkilensin. Müslüman ayeti kendi üstüne alarak okur.

Mümin şirk ve münafık ayetlerinden kendini müstağni görerek hareket edemez, her ayeti kendi üzerinde düşünerek anlatıp hareket edecek.

Mümin her ayeti üzerine aldığında bu onun için şifa olur. Kalbine ferahlık gelir, bakar nefsinde münafık alameti görür, temizler, şifa bulur.

Eğer insan münafık, şirk, hastalık alametlerini kendinde arayıp düşünmüyorsa cennetlik olduğunu iddia eder, her birini kendi üstünde düşünecek.

Münafık ayetleri inananların kalbinde derin bir etki oluşturur, kalpleri yumuşar, münafıklar ise içte içe kinlenir ve nefretleri artar.

Münafık alametleri anlatıldığında bundan ilk ders alacak olan müminlerdir. Mümin münafığa verilen her cevaptan ders alır, faydalanır.

Mümin eleştirilmekten memnun olur hatası varsa düzeltir Münafık ise eleştirildiğinde felç olur, münafıklık alametlerini hiç duymak istemez.

 

İNGİLİZ DERİN DEVLETİNİN MÜNAFIKLARI KULLANMASI

Münafıkların şeytani bir zekâsı oluyor, derin devletler de bunları hemen teşhis ediyor ve istedikleri gibi kullanıyorlar.

İngiliz derin devleti Kuran'a uymayan, dengesiz, züppe münafık ruhunu yaşayabilen bir Müslüman topluluk geliştirmek istiyor. Bu ciddi tehlike.

Münafık kimi en güçlü olarak görüyorsa, onu en büyük put olarak benimser ve ona bağlanır. Bu devirde İngiliz derin devleti en büyük putları.

Münafıklık tüm İslam alemini mahvediyor. İngiliz derin devleti de münafık karakterini en kapsamlı uygulayan sistem.

Münafıklar nerede hain karakterli Müslümanların aleyhinde insanlar varsa onları bulur ve onlarla Müslümanlara karşı ittifak yapar.

Münafıklar arasında zincirleme bir bağ vardır, hepsinin bir efendisi vardır. Derin devlet mensuplarını güçlü zanneder, onlara uyarlar

Mümin nezaketli ince görgülü ve derindir. Münafıklar ve İngiliz derin devletinin kullandıkları kişiler hep küt ve züppedir.

Münafıklar insanları Allah ile aldatırlar. İngiliz derin devleti de Rumilik adı altında İslam yerine yeni bir din sunarak insanları aldatıyor.

İngiliz derin devleti Kuran'daki münafık karakterini en kapsamlı şekilde yaşar.

Münafıklar derin devletle bağlantısını hiçbir zaman kesmez. Müslüman münafıkla (ilmi) mücadelede hiç gevşekliğe düşmemelidir.

İngiliz derin devletinin özelliği münafık ordusunu iyi kumanda etmesidir. İslam aleminin başındaki felaket de bu münafık ordusudur.

 

İSLAM ALEMİNDE YAŞANAN ACILARIN SEBEBİ MÜNAFIKLARDIR

Müslümanların karşılaştıkları en zorlu imtihan münafıklar olur. Küfrün baskısı o kadar etkili olmaz, çünkü küfür açıktır. Ama münafık sinsidir.

İslam alemindeki parçalanmanın, yaşanan acıların, savaşların ana sebeplerinden biri münafıklardır.

Müslüman camiaların birçoğu münafıklıkla ciddi bir ilmi mücadele etmeyi düşünmüyor, oysa münafıklık çok büyük tehlikedir.

Münafıklar mağlup olduğunda İslam hakim olmuş demektir. İslam tarihinin son en büyük ilmi mücadelesi olacak ve münafıklık yerle bir olacak.

Şu an İslam aleminde münafıklar galip durumda, bu artık onların son dönemi. Bundan sonraki dönemde tamamen (fikren) mağlup olacaklar.

İslam aleminin münafıkları her yeri tek tek mahvediyorlar, Irak, Suriye, Libya hep oraların münafıklarının icraatlarıyla mahvoldu.

İslam aleminin en büyük sorunu münafıklıktır. Münafık kanser gibi inatçı bir vakadır, tedavi edilmezse bünyeyi sarar yok eder.

Münafık İslam'ın hakim olmasını asla istemez, hiçbir münafık İslam'ın hakim olacağına inanmaz.

Münafıklar İslam'ın hakimiyeti için bazı entel özentilerine, derin yapılara yancılık yaparlar. Ama amaçları İslam'ın hakimiyeti de değildir.

Münafıklara karşı İslam aleminin uyarılması önemlidir. Müslümanlar münafığı gördüğünde aşağılık karakterini teşhis edebilmelidir.

Derin devletin (manevi) ordusu konumundaki münafıkların dağıtılması İslam alemi için çok önemlidir. Bu da ilimle, irfanla, anlatarak yapılır.

İslam aleminin bu hale gelmesinin sebebi münafıklardır. Derin devletler münafıkları kullanır. Münafıklar derin devletlerin askeri gibidir.

Müslümanlara bela getiren uygulamaları yapanlar hep münafıklar. Müslüman aleminin üzerindeki belanın kalkması için tespit edilmeleri önemli.

Deccaliyeti anlattık, ama tam anlaşılması için İslam alemi içindeki kolu olan münafıkları iyi tarif etmek ve anlatmak gerekir.

Müslümanların fikren galip olması dünya çapında münafıkların ilmen mağlup olmasıyla olacaktır. Bir süre sonra herkes münafıkları çok net anlayacak.

İslam aleminin şu anda çektiği sıkıntıların çoğunun altında münafıkların yaptıkları vardır. Münafıklar İslam alemine büyük zarar veriyor.

 

MÜNAFIKLARIN TEDAVİSİ

Müslüman hiç kimseye sen münafıksın diyemez, sadece Kuran'dan ayetlere göre tedbirini alır.

Münafık, Müslümanların yanından ayrılmak için hep bahane bulmaya çalışır, ona aradığı fırsatı vermemek ve tedavi etmeye çalışmak ibadettir.

Münafıklar şeytanın etkisinde oldukları ve saldırgan bir üslupları olduğu için onlarla çok akılcı ve reddedemeyecekleri gibi konuşmak lazım.

Münafıklara özenen zayıf imanlı insan çok olur, o yüzden hafife almamak gerekir. İlmen tedbiri mutlaka alınmalı.

Münafık ayetleri anlatmayı durdurursanız münafık yeniden hayat bulur. Münafık, münafıklığını bırakmamaktan şeytani bir lezzet alır.

Münafık bir türlü iyileşmeyen verem mikrobu gibidir. Yüksek dozda antibiyotikle sürekli kontrol altında tutulmazsa hastalık tüm bünyeyi sarar.

Münafıkların oyunları temizlenirken münafık da bu temizliği kabullenirse o da kurtulur. Temizlik istemezse o da kirle birlikte akar gider.

Münafık pişman oldum dese dahi münafıklığından hiç vazgeçmez.

İmkan sağlanması münafığın azgınlaşmasına sebep olur. Şımarıp saldırganlaşır.

Münafık her topluluk için baş belasıdır, ahlaksızlık yapmasın sorun çıkarmasın diye herkes çok dikkatli davranır.

 

MÜNAFIKLARIN HAYATI AŞAĞILANMIŞ OLARAK SON BULUR

Münafıklar Müslümanların belaya uğramasını beklerler Müslümanların zor duruma düşmesini beklerler ama belaya uğrayan kendileri olur.

Samiri'nin toplumdan dışlanması gibi toplum münafıklardan nefret eder. Münafıklar bir köşede aşağılanmış yalnız şekilde ölür.

Masaüstü Görünümü