Harun Yahya

Uzman Tırmanıcılar: Dağ Keçileri



Günümüzde en çok rağbet gören doğa sporlarından biri dağcılıktır. Eğer bu spora merak sardıysanız öncelikle çok iyi bir eğitimden geçmeniz gerekir. Teorik eğitimde; tırmanış teknikleri ve stilleri, tırmanış ve iniş istasyonlarının nasıl kurulacağı, teknik malzemelerin neler olduğu, tehlikelere karşı ne gibi önlemler alınacağı, acil durumlarda neler yapmanız gerektiği çok detaylı bir şekilde anlatılır. Uygulamalı eğitimde ise uzman bir tırmanışçı eşliğinde teorik olarak öğrendiklerinizi pratiğe dökmeniz istenir. Eğer daha yükseklere çıkmayı hedeflerseniz irtifa dağcılığı konusunda çok daha donanımlı bir eğitim almanız gerekir. Bu eğitimde de plan ve organizasyon, tırmanış psikolojisi, irtifa hastalıkları, meteoroloji, çığ bilgisi, beslenme gibi konularda dersler verilir.

Dağcılık konusunda ne kadar bilgili, tecrübeli olursanız olun, bu sporu yaparken birçok tehlikeyle karşılaşabilirsiniz. Zira 1951-2006 yılları arasında Amerika’da meydana gelen dağcılık kazalarına baktığımızda kazaların %24,2’si deneyimsiz dağcılar, %26,1’i ise deneyimli dağcılar tarafından meydana gelmiştir. Bu oranda dikkat çeken deneyimli olan dağcıların deneyimsizlere oranla daha çok kaza geçirmiş olmasıdır. Sahip olunan tüm ekipmanlara, alınan tüm eğitimlere, elde edilen tüm tecrübelere rağmen sporcular kaza geçirebilmektedirler.

İnsanlar için bu kadar zor ve zahmetli olan dağcılık, dağ keçileri içinse adeta parkta yürümek kadar kolaydır. Öyle ki dağ keçileri dünya çapında en iyi dağcılardır. Dik uçurumların kenarlarında kolayca yürüyebilir, kayalıklarda imkânsız gibi görünen güzergâhlar bulup yollarına devam edebilir ve bizim için ölümcül olabilen arazilerle rahatça mücadele edebilirler. Bu tırmanışlarında en olumsuz hava koşullarından bazılarına maruz kalır ve erişilemeyen sarp kayalıklarda yaşarlar. Kuzey Galler’deki Büyük Orme’de yaşayan “Kaşmir dağ keçileri” diğer otlak hayvanlarının ulaşamayacakları yerlere rahatlıkla ulaşır ve bunu güven içinde yaparlar. Üstelik bu sayede yamaçlardaki yırtıcı hayvanlardan da korunmuş olurlar.

Keçiler için ilk emniyet malzemesi boynuzlarıdır. Boynuzlar oldukça kalındırlar ve bir kask görevi görerek olası bir çarpmanın etkisini azaltırlar. Ayrıca boynuzlar enselerinin arkasına kadar uzandığı için de hayati bir koruma sağlar.

Bu canlılar, dikdörtgen şeklindeki gözbebekleri sayesinde uzman tırmanma görüşüne sahiptirler. Bu gözbebeği, keçilere süper periferik (çevresel) görüş kazandırır ve böylece keçiler tek seferde tüm tırmanma seçeneklerini görmüş olurlar.



Dağ keçilerinin en dik yamaçlara dahi kolaylıkla tırmanabilmelerine imkan tanıyan bir diğer özellikleri ise ayaklarıdır. Bilindiği gibi dağlık arazilerde neredeyse hiç düz olmayan yüzeyler bulunur. Ancak keçilerin yere çok sıkı tutunacak şekilde yaratılmış ayakları vardır. Her ayakta zemine sağlam basmalarını sağlayan iki adet esnek toynak bulunur. Her toynakta da küçük çıkıntıları çok iyi bir şekilde kavrayabilmelerini sağlayan çok sert dış tırnak yer alır. Toynakların içinde bulunan derimsi kısım ise onlara iyi bir tutuş sağlar ve zemine adeta yapışmalarını sağlayan bir çeşit vakum ağzı görevi görür.

Keçilerin uzun adımlar yerine küçük adımlar kullanmaları da amaçsız değildir. Bu şekilde yaparak vücut ağırlıklarını ayaklarının üzerine dağıtırlar ve dengeyi merkezileştirirler.

Dağlar, üzerinde yaşanması çok zor arazilerdir. Ancak keçiler bu arazide yaşamaya uygun şekilde yaratılmışlardır. Dağ keçileri bu özelliklere yaratıldıkları ilk andan beri sahip olmasalardı nesillerinin devam etmesi mümkün olmazdı. Sahip oldukları anatomik ve fizyolojik özellikler yaşadıkları ortama hassas olarak ve tam gerekli şekilde ayarlanmıştır. Farklı ayak yapısı, koruyucu boynuzları, özel görme alanına sahip gözleri gibi detayların aynı canlıda toplanmış olması tesadüflerle açıklanamaz. Kendine özgü vücut tasarımı sayesinde doğuştan yeteneklere sahiptir. Bu sayede, bir keçi yavrusu doğduktan kısa bir süre sonra son derece tehlikeli uçurum kenarlarında bile annesiyle birlikte koşup oynayabilmektedir.

Bu gibi bilgiler üzerinde derinlemesine düşünmek, canlıların davranışlarının tesadüfen ortaya çıkamayacağını anlamak için yeterlidir. Bütün canlılar yaşamaları için gerekli olan bilgi ve özelliklere sahip olarak doğarlar yani hepsini Allah bir anda yaratır. Bir Kuran ayetinde şöyle buyrulmaktadır:

O Allah ki, Yaratan'dır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu tesbih etmektedir. O, Aziz, Hakimdir. (Haşr Suresi, 24)

Kaynak:
http://www.extway.com/egt-dag.html
http://www.summitpost.org/mountaineering-accident-statistics/658474, https://dogayakacis.com/2014/05/13/1951-2006-abd-dagcilik-kazalari-istatistikleri/
https://www.youtube.com/watch?v=hZWxlxrIWus

Adnan Oktar'ın News Rescue'da yayınlanan makalesi:

http://newsrescue.com/expert-climbers-mountain-goats/

Masaüstü Görünümü