Harun Yahya

Sosyal Medya Sevgi için Çalışacak



Goebbels ve Hitler 20. yüzyılı kana bulayan eli kanlı iki caniydi. 9 milyon Almanı ırkçı ideallerin peşinde ölüme sürüklediler. 2. Dünya Savaşı adı verilen bu toplu katliam 70 milyon insanın canına mal oldu. 2 psikopat katilin en önemli silahı propaganda yöntemleri idi. Nazi propaganda örgütünün devreye soktuğu yalanları dönemin tüm iletişim kanallarında hiç durmadan tekrarlayarak insanları kandırdılar, manipüle ettiler. Milyonlarca Almanı sonu gelmez bir savaşın içine sürüklediler.

Yalana dayalı propagandayla kitleleri yönlendirmek kuşkusuz sadece Nazilerin kullandığı bir yöntem değildi. Bolşevikler, Kızıl Kmerler ve daha birçokları için propaganda vazgeçilmez bir silah oldu. 21. yüzyılda ise gelişen teknoloji başta terör örgütleri olmak üzere, manipülasyon yapmak isteyen odaklara geniş imkanlar sağlıyor. Internet ve akıl almaz bir hızla gelişen sosyal medya, çoğu zaman yalanların kolayca ortaya atıldığı, tek bir tuşla dünyanın dört bir yanına ulaştığı, birkaç saniye içinde milyonlarca kez tekrarlanabildiği bir mecra haline geldi. Barış, dostluk ve iyilik için kullanıldığında son derece faydalı bir araç olan sosyal medya kötülüğü yaymak isteyenlerin elinde tehlikeli bir araca dönüşüyor. Her gün defalarca denetimsiz, kontrolsüz, isimsiz, imzasız, provokatif, manipulatif bilgi bombardımanına tutulmaktayız.

Bugün yaklaşık 2 milyar insan sosyal medya kullanıyor. Akıllı cep telefonlarının hızlı yükselişi ile 2020 itibariyle bu rakamın 3 miyara ulaşması bekleniyor. Facebook 1,7 milyar aktif üye ile dünyanın %20’sine ulaşmakta. Youtube’ın 1 milyar, Google+’ın 550 milyon, Instagram ve Linkedin’in 400’er milyon,  Twitter’ın 350 milyon, Snapchat  ve Pinterest’in ise 100’er milyon üyesi var. Rus Facebook’u olarak adlandırılan Vkontakte 10 yılda 400 milyon üyeye ulaşırken, Çin Facebook’u Q-zone aynı sürede 1 milyar sınırına vardı. Bu sosyal medya platformları peşlerinde mesajlaşma uygulamalarını da getirdi. İnsanlar çoğu zaman telefon yerine WhatsApp, Facebook Messenger ya da Wechat’i kullanmaya başladılar. WhatsApp, Wechat ve Facebook Messenger 1 milyar üye sınırını ilk aşanlar oldu. QQ ise 2016 itibariyle 900 milyon kullanıcıya sahip. WhatsApp ve Facebook Messenger’da günde 60 milyar mesaj gönderiliyor. İletişim çağı olarak da adlandırılabilecek 21. yüzyılda insanlar tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar iletişim halindeler.

Bugün Occupy Wall Street, Black Lives Matter gibi protesto hareketleri sosyal medya üzerinden örgütleniyorlar. Arap baharında ya da Avrupa sokak gösterilerinde Facebook büyük lojistik destek sağladı. Sosyal medya ve iletişim çağı 21. yüzyıl neslini de ortaya çıkardı. Y-generation ya da Millenials olarak adlandırılan 1990 ve 2000 doğumlulardan oluşan bu nesil yeni bir kültürü temsil etmeye başladı.

İnsanların iletişimi için bir devrim olan sosyal medya yardımlaşma, iyiliğin ve sevginin yayılması için kullanılmak yerine birçok ülkede kimi zaman  en çok bağıranın, en sansasyonel olanın, en alaycı en hakaretamiz konuşanın öne çıktığı bir hal aldı. Karşısındakini küçük gören, ben merkezli, narsist kişiliklerin meşhur olduğu bir hale geldi. Kullanıcıların bir kısmı için ne anlatıldığı değil nasıl anlatıldığı önem taşımakta. İşte bu yönüyle sosyal medya yanlış kişilerin eline geçtiğinde  Goebbels ve Hitler’in hayal bile edemeyeceği dev bir propaganda mecrası konumuna geliyor.

Facebook’un 1,7 milyar hesabının 80 milyonunun sahte olduğu düşünülüyor. Twitter’daki bot hesap sayısının da 23 milyon olduğu tahmin edilmekte. Kullanıcılar her gün yazılan 500 milyon tweetin, Facebook’a yüklenen 350 milyon fotoğrafın ve 100 milyon saat videonun arasında doğru olanı ayırt etmek, seçici olmak zorunda. Birçoğuna ise bu angarya gibi geliyor ve önlerine en sık gelen bilgileri gerçek kabul ediyorlar. Oysa bu bilgilerin büyük kısmının, kısa bir araştırma neticesinde, hiçbir doğruluğu olmadığı kolayca görülebiliyor.  Sosyal medyadaki provokatif yönlendirmeler ana akım medyanın telkinleriyle birleştiğinde ise ortaya daha tehlikeli bir manzara çıkıyor. Bunun için, bir yalan önce sosyal medyada dillendirilir. Daha sonra ülkenin en çok satan gazeteleri “sosyal medya bu iddia ile çalkalanıyor” başlıkları ile yalanı tüm ülkeye duyurur. Birkaç kişinin takip ettiği twitter hesaplarının ortaya attığı yalanlar bir anda milyonlara ulaşır hale gelir.

Sosyal medyadaki yönlendirmelerin bir benzeri arama motorlarında da yaşanmakta. Google bilgiye ulaşma konusunda adeta tek kaynak haline geldi. Google arşivleri 2014 yılı itibariyle 30 trilyon sayfaya indekslendi. Bu arşivde her ay 100 milyar, her saniye 40.000 arama yapılıyor. Tüm bu aramalar Google’ın yazdığı kodların kullandığı algoritma üzerinden gerçekleşiyor. Bu, bugüne kadar arama yapan 1,2 milyar kişinin sadece Google’ın seçtiği cevaplara ulaşabildiği manasına geliyor. Diğer bir deyişle, insanlar tarafsız ve doğru bilgiye ulaştıklarını sandıklarında aslında Google’ın izin verdiği, onayladığı veya istediği bilgiye ulaşabiliyorlar.

ABD Seçilmiş Başkanı Donald Trump seçim kampanyası sırasında Google’daki arama sonuçlarının rakibi Hillary Clinton’ın lehine sonuç verecek şekilde yönlendirildiğini defalarca gündeme getirmişti. Google’ın kurucusu Larry Page’ın Clinton’ı açık olarak desteklemesi ve Google CEO’su Eric Schimdt’in teknoloji şirketinin Clinton kampanyasında yer alması bu iddiaları kuvvetlendirmekteydi. Haziran ayında Sourcefed sitesinde yayınlanan bir video Google’ın otomatik tamamlama alternatifleri ile Clinton lehine ve Donald Trump aleyhine bir ortam oluşturduğunu ortaya koydu. Benzer iddialar Facebook’un Trending stories bölümü için de ifade edildi. Trump cephesi Facebook’un Clinton lehine olan konuları öne çıkardığını ortaya çıkardı.

Sosyal medyanın ve internetin yıkıcı etkisini ortadan kaldırmanın yolu ise ulaşılan bilgiyi akıl, feraset ve vicdanla değerlendirmeyi öğrenmek ve öğretmektir. Binlerce yalanın arasındaki gerçeği göremeyenler provokasyona açık olacaktır. Bu da kargaşadan medet umanların işine yarayacaktır. Bu provokasyonları etkisiz kılmak için okuyan, araştıran, bilinçli ve hepsinden önemlisi duyarlı ve vicdanlı bir gençlik yetiştirmek gerekir. Kötülüğü örgütleyenlerin ustaca  kurgulayıp yaygınlaştırdıkları yalanlara karşı iyilerin en önemli gücü vicdanları ve iyilikte kararlı olmalarıdır.  Sevgi, dostluk, barış ve dürüstlükte kararlı olanların vicdanı hem kargaşa isteyenlere karşı bir set olacak hem de sosyal medyayı salt iyilik mecrası haline getirecektir.

Adnan Oktar'ın New Straits Times & EKurd Daily'de yayınlanan makalesi:

http://www.nst.com.my/news/2017/01/205947/it-will-work-love

http://ekurd.net/will-work-love-2017-01-21


Masaüstü Görünümü