Harun Yahya

Allah'ın Yaratmasını detaylandırmak için ortak gayret



Yaşamın ve Evrenin Kökeni Uluslararası Konferansı Teknik Bilim Araştırma Vakfı tarafından 24 Ağustos 2016 tarihinde İstanbul’da Reasons to Believe işbirliği ile gerçekleştirildi. Etkinlik açılış konuşmacıları olarak ABD’den ve Türkiye’den bilim adamlarına ev sahipliği yaptı.

Çeşitli ülkelerden akademisyenler, araştırmacılar, öğrenciler ve iş adamlarının katılımıyla, bu önemli uluslararası konferans son bilimsel gelişmelerle elde edilen bilimsel bilgilerin paylaşılmasında ve bilimin öneminin vurgulanmasında çok büyük bir sorumluluk üstlenmiştir. Önde gelen akademisyenler ve alanının uzmanlarına ev sahipliği yapan konferans, genetik, biyoloji, paleontoloji, fizik, kimya ve astrofizik bilim dallarının hepsinin “Yaşam nasıl başladı?” sorusuna “Yaratılış’ ile yanıt verdiğini kanıtlandı.

Evrim Dogmasını Çökerten Kilit Bilimsel Noktalar

Konferansa katılan bilim adamlarından biri olan biyokimyager ve Reasons to Believe’in Başkan Yardımcısı Dr. Fazale Rana konuşmasında “ Neden Allah’ın varlığına inanıyorum?” diye sorup şu sözlerle devam etti: 

“Fiziksel ve kimyasal süreçlerin tek başına yaşamı başlatamayacağına ikna oldum. Zarif tasarım ve biyokimyasal sistemlerle birleşen bu farkındalık beni yanlızca fikri gerekçeler nedeniyle bir Yaratıcı’nın var olması gerektiği ve Bir Yaratıcı’nın yaşamı var etmiş olması gerektiği sonucuna götürdü.”

Moleküler biyolog Dr. Anjeanette Roberts tarafından yapılan ikinci konuşmanın konusu “Evrim ile Kelime Oyunu” idi. Dr. Roberts’ın konuşması aslen bazı terimlerin yanlış kullanılması ve bilimsel verilerin son derece kompleks ve çeşitli bir yaratılışa işaret etmesi hakkındaydı: 

“…Kompleks yaşamın çeşitliliği ve erkenden ortaya çıkışını anlatan verilere göre; Yaratılış akılcı ve mantıklı sonuçtur. Yaratılış, ayrıca, evrendeki hassas dengeleri ve aklı da açıklar…”

Astrofizikçi Dr. Jeff Zweerink “Evrenin Başlangıcı ve Yaratılışı”na dair önemli açıklamalar yaptı. Zweerink şöyle konuştu: 

“Nitekim, son bilimsel delillere yapılan yakın incelemeler Allah’ın varlığına dair kuvvetli deliller sunmaktadır. Tevrat ve nebiler var olmaya başlayan, fizik yasaları ile yönetilen ve zaman içinde Allah tarafından genişletilen bir evreni tarif eder. Şişme teorisine dayanan Big Bang kozmolojisi, bu tanıma uyan bir evrende yaşadığımızı doğrular. Evrenimiz, yaşamın var olması için hassas ince ayarlara sahiptir. Yaşam için tasarlanmış görünmektedir!”

“Evrim Teorisinin Çöküşü ve Yaratılış Gerçeği” başlıklı konuşmasında, beyin cerrahı Dr. Oktar Babuna da şu sözlerle bu gerçeği tasdik etti: 

“Darwinizm’i çürüten en kuvvetli ve en önemli delil, proteinlerin tesadüfler sonucu oluşmasının imkansız oluşudur. Burada vurgulanması gereken husus şudur: Proteinin var olması için başka proteinlerin olması gerekir. Bunun sebebi, proteinlerin yanlızca enzim olarak işleyen başka proteinler tarafından üretilebilmesidir. Tek bir protein molekülünü üretebilmek için, en az 100 farklı enzim (proteinler), DNA, ribozom, mitokondriyanın bulunması gerekir. Başka bir deyişle, tek bir protein üretmek için tüm organelleri ile birlikte tam bir canlı hücresine ihtiyaç vardır.”

Bilim Evren’de Allah’ın Yaratmasını Gözlemlemek İçin Hayatidir

Tüm bilimsel bulgular Yaratılışı işaret eder. Albert Einstein, bir defasında: “Bilim adamlarının dini inançları, insanoğlunun tüm sistematik düşünceleri ve hareketlerinin tamamen önemsiz yansımasıyla kıyaslandığında, bu tür bir Büyüklüğün Aklı olduğunu gösteren doğa kanunlarındaki uyuma karşı mest olmuş bir hayranlık şeklini alır. Bu huşu uyandıran aklın sahibi Allah’tır.” demiştir. Aslında, bu gözle görülür gerçeği anlamak için bir bilim adamından bu hakikati duymamıza gerek yok; kendi aklımız bir Yaratıcı olduğunu bize göstermek için yeterlidir çünkü hepimizin gördüğünü değerlendirip bir sonuca varma kapasitesi mevcuttur.

Akıl ve bilimsel delil evrenin her yerinde Allah’ın Yaratmasını gösterir. Tüm ilahi dinler bize bilim ile dinin örtüştüğü bu hakikati öğretir. Hayranlık uyandıran bir hızda gelişen bilim ve teknoloji bu anlayışa varmamızda en büyük yardımcımızdır. Milyonlarca farklı türün kusursuz mekanizmasından sayısız meyve ve sebzeye, gezegenimizdeki hassas dengelerden havadaki tam olması gereken miktardaki oksijen seviyesine baktığımız her yerde muazzam bir düzen görürüz. Bunların hepsini bilmek ve görmek Sonsuz Akıl Sahibi Allah’ın varlığını açıkça görmemiz için yeterlidir.

Allah Yerleri ve Gökleri Yarattığını Kutsal Kitaplarda Bildirmiştir

“Gökler, Allah’ın görkemini açıklamakta ve Gökkubbe ellerinin eserini duyurmakta. Gün güne söz söyler, Gece geceye bilgi verir. Ne söz geçer orada, ne de konuşma. Sesleri duyulmaz. Ama sesleri yeryüzünü dolaşır, sözleri dünyanın dört bucağına ulaşır.” (Zebur, mezmur 19: 1-4)

Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen olur. (Bakara Suresi, 117)

Rabbimiz’in yüce sanatını öven samimi ve güzel sözlerinde, Dr. AJ Roberts, Allah’ın yaratmasını takdir etmede her kesimden inananın iç görülerini nasıl kullandıklarını şu sözlerle özetliyor: 

“Doğa, Allah’ın ayetlerinin güvenilir bir yansımasıdır. Kutsal Kitaplar Allah’ın Kendi ayetlerini doğada açığa çıkardığını söyler. Ve bizi bu ayetleri keşfetmek ve soruşturmak için yaratmıştır. Allah, bilinmek ister. Sonuç olarak, Allah bilinmek ister ve temiz akıllı ve alçakgönüllü olana Kendini açıkça göstermiştir.” 

İster Hristiyan ister Müslüman olsun, inananlar huşu içindedirler ve bilimin bizler için harika bir vesile ve nimet olduğunu bilerek gece gündüz Allah’ın ayetlerini anmaktan zevk alırlar.

Adnan Oktar'ın Christian Media Magazine'de yayınlanan makalesi:

http://christianmediamagazine.com/joint-effort-elaborate-gods-creation/

Masaüstü Görünümü