Harun Yahya

Mehdiyet hakkında yanlış yorumlar yaparak Müslümanları pasifize etmenin sorumluluğu büyüktür


Peygamberimiz (sav) hadisleriyle ahir zamanı;  Hz. Mehdi (as)'ın zuhurunu, ahlakını, faaliyetlerini, fiziksel özelliklerini, Hz. İsa (as)'ın yeniden dünyaya dönüşünü, deccaliyetin özelliklerini ve faaliyetlerini çok detaylı olarak bildirmiştir. Dünyanın ömrünü de haber veren Peygamber Efendimiz (sav) içinde yaşadığımız bu yüzyılda Hz. İsa (as)'ın yeniden dünyaya geleceğini, Hz. Mehdi (as)'ın aleni olarak ortaya çıkacağını, tüm İslam aleminin Hz. Mehdi (as) önderliğinde birleşeceğini ve İslam ahlakının yeryüzüne hakim olacağını müjdelemiştir.

Son 30 yıldır yaşanan ve gün geçtikçe hızı ve yoğunluğu artan alametler, Mehdiyet çağında olduğumuzu açıkça ilan etmektedir. Buna rağmen,


Bazı kimseler Hz. Mehdi (as) şahsı manevi olacaktır;

Bazıları Hz. Mehdi (as) gelip geçmiştir;

Bazıları Hz. Mehdi (as) bir kitaptır;

Bazıları Hz. Mehdi (as) hiç gelmeyecektir;

Bazıları Hz. Mehdi (as) 570 yıl sonra gelecek diyerek bu açık gerçeği örtmeye çalışmaktadırlar.


Halbuki Hz. İsa (as)'ın yeniden dünyaya döneceği, Hz. Mehdi (as)'ın zuhur edeceği bir çağda yaşamak müminler için büyük bir sevinç, neşe ve şevk kaynağıdır. 1.5 milyarlık İslam aleminin böylesine önemli bir çağda yaşadığının şuurunda olduğunda, ortaya çok güzel, bereketli ve akılcı bir gücün ortaya çıkacağı açıktır. Bu müspet güç, zulüm altında ezilen Müslüman aleminin kurtuluşu ve İslam ahlakının dünyanın her köşesine yayılması için çok önemli bir vesile olacaktır.

İnsanların imana, sevgiye, akla bu kadar muhtaç oldukları bir dönemde, eğer Allah'ın gösterdiği yola, Peygamberimiz (sav)'in gösterdiği yola uyulmaz ve bu konuya gereken ehemmiyet verilmezse bu, Allah Katında sorumluluğu çok büyük olan bir tutum olacaktır. Böylesine ehemmiyetli bir konuyu gözardı edip çözümü samimi imanın yerleşmesinde ve Hz. İsa ve Hz. Mehdi (as)'a hazırlık yapmakta aramayıp, bambaşka yollarda aramak, Allah esirgesin, umulmadık acı sonlara sebep olabilir.


Her yüzyılda müceddidler, mehdiler şahıs olarak geldi, bu yüzyılda şahsı manevi olarak geleceğini söylüyorlar.

Adnan Oktar’ın 26 Ağustos 2010 tarihli HarunYahya.TV röportajından
 


 

Peygamberimiz (sav)'in haber verdiği şekilde,


Tüm dünyada sellerle, depremlerle, salgın hastalıklarla, türlü felaketlerle yer yerinden oynarken;

Deccaliyet dinsizliği, inançsızlığı her türlü imkanı kullanarak yayarken;

İnsanlar Darwinizm, materyalizm ve ateizm gibi batıl ideolojilerin tahribatıyla kavrulurken;

Dünyanın dört bir yanında sürekli Müslüman kanı akarken, ticari olarak güçlenmekle, mimar, mühendis, doktor yetiştirmekle, daha varlıklı olmaya gayret etmekle, sadece genel kültür artırmaya uğraşmakla çözüm oluşmaz.


Elbette her Müslüman tüm bu sayılan alanlarda güçlü, varlıklı ve hakim olmak durumundadır, ama bunları yaparken Peygamberimiz (sav)'in gösterdiği yoldan yüzçevirirse, ahir zamanda olduğumuz gerçeğini unutmaya çalışırsa, Allah'ın iki bin yıl sonra elçisi Hz. İsa (as)'ı yeniden dünyaya göndermiş olmasının heyecanını yaşamazsa, Mehdiyet çağında olduğumuzun bilinciyle Hz. Mehdi (as)'a destek olmak için gayret göstermezse, Allah olumlu gibi görünen tüm bu gelişmeleri birer musibete çevirebilir.

Bu nedenle Allah'ın yüzlerce olayla açıkça gösterdiği gerçeği görmemek için, Peygamberimiz (sav)'in 150'den fazla gerçekleşen mucizesini anlamamak için çeşitli tevillerle Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın çağında olduğumuzu insanlara unutturmaya çalışmaktan, bilerek veya bilmeyerek bu hatanın içinde olanların vazgeçmesi şarttır. Müslümanları çeşitli tevillerle pasifize etmek yerine, Peygamberimiz (sav) ve büyük İslam alimlerinin müjdelerini herkese duyurmak, tüm İslam alemini bu büyük müjdeyle coşturmak, bu coşku ve heyecanı İslam dünyasının ve tüm insanlığın iyiliğine yönlendirmek her Müslümanın sorumluluğudur. Allah'ın izniyle, tüm dünya 10-15 yıl içinde Rabbimiz'in Nasr Suresi'nde haber verdiği müjdenin gerçekleştiğine şahit olacaktır. Bu güzel günler geldiğinde pişmanlık yaşamamak için herkesin vargücüyle Kuran'a ve sünnete tam bağlanıp, İslam ahlakının hakimiyeti için gayret etmesi gereklidir.

Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman,

Ve insanların Allah'ın dinine dalga dalga girdiklerini gördüğünde,

Hemen Rabbini hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile. Çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi, 1-3)
 

Masaüstü Görünümü