Harun Yahya

ALLAH, ARIYA NASIL VAHYEDER?



Allah, 1400 yıl önce Kuran’da bize bildirdiği gerçekleri güncel bilimsel gelişmelerle çok daha
iyi anlamamızı nasip ediyor. Bu gelişmeler de Kuran’da bildirilen her ayete, şüphesiz ve kesin
şekilde iman etmemize vesile oluyor. Her bilimsel ilerleme, Rabbimizin sanatını ve gücünü
daha iyi kavramamızı sağlıyor. İşte bu yüzden, Allah’ın, Kuran'da düşünmemizi, araştırmamızı
ve kesin bir imanla iman etmemizi isteyen emrinin hikmetine bir kere daha şahit oluyoruz.

Allah her canlıyı üstün özelliklerle yaratmıştır. Canlıların birçok davranışı, insanların
yeteneklerini aşan komplekslikte ve kusursuzluktadır. Dolayısıyla canlıların ve davranışlarının,
tesadüfen veya deneme, yanılma yoluyla oluşmaları imkansızdır. İnsan zekâsının, çoğu zaman
anlamaya bile yetmeyeceği detaydaki işleri, Allah her canlıyı vahyeder.

Allah, Nahl Suresi'nin 68 ve 69. ayetlerinde şöyle bildiriyor:

“Ve Rabbin bal arısına vahyetti ki: “Dağlardan, ağaçlardan ve (insanların) kurdukları
çardaklardan evler edin! Sonra her çeşit meyvelerden ye de Rabbinin (sana) kolaylaştırdığı
yollarda git! “Onların karınlarından, renkleri muhtelif bir içecek çıkar ki, onda insanlar için bir
şifa vardır. Şüphesiz ki bunda, düşünecek bir topluluk için kesin bir delil vardır.”

Peki, Rabbimizin ayette bildirdiği ve kesin bir gerçek olan arıya vahyi nasıl oluyor? Vahiy
kelimesinin bilinen manalarına ek olarak “hızla gösterilen işaret”, seri işaret” gibi anlamları
da vardır. Bu işaretler sesli ve konuşarak olabileceği gibi sessiz olarak da iletilebilir. Peki bu
işaretler arıya nasıl gösterilir? Öncelikle bizler, ışığın sadece çok küçük bir kısmını, yani insan
gözünün algılama aralığında olan optik ışığı görebiliriz. Her ışık türü farklı dalga boyunda
olduğu için, bizler gibi, her canlıda her ışık boyunu algılayamaz. Arılar, insanlardan farklı
olarak ultraviyole ışığı da algılayabilirler. Böylece, bal üretmek için nektar toplayacakları
çiçeklerin üzerindeki, ultraviyole ışığı yansıtan özel bölgeleri hemen algılarlar. Bu sayede o
çiçeklere gidebilirler. Yani, karanlık bir gecede ineceği pisti rahatlıkla gören pilotlar gibi en
uygun çiçekleri farkederler. Üstelik gündüz ışığında bunu yaparlar. Bu olağanüstü uyum hem
arıların besin toplamasını hem de çiçekten arıya bulaşan polenlerin başka çiçeklere
aktarılmalarını sağlar. Bu sayede polenleşme olur ve çiçekler üreyebilir. Bu da tekrar, yeni
besin kaynakları olarak arıya geri döner.

Ayrıca Allah ayette, arılara, yollarını kolaylaştırdığını bildiriyor. Peki arıya yolları nasıl
kolaylaştırıyor? Arılar, birçok canlıda olmayan bir özelliğe daha sahiptirler. Dünya’nın
manyetik alanını algılarlar. Mıknatısın çevresinde nasıl elektromanyetik bir etki alanı
oluşuyorsa, Dünya’nın çekirdeğinde bulunan demir ve nikel gibi ağır elementler dolayısıyla
Dünya’nın çevresinde de elektromanyetik alan oluşur. Arılar, Dünya'nın manyetik alanını,
Küresel Konumlandırma Sistemi (GPS) gibi kullanırlar yani konum belirlerler. Ayrıca petekleri
inşa ederken de manyetik alana göre konumlandırdıkları keşfedilmiştir.

Dünya’nın manyetik alanını algılayabilen canlıları inceleyen bilim insanları, kriptokrom isimli
bir molekülle karşılaştılar. Kriptokrom kuantum mekaniğine has bir özelliği ortaya çıkarır.
Atomlarının son yörüngelerinde tek elektron olan ve bundan dolayı birbirleriyle “dolanıklılık"
kurabilen radikal çiftler oluşturur. Bu radikal çiftler, etkisine girdiği manyetik alana göre
yeniden yerleşirler. Dolayısıyla Dünya'nın manyetik alanı hücre içinde algılanmış olur.

Peki kriptokrom molekülü arının hangi hücrelerinde bulunuyor? Gözlerindeki hücrelerde!
Yani arı hem optik ışığı, hem çiçeklerdeki ultraviyole işaretleri, hem de Dünya'nın manyetik
alanını görebilmektedir. Üstelik aynı anda yani aynı görüntü içinde hepsini fark edebilir.
Böylece, Rabbimizin vahyiyle çiçeklerdeki işaretleri takip ederek besin toplamakta ve
insanların kullanımı için bal üretmektedir. Bu kompleks faaliyeti Rabbimizin kolaylaştırdığı
yollarda Dünya’nın manyetik alanını algılayarak gerçekleştirir.

Arının tüm bu özelliklere ilk yaratıldığı anda ihtiyacı vardır. Tesadüfen oluşması, yavaş yavaş
gelişmesi, deneme, yanılma yoluyla öğrenilerek nesilden nesile aktarılması imkansızdır.
Çiçeklere ultraviyole işaretler koyan, Dünya'nın manyetik alanını belirleyen ayette bildirdiği
gibi arılara vahyeden, yolları onlar için kolaylaştıran, arıları ve tüm evreni kusursuzca yaratan
Yüce Rabbimiz Allah’tır.

“Sen yücesin, bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, her şeyi bilen,
Hüküm ve Hikmet sahibi olansın”. (Bakara Suresi , 32 )

 

 

Masaüstü Görünümü