Harun Yahya

Yalnız Kurt Gerçekten Yalnız mı?



2000’li yılların hayatımıza kazandırdığı bir terim “yalnız kurt”. Bu terim, geçtiğimiz günlerde Las Vegas’ta 59 kişinin hayatını kaybettiği, 500’den fazla kişinin yaralandığı saldırının hemen ardından bir defa daha gündeme geldi. ABD modern tarihinin en kanlı silahlı saldırısı, ilk resmi açıklamalara göre, bir “yalnız kurt” saldırısıydı. Yine medyada, saldırganın tek başına hareket ettiğine dair haberler ve yorumlar ön plana çıkıyordu.

Akla şu sorular gelmiyor değil. Nasıl oluyor da sıradan, halktan bir insan, emekli bir muhasebeci adeta profesyonel bir katilin veya özel eğitimli bir teröristin sakinliğiyle hareket edebiliyor? Onlarca otomatik silah ile yüksek güvenlikli ortamlarda rahatlıkla dolaşabiliyor? Üstelik tüm bunları titiz bir planla ve hiç fark edilmeden yapabiliyor? Kimseden yardım almadan bunları başarması oldukça güç. Umulur ki, soruşturma derinleştikçe bu soruların cevaplarına ulaşılır ve Las Vegas canisinin bağlantıda olduğu kişiler veya örgütler tespit edilir.

Dikkat çekicidir ki, ABD’deki saldırının bir gün öncesinde, Kanada’daki bir diğer terör olayı da yalnız kurt eylemi olarak manşetlerde yer almıştı. Bazı uzmanlara göre bu nevi saldırılar, özellikle son yıllarda değişen nefrete dayalı terörizmin yeni yüzünü bir kez daha gösteriyordu; bireysel terörizmin Batılı ülkelerin karşı karşıya olduğu en ciddi güvenlik tehdidi olduğunu da teyit ediyordu.

Peki, kim bu “yalnız kurt”? Neden bu şekilde tanımlanıyor? Daha da önemlisi, böyle bir tanımlama ne kadar gerçeği yansıtıyor?

Bu ifade, bir örgüt veya grup ile bağlantısı olmayan, yalnız hareket eden ve başkalarından yardım almadan tek başına saldırısını gerçekleştiren nefret dolu bir teröristi tasvir ediyor. Bu tip kişilerin düşüncelerinin temelini genellikle yanlış inançlar, ırkçı veya şiddet yanlısı sapkın ideolojiler oluşturuyor. Terim, medya tarafından popüler hale getirildi ve zamanla güvenlik uzmanlarından terör örgütlerinin sözcülerine kadar geniş bir kitle tarafından benimsendi.

Araştırma sonuçlarına bakılırsa yalnız kurt saldırıları 2010’lu yıllarda daha yaygın, daha öldürücü ve daha acımasız boyutlara gelmiş durumda. Hatta Avrupa ve ABD topraklarındaki bu gibi eylemler 2015-2016 döneminde, 2011-2014’e kıyasla iki kat arttı. Saldırıların şaşırtıcı ve önceden tahmin edilemeyen yapısı ise mücadeleyi zorlaştıran önemli bir etken. Bu nedenlerle kimi yorumcular yalnız kurt terörünü “bir numaralı düşman” olarak nitelendiriyor.

Yalnız kurt terimi, her ne kadar ilk bakışta açıklayıcı gibi görünse de, konu hakkında detaylı bir analiz, bu tanımlamanın yetersiz ve yanıltıcı olduğunu ortaya koyuyor. Bir terör saldırısının perde arkasındaki tüm bağlantıları çözmek, uzun vakit alan zahmetli bir çalışma şüphesiz. Böyle bir açıklama huzursuz ve endişeli kamuoyunu bir parça rahatlatmaya yardımcı olabilir ama konu hakkındaki gerçekleri aydınlatmak için yeterli değil. Üst düzey emniyet görevlileri, istihbarat teşkilatları ve gazetecilerin alelacele yalnız kurt ilan ettikleri fakat kapsamlı soruşturma sonucunda hatalarını kabul ettikleri birçok vaka mevcut. Zaman içinde anlaşılıyor ki, bunlardan kimileri radikal ideolojik grup veya şahıslarla yüz yüze görüşen ya da internet kanalıyla bağlantı kuran fanatikler; kimileri ise istihbarat örgütleri adına çalışan veya onlar tarafından kullanılan, yönlendirilen gizli elemanlar. Diğer bir ifadeyle, sıradan bir yalnız kurt vakası aslında girift ilişkilerin ürünü olan bir eylem.

Şiddet yanlısı ideolojik bir düşünce altyapısına sahip olmayan bir terörist tasavvur edilemez. İdeolojik ön hazırlık dönemi kanlı terör eylemlerinin olmazsa olmaz bir parçasıdır. Saldırının tek bir kişi tarafından yapılması bu gerçeği değiştirmez. Dolayısıyla, saldırgan dış dünyadan tamamen izole değildir; kendisi gibi düşünen insanlarla, şu veya bu şekilde karşılıklı iletişim ve etkileşim içindedir. Kendisini böylelikle zihinsel olarak eyleme hazırlar. Kaldı ki, maddi, teknik ve lojistik desteğe de kesinlikle ihtiyacı vardır. Sadece tetikçiye odaklanmak resmin bütününü doğru ve eksiksiz olarak görmeyi engelleyecektir.

Vahim bir yanlış varsa, o da, “yalnız kurt”u yalnız başına hareket eden birisi olarak kabullenmek olur. O, büyük bir planın küçük bir parçasından ibaret. Yalnız kurt saldırısı deyip geçiştirmek ne olayın aydınlatılmasına katkı sağlar ne de sorunun çözümüne. Böyle bir tanımlama, azmettiricilerin ve suç ortaklarının, yani arka plandaki gizli teşkilatların işine yarar; onlara, kapalı kapılar arkasındaki bağlantıları gün ışığına çıkarılmadığı sürece karanlık planlarına devam etme imkanı verir. Özellikle de toplum mühendisliği ve propaganda konusunda uzmanlaşmış, olayları perde arkasından yönlendiren bazı derin devlet yapılanmaları ve gizli teşkilatların işini kolaylaştırır.

“Yalnız kurt” nitelemesi hastalıklı zihinleri cesaretlendiren, teşvik eden bir anlam da barındırıyor ki bu da büyük bir tehlike. Çünkü bu ifade, kişinin hayal dünyasında kendisini tek kişilik ordu, insanüstü güçlere sahip bir süper kahraman zannetmesine, gereken cesareti toplamasına olanak verebilir. Böyle bir saldırgan için daha doğru bir tanım, soğukkanlı, acımasız, gözünü kırpmadan cinayet işleyen bir terörist, psikopat veya bir katil olabilir.

Toplumların huzur, istikrar ve güvenliği açısından bir numaralı tehdit sözde yalnız kurtlar değildir. Asıl bir numaralı tehdit onların dayandıkları sapkın ideolojilerdir. Bu beladan kurtulmak için ise öncelikle yapılması gereken, sapkın ideolojileri besleyen anlayışların eğitim yoluyla ortadan kaldırılmasıdır. Verilecek böyle bir eğitim, psikopatları katil olarak kullanan geri plandaki üst akılların imkan bulamamasını da sağlayacaktır. Doğrularla aydınlanmış bir toplum, dehşet uyandırmaya çalışanların planlarına daima en büyük darbedir.

Adnan Oktar'ın American Herald Tribune'de (Amerika) & Riyadh Vision (Suudi Arabistan) yayınlanan makalesi:

https://ahtribune.com/las-vegas-massacre/1962-lone-wolf.html

http://www.riyadhvision.com.sa/2017/10/30/is-the-lone-wolf-really-alone/


Masaüstü Görünümü