Harun Yahya

Ramazan 2010 - 10. Gün




 



 

Güzellik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır. Kötülükler kazanmış olanlar ise; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyledir. Bunları bir zillet sarıp kaplar. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu yok. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibidir. İşte bunlar ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır. (Yunus Suresi, 26-27)

 



 

"Şirk ümmetimde düz taşta karanlık gecede karıncaların gezinişinden daha gizlidir. Alameti, adaletsizlikten dolayı muhabbet, ve adaletten dolayı da buğz etmektir. Ve Din, Allah için sevgi ve Allah için buğzdan başka nedir? Allah Teala buyurdu ki:"Eğer siz Allah'ı seviyorsanız Bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin." (G.Ahmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 1. cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 215/16)

 



 


 

Bir olayı olumsuzdan yola çıkarak halletmeye çalışmak, çoğu zaman yapıcı değil yıkıcı etki oluşturur.

Şeytanın kullandığı yöntemlerden biri de insanları olumsuz konuşmaya teşvik etmesidir. Şeytanın bu telkini altına giren bir insan, bazı durumlarda olumsuz konuşmanın son derece gerekli ve faydalı olduğuna inanır. Oysa bir konuda ilerleme kaydetmek ve daha yapıcı sonuçlar elde etmek isteyen bir insanın, geçmişteki ya da halihazırdaki var olan olumsuz yönleri, olumsuz şartları dile getirmesi, tam tersine kişilere zarar verip yıkıcı etki de yapabilir. Kişi o an için meydana getirdiği bu sonuçların farkına varmayabilir. Makbul olan, olumsuzu hiç dile getirmeden, onun çözümü olacak olan olumlusunu konuşmaktır. Bu, bir konuyu hallederken her iki tarafa da olumlu telkin yapacak bir ahlaktır. Olayların sürekli olumsuz yönleri üzerinde durmak ise, ortada sanki bir açmaz varmış telkini verir. Adeta aşılması ve unutulması mümkün olmayan, kişilerin hayatları boyunca peşlerini bırakmayacak kalıcı hasarlarmış gibi bir hipnoz etkisi yapabilir. Oysa olumsuz yönler, dile getirilmediği ve onları giderecek olumlu tedbirler alındığı takdirde de, hızla yok olur ve eriyip gider.

Allah Kuran’da, “iyiliklerin kötülükleri gidereceğini” bildirmiştir (Hud Suresi, 114). Bu Allah'ın kesin bir adetullahıdır. Asla değişmez ve mutlaka bu şekilde sonuç verir. Dolayısıyla sürekli olumlusunu konuşan ve olayları hayır gözüyle, pozitif yaklaşarak değerlendiren ve uygulayan bir insan, Allah'ın izniyle olumsuzluklardan hızla sıyrılıp kurtulacaktır.
 




Ayrıca sürekli olumlusunu söylemek, gerçekte durum hakikaten olumsuz gibi görünse dahi, mutlaka olumlu telkin yapar. Gerçekte o şekilde olmasa bile, öyleymiş gibi taraflara o konuyu halletmede cesaret, huzur, güven ve yapıcı hareket edebilme gücü verir.

Örneğin insan çok korkacağı, ürkeceği bir durumla, gerçekten huzursuz ve tedirgin olacağı şartlarla karşılaşabilir. Ve içinde de bu hisleri yoğun olarak yaşayabilir. Ama her ne olursa olsun, “Ben çok korktum, çok ürktüm, çok huzursuz ve tedirginim” diyerek bu olumsuz hisleri dile getirmez. Çünkü bunları söylemenin kişiye de, karşısındakilere de bir faydası olmaz. Aksine kişilerin tedirginlikleri bu tarz bir üslupla giderek daha da artabilir. Bunun yerine cesaretlendirici, güven ve huzur verici konuşmalar yapmak, ve bu yolla olumsuzlukları yenmeye çalışmak çok daha faydalı ve hikmetli bir yaklaşımdır.

Allah Kuran’da insanlara, “sözün en güzelini söylemelerini” emretmiştir (İsra Suresi, 53). İşte bu nedenle olumsuzu söylemeyip, daima olumludan yana konuşmak, Allah'ın izniyle şeytanın oyununu bozacak; olayların olabilecek en güzel şekilde sonuçlanmasına vesile olacak en hayırlı ve etkili yöntemlerden biridir.


(http://www.kurandaadalet.com)

 



 

Hz. Mehdi (a.s.) huyu ve ahlakı ile Peygamberimiz (s.a.v.)'e benzeyecektir
 




Ebu Salih Saibi, El-Fitan adlı eserinde Hazreti Müminlerin Emiri (sav)’den nakletmiştir: “HAZRETİ MEHDİ (AS) GÖRÜNÜM, AHLAK, HUY VE ÜSTÜN FAZİLETİYLE, ALLAH’IN ELÇİSİ (SAV)’NE PEK BENZEYECEKTİR.”

[El-Melahim ve El-Fitan, Bölüm 79]




 



 

Hz. Mehdi (a.s.)'ın teni açık renk olacak ve Peygamberimiz (s.a.v.)'dekiyle aynı renkte iki ben bulunacaktır.

 




Ebu Cafer, İmam Muhammed Bekir (as) Hazretleri cetleri yoluyla, Ehli Beytin lideri, Hazretleri, Müminlerin Emiri (as)’in minberden söylediklerini nakletmiştir, “AHİR ZAMANDA SOYUMDAN BİR KİŞİ ÇIKACAK, AZ AL RENKLE KARIŞIK AÇIK TENLİ OLACAK, ... PEYGAMBERİN RENGİNDE İKİ ET BENİ BULUNACAK. O (HZ. MEHDİ (A.S.)) YÜKSELECEK.”

(İmam Hz. Mehdi (a.s.)’nin Hayatı, Allame Bakır  Şerif el- Kureyşi)




 




“Mehdi benim torunlarımdandır. ... TENİ ARAPLAR’A (kırmızıya çalan beyaz), VÜCUDU İSRAİLOĞULLARI’NA BENZER. ...” .

[El-Beyan fi Ahbari Sahib-üz Zaman]




 

http://www.sonpeygamberhzmuhammed.com/

 


 

İran ve Türkiye AB birlik gibi bir birlik olsun
 

Milliyet, 17 Mart 2010


 

İran Büyükelçisi Bahman Hüseyinpur, İran ile Türkiye’nin bölgede Avrupa Birliği gibi bir birlik yaratarak bölgedeki sorunların çözümünde anahtar rol oynayabileceğini söyledi. Türkiye’nin AB’ye girmesi durumunda İran’ın AB’ye komşu olacağına dikkat çeken Hüseyinpur, “Şimdi Türkiye doğu ile batı arasında köprü vazifesi görüyor, o zaman da biz Türkiye ile Asya arasında köprü vazifesi göreceğiz” diye konuştu.

Erzincan Can TV, 14 Temmuz 2008


Adnan Oktar:
Avrupa Birliği çok iyi bir birlik, çok da gerekli. Türkiye’nin girmesi gerekiyor ama yani bu şekilde değil. Türk İslam aleminin lideri olarak. AVRUPA'YA KÖPRÜ OLAN SÜPER DEVLET OLARAK GİRMESİ GEREKİR. O zaman Avrupa Birliği birse bin olur. 

 




Endonezya Antara Haber Ajansı, 16 Eylül 2008



Adnan Oktar:
Endonezya, Türkiye, Pakistan, İRAN, Mısır... HEPSİ KISA SÜRE İÇERİSİNDE BİRLEŞECEKLER VE BÜYÜK BİR TÜRK İSLAM BİRLİĞİ VE BÜYÜK BİR KARDEŞLİK BİRLİĞİ OLUŞACAK. Bunun oluşması en fazla 10 yıl içerisinde gerçekleşecek inşaAllah. Bu olduğunda anarşi de, terör de, pahalılık da, herşey duracak. İlk defa insanlar huzur içerisinde, mutlu ve güzel yaşayacaklar; buna Altınçağ diyoruz. Bunun bütün alemetleri oluştu, Peygamber Efendimiz (sav)’in söylediği bütün hadisler çıktı, tarih tam Allah’ın dediği gibi gelişiyor, kader tam Allah’ın dediği gibi gelişiyor.

www.kesinbilgiyleiman.com

 


 

Fenerbahçe'nin eski yıldızı Anelka Müslüman oldu / Sabah / 04.03.2010


Fenerbahçe’nin eski yıldızı Nicolas Anelka, Bilal Abdülselam adını aldı ve Müslüman oldu. Ramazan aylarında oruç tuttuğunu ve oruçlu olarak maçlara da çıktığını söyleyen Anelka, halen Chelsea formasıyla İngiltere’de futbol oynamaya devam ediyor.



(http://www.muminlerintemizligi.com)

 


 

Düşünen İnsanlar İçin
 


 

www.dusunencocuklar.com
 

Çocuklar, sizin için hazırlanmış olan bu sitede Allah'ın yarattığı harika canlılardan örneklere yer verdik. Amacımız, bu canlılardaki şaşırtıcı özellikleri ve akıllı bazı davranışları anlatarak bütün bunların kendiliğinden var olamayacağını, hepsini yaratanın Allah olduğunu bir kere daha anlamanızı sağlamaktır.

 


 





Türk-İslam Birliği Yolunda Ne Gelişmeler Ne Oldu?

İslam ve Batı arasında köprü: Türkiye

Yeniasya, 13 Mart 2010



BM Medeniyetler İttifakı Yüksek Düzeyli Grup Üyesi John Esposito, Türkiye'nin İslam Batı ilişkilerinde önemli bir rolü olduğuna işaret ederek, bunun Türkiye’nin  jeopolitik konumundan ve tarihi kökeninden kaynaklandığını ifade etti. John Esposito, sözlerini şöyle tamamladı: "Türkiye’nin bu rolü yaptıklarıyla olacak, sözleriyle değil. Türkiye, Batı ile İslam arasında bir köprü olabilir. Obama da bu anlayışla Türkiye’ye geldi. İslam dünyasına mesajını buradan verdi.

Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan’dan ödül aldı. Bu da Türkiye’nin bölgedeki rolünü göstermesi açısından büyük önem taşıyor" diye konuştu.
 



Sayın Adnan Oktar ne demişti?
 

Erzincan Can TV, 14 Temmuz 2008

Adnan Oktar:
Avrupa Birliği çok iyi bir birlik, çok da gerekli. Türkiye’nin girmesi gerekiyor, ama bu şekilde değil; Türk İslam aleminin lideri olarak. AVRUPA’YA KÖPRÜ OLAN SÜPER DEVLET OLARAK GİRMESİ GEREKİR. O ZAMAN AVRUPA BİRLİĞİ BİRSE BİN OLUR. AMERİKA BİNSE İKİ BİN OLUR. MUAZZAM GELİŞİR. Rusya ferahlar, Çin ferahlar. Konu komşu herkes ferahlar. İsrail günlük güneşlik olur, Ortadoğu cennet gibi olur onlar için. Son derece rahat ederler. Türkiye’de en güzel barışı, huzuru, sevgiyi sağlayacak olan millet Türk milletidir. Osmanlı döneminde de bu böyledir, bu dönemde de böyledir. Allah inşaAllah bu milleti görevlendirmiştir.
 



Gaziantep Kanal 5, 22 Eylül 2008

Adnan Oktar:
Avrupa Birliğine şanla, şerefle, ihtişamla girelim. Türk İslam Birliği’nin lideri olarak girelim. Yoksa Avrupa Birliği’ne girip onlardan para istemek, iş istemek Türk Milletine yakışmaz. Yani bizi kurtarın der gibi bir tavır bize yakışmaz. Biz onları kurtarmaya gideriz. Biz onlara para veririz, biz onlara ekonomik imkanlar sunarız ve lider olarak gireriz. BÜTÜN ASYA'NIN, BÜTÜN İSLAM ÜLKELERİNİN ZENGİNLİĞİNİ, GÜCÜNÜ ONLARA SUNARIZ. ONLARIN TEKNİK İMKANLARINI DA ONLARA SUNARIZ. BİR KÖPRÜ GÖREVİ GÖRÜRÜZ. Dediğim bu, yoksa ben Avrupa’nın sanatını, bilimini, kültürünü tabiki beğeniyorum. Müspet kültürünü, müspet sanatını tabiki beğeniyorum. Mimarisini beğeniyorum. O anlamda çok büyük bir saygım var. Demokrasisini beğeniyorum. Özgürlük anlayışını beğeniyorum. Hatta daha da özgür ve daha da demokrat olsunlar. Ve Türkiye’nin de tam anlamıyla Avrupa demokrasisini benimsemesini hatta daha ileri geçmesini isterim. O anlamda tabiki Avrupa Birliğine girmemizi istiyorum.

(http://www.turkislambirligi.com)





 


 

Bir Film 1 Saniyede İletiliyor

IBM, yüksek çözünürlüklü bir filmin tamamını 1 saniyede iletebilecek kapasitede bir çip (yonga) geliştirdiğini açıkladı. Çipin kapasitesi New York kenti ile anlatıldı.

IBM'den yapılan açıklamada, var olan üretim teknikleri kullanılarak geliştirilen çipin elektrik sinyallerini lazer ışığına dönüştürerek çalıştığı ve saniyede 160 gigabite veri iletme kapasitesiyle tüm New York kentinin telefon trafiğiyle başa çıkabilecek güce sahip olduğu bildirildi.
 




IBM'in teknoloji sorumlusu Bernie Meyerson, çipin şu anda müzik konsolu veya müzik ve videoçalar gibi eğlence cihazlarında ya da mobil telefon ağlarında kullanılmasının planlanmadığını, ancak sunucu (server) bilgisayarlarındaki çok güçlü işlemcilerde 3 ya da 5 yıl içinde kullanılmasının öngörüldüğünü kaydetti.

Sadece 2.5 watt elektrik sarf ederek önemli miktarda enerji tasarrufu da sağlayan cip, yalnızca 17 milimetrekare yer kaplıyor. (http://domino.research.ibm.com)

www.guzel-sohbet.com
 


 

Darwinistlerin dünyayı aldatma yöntemleri

 

Darwinist aldatmaca yönteminin en açık tanımını, kendisi de bir Darwinist olan ve yaptığı katliamları Darwinizm'den ilham alarak gerçekleştiren 20. yüzyılın en zalim diktatörü Adolf Hitler'in sözlerinden anlayabiliriz:


Eğer bir yalanı yeterince uzun, yeterince gürültülü ve yeterince sık söylerseniz insanlar inanır. İnsanları bir yalana inandırmanın sırrı, yalanı sürekli tekrar etmektir. Sadece tekrar, tekrar ve tekrar söyleyin.


İşte Darwinizm'in insanları aldatırken kullandığı yöntem budur. Darwinizm yalanı, o kadar yüksek sesle, o kadar çok, o kadar dogmatik bir inançla söylenmiştir ki, dünyada pek çok kişi araştırıp soruşturmadan evrim teorisini doğru sanmıştır. Üstelik bu konuda kitlelerin aldatılması çok açık, çok aleni yöntemlerle yapılmasına rağmen, hiç kimse bu yalanı savunan bilim adamlarından, bu yalanın bilim dergilerine girmesinden, müfredata alınıp okullarda okutulmasından şüphe duymamıştır. Bu bilim adamları, "proteinler tesadüfen çamurlu suda oluştu" yalanını ortaya atmış ve bunu yüksek sesle, taraftarlarıyla birlikte, bilimsel kelimeler kullanarak tekrar tekrar adeta bilimsel bir gerçekmiş gibi anlatmışlardır. Tek bir proteinin tesadüfen oluşması ihtimalinin sıfır olduğundan  habersiz olan insanlara bu masalı ısrarla tekrar etmiş ve adeta bir büyü etkisi oluşturarak onları aldatmışlardır. "Sayısız ara fosil var" yalanını savunan Darwinist bilim adamları, fosil kayıtlarından haberi bile olmayan insanlara öyle bir telkin vermiştir ki, insanlar yıllarca sayısız fosille evrimin desteklendiğini zannetmişlerdir. Dahası insanlar, bu garip telkinin etkisi altına girerek maymundan geldikleri yalanına inanmış, okullarda bunu okumuş, atalarının tuhaf görünümlü, tüylü, maymun benzeri canlılar olduğunu sanmışlardır. Bunun en temel nedenlerinden biri şudur: Darwinizm yalanının deşifre edilmesine kadar insanlar, "bilim adamı doğru söyler" "biz bilimin konularını anlayamayız, bilim adamları ne söylerse ona inanmak gerekir" yanılgısıyla hareket etmiş, hatta adeta onların söylediklerine iman etmiş ve çarpık bir inanç sistemi kurmuşlardır.

Darwinistler her zaman olduğu gibi, "bilim eşittir Darwinizm" yalanı ve dogmasıyla hareket etmekte, yaptıkları açıklamalarla da insanların bilinç altına bu yalanı işlemektedirler.

Darwinistler bu aldatmacanın hep süreceğini zannetmişlerdir. Ama şu anki durum pek düşündükleri ve bekledikleri gibi değildir. Materyalist felsefe çöküştedir. Darwinistlerin oyunları birer birer ortaya çıkmıştır. İnsanlar, nasıl bir yalana, sahte bir dine körü körüne iman etmeye mecbur bırakıldıklarını fark etmeye başlamışlardır.

İnsanlar gerçekten de günümüzde Darwinistler tarafından aldatılmış olmanın şokunu yaşamaya başlamışlardır. Dünya çapında bir oyunun parçası olduklarını gün geçtikçe daha fazla fark etmektedirler. Yakın bir gelecekte batıl Darwinizm dininin gerçek yüzü, tüm dünya tarafından tam olarak anlaşılacak ve insanlar gerçekten de aldatılmış olmayı şaşkınlıkla karşılayacaklardır.

(http://darwinisttelkinler.com)
 


 

Kaplumbağa
 




Fosil Bilgisi

Yaş: 60 milyon yıllık

Dönem: Paleosen

Bulunduğu yer: Yun Nan, Çin







 



 



 

Darwinistlerin iddialarının doğru olması için, canlılar arasındaki sözde geçişi gösteren sayısız ara geçiş formu bulunması gerekir. Ama bu uzun dönem boyunca olması gereken tek bir tane bile ara geçiş fosili yoktur. Bunun yerine, çok daha uzun dönemler boyunca yaşamış olan mükemmel yapıdaki kara canlılarının fosilleri bulunmaktadır. 60 milyon yıllık kaplumbağa fosili bu canlının 60 milyon yıl boyunca hiç değişmemiş olduğunu kanıtlamaktadır ki, bu durum, ellerinde insanın evrimine dair hiçbir bilimsel delil bulunmayan evrimcilerin iddialarına karşı çok güçlü bir delildir. Artık bunun üzerine Darwinistlerin tüm provokasyonları boşunadır. Canlılar değişmemiştir, insanlara sürekli telkin edilen bir evrim tarihi yoktur. Allah, insan da dahil olmak üzere tüm canlıları yoktan yaratmıştır.

www.evrimmasali.com
 


 

Masaüstü Görünümü