Harun Yahya

Hz. Mehdi (a.s.) Deccaliyetin İki Kolu Olan Yobazlık ve Dinsizliği İlmen ve Fikren Ortadan Kaldıracaktır


Peygamberimiz (s.a.v.) ahir zamanı anlatan pek çok hadisinde deccalin kıyametin en önemli alametlerinden biri olduğunu bildirmiştir. Hadislerde deccalin, insanlar arasında karmaşa ve huzursuzluğu yaygınlaştıracağı, kitleleri ahlaksızlığa ve kötülüğe sürükleyeceği, inkara ve isyana yönlendireceği, terörün ve şiddetin kaynağı olacağı  haber verilmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), deccalin insanları din ahlakından uzaklaştırıp, yeryüzünde büyük kargaşa ve zulme sürükleyen bu fitnesinin yobazlık ve dinsizlik olduğunu bildirmiştir. 

Hadislerde deccalin fitnesinin fikri zeminde etkisiz hale getirilmesinde ise Hz. İsa (a.s.) ile Hz. Mehdi (a.s.)’ın görevli oldukları anlatılmıştır. Hz. Mehdi (a.s.) Allah’ın varlığını ve birliğini tüm delilleri ile en güzel şekilde anlatacak, dinsizlikle fikri alanda en etkili şekilde mücadele edecek, insanları samimi imana davet için büyük çaba harcayacak ve gerçek din ahlakını tüm dünyada yerleşik kılacaktır.

“Şu muhakkak ki ahir zamanda mağrib memleketinin en uzak mevkiinden Hz. Mehdi (a.s.) denilen bir zat çıkacak. Ve ön tarafında kırk mil mesafe olarak yürüyecek. HZ. MEHDİ (A.S.)’IN BAYRAKLARI BEYAZ VE SARIDIR. İÇİNDE ÇİZGİLER BULUNUR. BAYRAKLARINDA ALLAH’IN İSM-İ AZAMI YAZILMIŞTIR. Onun bayrağı altındaki hiçbir birlik mağlup edilmez.” (İmam Şarani, Ölüm Kıyamet Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri Muhtasaru, (Tezkireti’l Kurtubi), s. 438) hadisinde açıklandığı gibi Hz. Mehdi (a.s.)’ın deccalin dinsizlik fitnesine karşı vereceği en etkili fikri mücadele yöntemlerinden biri imani eserler kaleme almasıdır.

Hadisteki  anlatımdan, Hz. Mehdi (a.s.)’ın kullanacağı “sarı beyaz bayrakların, bu bayrakların içindeki çizgilerin ve Allah’ın adının anıldığı yazıların” insanlara İslam ahlakını tebliğ eden kitaplara işaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu kitaplar beyaz sayfalardan oluşacak, sarı altın rengi süsleri olacak ve kitabın içinde de yazılar ve bu yazıları içine alan kenar çerçeveleri olarak kullanılan kenar çizgileri, resimler ve şekiller bulunacaktır. Ve Yüce Allah’ın adı kitabın her yerinde yazılı olacak; Allah’ın büyüklüğü ve yüceliği bu kitaplarda çok detaylı olarak anlatılacaktır. Ayrıca hadiste ‘bayrak’ benzetmesiyle anlatıldığı gibi, bu kitaplar adeta bir ordunun bayrakları, sancakları gibi, ulaştığı her yeri manen fethedecektir. Böylece Hz. Mehdi (a.s.) deccalin dinsizlik fitnesini yani ateistliği manen, kültürel açıdan ve bilgi yönünden mağlup edecek, Allah korkusu ve Kuran ahlakını tekrar hakim kılacaktır. Hz. Mehdi (a.s.) bu eserler ile dünyayı manen fethedecek ve İslam dininin tüm dünyada hızla yayılmasına vesile  olacaktır:

HZ. MEHDİ (A.S.) DÜNYANIN DOĞU VE BATISINI FETHEDİP İSLAM'I (İslam ahlakını) DÜNYANIN DÖRT BİR YANINA EGEMEN KILACAKTIR... Allah Teala insanlara öyle bir güç verecek ki, herkes olduğu yerde onun sözlerini duyacak ve HZ. MEHDİ (A.S.) İSLAM’A HAYAT VERECEKTİR... (Bihar’ul-Envar, c. 52, s. 279 ve c. 53, s. 12 İkmal’ud- Din, c. 2, s. 367)



Hz. Mehdi (a.s.) İmani Eserleriyle Önce Kendi Talebelerinin Hidayetine Vesile Olacaktır:

Ali b. Ebu Talib (a.s.) şöyle buyuruyor: “Hz. Peygamber (s.a.v.) uzun bir vasiyetinde bana hitaben şöyle buyurdu:

Ya Ali! İman açısından halkın en hayret verici olanları ve yakin açısından da en büyük insanlar, ahir zamanda gelecek olan kimselerdir. Onlar Peygamber (s.a.v.)’i görmemiş ve imam da (Hz. Mehdi (a.s.) da) onlardan gizlidir. BUNUNLA BİRLİKTE ONLAR BEYAZ SAYFALARA NAKIŞ OLUNMUŞ SİYAH HATLAR VASITASIYLA (YAZILI BELGELERLE) İMAN EDERLER.” (Men La Yehzuruhu’l Fakih, c. 1, s. 269) hadisinde dikkat çekildiği gibi ahir zamanda, beyaz sayfalara siyah harflerle kitapların basılacağı ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın talebelerinin de, Hz. Mehdi (a.s.)’ın öncülüğünde hazırlanacak olan bu eserleri okuyacakları haber verilmiştir. Ancak bu eserler sadece Hz. Mehdi (a.s.)’ın talebeleri tarafından okunmakla kalmayacak tüm dünyaya da yayılacaktır. Nitekim Peygamber Efendimiz Hz. Mehdi (a.s.)’ın tüm dünyayı ilmen fethedeceğini açıklamıştır.

Hz. Mehdi (a.s.), Allah’ın Varlığını ve Yaratılışı Çok Güçlü Delillerle Anlatacak, Dinsizler Ona Karşı Delil Getiremeyecektir

Hz. Mehdi (a.s.), Allah’ın varlığını, kainatın ve Yaratılışın delillerini Kuran ayetleriyle açıklayacaktır. Ahir zaman olaylarını çok güçlü delillerle insanlara açıklayıp ispat edecek ve yobazlar ve dinsizler başta olmak üzere hiç kimse onun bu delillerine karşı koyamayacaktır.

ŞEYH TUSİ’NİN GAYBET’İ: “HZ. MEHDİ (A.S.)’IN HAKİMİYETİ (OTORİTESİ) ALLAH’IN TÜM YARATTIKLARI HAKKINDAKİ DELİLLERİNDEDİR; BUNLAR ÖYLE ÇOKTUR Kİ, onun (Hz. Mehdi (a.s.)’ın) delilleri bütün insanlar üzerinde galip gelecek (etkili olacak, hakim olacak) ve kimsenin ona karşı getirecek bir gerekçesi (nedeni) olmayacaktır.” (Kitab-ül Gaybet, [Bihar-ul Envar, cilt 51], Ansariyan Yayıncılık, Derleyen: Muhammed Bakır el-Meclisi, İran-Kum, 2003, s. 70)

Hz. Mehdi (a.s.) Deccalin En Büyük Dinsizlik Fitnesi Olan Darwinizm ve Materyalizmi İlimle ve Fenle Yok Edecektir

KAİM (HZ. MEHDİ (a.s.)) DAHA SONRA SİZİN İÇİNİZDE GERÇEKLERLE ÇIKACAK; SİZE GERÇEKLERİ GETİRECEK VE DELİLLER İLE HAREKET EDECEK... (El-Sahife El-Mehdiye’den Seçme Dualar, Seyyid Murtaza Müçtehidi Sistani, s. 65, Al-Bihar 51: 131)

Hz. Mehdi (a.s.) İnsanlara Yaratılış Gerçeğini Fosillerle İspat Edecektir



“BİN YILDAN DAHA ESKİ İSKELET KEMİKLERİ, İMAM MEHDİ (A.S.) İLE KONUŞACAKLAR.” (Mikyaal al-Makaarem, c. 1, s. 223-224)

Hadiste verilen bilgi, Hz. Mehdi (a.s.)’ın fosillerle ilgileneceğini, Yaratılış gerçeğini fosillerle ispat edeceğini, bu eski fosillerle inkarı ve dalaleti; dinsiz, materyalist ve Darwinist sistemi ortadan kaldıracağını göstermektedir.

Hz. Mehdi (a.s.)’ın, materyalizmin ve Darwinizm’in geçersizliğini ispat ederken bin yıldan eski, yani milyonlarca yıllık fosilleri kullanacağı açıkça anlaşılmaktadır. Hadis, fosillerin adeta lisan-ı hal ile, “Hüccet Mehdi (a.s.), biz   Allah’tan bir deliliz; bizlerin evrim geçirmediğimizi, ilk yaratılıştan itibaren değişmeden aynısıyla kaldığımızı bizleri delil göstererek insanlara anlatabilirsin” diyeceklerine ve Hz. Mehdi (a.s.)’ın da, yer altından çıkan fosiller yoluyla bu gerçeği resim, yazı, kitap, video film ve belgelerle insanlara anlatacağına işaret etmektedir.

Hz. Mehdi (a.s.)’ın bir ismi de, “delil getiren” yani “Hüccet”tir. Mehdi (a.s.) ahir zamanda hüccet (delil) ile konuşacaktır. Allah ona bu imkanı verecek ve canlılara ait kemikler de Hz. Mehdi (a.s.) için birer delil (hüccet) olacaktır. Hz. Mehdi (a.s.) bu fosilleri, o devrin ateist, materyalist ve Darwinistlerine karşı, reddi mümkün olmayan kesin birer delil olarak kullanacak ve bu yolla Darwinistleri mağlup edip dinsiz materyalist sistemi tamamen ortadan kaldıracaktır.

Hz. Mehdi (a.s.) Deccalin Ordusu Olan Yobazlarla da İlmen Mücadele Edecektir

Hz. Mehdi (a.s.) bir taraftan Darwinizm ve materyalizm gibi akımlarla dinsizliğin savunuculuğunu yapanlarla fikri bir mücadele yürütürken, bir yandan da Müslümanlar arasında fitne fesat çıkarmaya çalışan yobaz zihniyetteki insanlarla ilmi bir mücadele içinde olacaktır. 

Bu sözde din alimlerinin Hz. Mehdi (a.s.)’a karşı çıkmalarının en önemli sebeplerinden biri ise, Hz. Mehdi (a.s.)’ın, Müslümanların manevi lideri olması durumunda, bu kimselerin halk arasında bir imtiyazlarının kalmayacak olmasıdır. Bu nedenle de Hz. Mehdi (a.s.)’a karşı öfkeleri o kadar şiddetli olacaktır ki, neredeyse onun şehit edilmesine fetva vermeye kadar yeltenecekler, ancak Hz. Mehdi (a.s.)’ın ilmi çok güçlü olduğu için buna cesaret edemeyeceklerdir:

ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’IN) AÇIK DÜŞMANLARI FUKAHA (FIKIH ALİMLERİ) OLACAK. ÇÜNKÜ HALK ARASINDA BİR İMTİYAZLARI KALMAYACAK. HATTA AHKAM HUSUSUNDA İLİMLERİ DE AZALACAK. Bu imamın (Hz. Mehdi (a.s.)’ın) gelişiyle alimlerin hükümlerdeki anlaşmazlıkları da giderilecek... ŞAYET ELİNDE  KILINÇ (İLİM) OLMASAYDI FAKİHLER ONUN (HZ. MEHDİ (A.S.)’IN) ÖLÜMÜNE FETVA VERİRLERDİ. Lâkin Cenâb-ı Hak, onu (Hz. Mehdi (a.s.)’ı) keremiyle ve kılınç (kardeşleriyle) ile tathir edecek (temizleyecek), ONLAR ONA (Hz. Mehdi (a.s.)’a) İTAAT EDECEKLERDİR. ÇÜNKÜ HALK ARASINDA İMTİYAZLARI KALMAYACAK, HATTA AHKAM HUSUSUNDA İLİMLERİ DE AZALACAK. Hz. Mehdi (a.s.)’ın gelişiyle alimlerin hükümlerindeki ihtilâflar da giderilecek. Ondan (Hz. Mehdi (a.s.)’dan) hem korkacaklar hem de birşeyler umacaklar. KALBEN ONDAN (HZ. MEHDİ (A.S.)’DAN) NEFRET EDECEKLER. FAKAT BUNA RAĞMEN İSTER İSTEMEZ HÜKMÜNÜ KABUL EDECEKLER. (Medineli Allâme Muhammed b. Resul el-Hüseynî el-Berzencî, Kıyamet Alametleri, s. 187, Pamuk Yayıncılık)

Ahir zamanın bu kutlu şahsı Hz. Mehdi  (a.s.)’ın çeşitli hurafeler, batıl inanç ve uygulamalara sahip olan yobaz çevrelerle de zorlu bir mücadelesinin olacağını Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hadislerinde çok açık olarak anlatmıştır.

“ÜMMETİMDEN BAŞI SARIKLI YETMİŞ BİN ALİM KİŞİ, DECCALE TABİ OLACAKLAR.” (İmam Ahmed Bin Hanbel, Müsned, sf. 796) hadisinde, deccale tabi olacak kişileri belirtirken, özellikle Müslüman ümmetinin içinden çıkacak olan ve kendini alim olarak gösteren kişilerden bahsedilmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.), bu hadisiyle, deccal taraftarı olarak tüm Allah dostlarına karşı faaliyet yapacak olan, din ahlakına en çok zarar veren başlıca grubun, kendini Müslüman olarak gösteren yobazlar olduğuna açıkça dikkat çekmektedir.





Sayın Adnan Oktar Deccaliyetin İlimle Etkisiz Hale Getirildiğini Şöyle Açıklamıştır:

ADNAN OKTAR: Dünyanın her yerinde İslam’da, Müslümanlıkta büyük bir uyanış var. Allah daha da arttırsın, inşaAllah; çok güzel bu gidişat, bayağı iyi, elhamdülillah, maşaAllah. Yobaz kafa ve gerçek Müslümanlık arasındaki fark çok iyi fark edildi, anlaşıldı. Bir ara Müslümanlığı kan döken, zalimlik yapan bir sistem gibi gösteriyorlardı. Baktılar olacak gibi değil. Çünkü biz çok güçlü karşı atağa geçtik, bu düşünceyi kazıdık. Gayet güzel bir anlatım tarzıyla doğrusunu anlattık, İslam’ın şefkat, merhamet ve sevgi dini olduğunu belirttik. Allah insanlara niye kan dökülmesini istetsin, niye acıyı istetsin, niye hürriyetlerinin yok olmasını istetsin, neden birbirlerini sevmenin kötü olduğunu söylesin? Yobazlık bunu söylüyordu. Yobazları biz kendi sistemleri içerisinde etkisiz hale getirdik. En önemli konu, deccaliyete karşı mücadele ederken, iki kolun ikisini de ilmen, fikren kırmaktır. Dinsizlik kolunu da kırmak, yobazlık kolunu da kırmak; biz her iki kolu da ilimle kırdık. Ayette Cenab-ı Allah; “Ebu Leheb’in, iki eli kurusun” (Mesed Suresi, 1) diyor. Biz deccaliyetin iki elini de kuruttuk, inşaAllah. Her iki eli de şu an mefluç vaziyette, felç oldu, inşaAllah. (31 Ağustos 2011 tarihli A9 TV sohbetinden)





Deccalin etkisi altında olan kişilerin belirgin özelliklerinden bazıları şunlardır:

* En önemli alametleri yüzlerinde nur olmaması; uğursuz bir yüz ifadelerinin olmasıdır. 

* Bakışları devrik ve nefret doludur. Mimikleri çok yapmacıktır. Sürekli kendilerini ön plana çıkartırlar. 

* Konuşmalarında bahsettikleri hiçbir konuda Allah’ı anmaz; Allah’ın yarattığını dile getirmekten itinayla kaçınırlar (Allah’ı tenzih ederiz). Konuşmalarında kaderden, cehennemden, cennetten bahsetmekten sakınır; bu konuları mümkün olduğu kadar anlatmak istemezler. 

* Bir konudan bahsederken, kendilerini müstağni görerek anlatırlar. Nezaketsiz ve her an tartışmaya hazır bir üslupları vardır.

* Sevgiyi, saygıyı, şefkati, merhameti bilmezler. 

* Azgın ve saldırgan tavırlarıyla dikkat çekerler.

* Çok bilmiş ve ukala bir tavırları vardır.

* Dini, bir meslek ya da bir itibar vesilesi olarak görürler.

* Arapça veya başka bir dil bilmeyen biriyle konuşurken, karşılarındaki kişinin ve halkın büyük bölümünün yabancı dil bilmediğini bildikleri halde, sırf bilgilerini gösterme ve sükse yapma amacıyla sürekli olarak yabancı dilde konuşurlar.

* Dedikoducu, sinsi, gizli kindar yapıları vardır.

* Estetikten, sevgiden, merhametten, şefkatten, güzellikten pek bahsetmek istemezler.

* Dinle ilgili konuları Kuran’la, hadisle, vicdanla değerlendirmezler. Yorumlarını ve değerlendirmelerini kendi kirli mantıklarıyla ve yetersiz akıllarıyla yapmaya çalışırlar. 

* Dinden uzak kişilere yaranmak, onların desteğini kazanmak için riyakarca konuşurlar. Samimi dindarlara karşı ise küstah ve saldırgandırlar. 

* Dünyanın geçiciliğinden pek bahsetmek istemezler. İnanmadıkları şeylere inanır görünürler. 

* Hizipçi, bölücü ruhları vardır. Bütünleştirici değillerdir. 

* Sadece dindar olmayan kişilere karşı saygılı davranırlar, sempatik görünmeye çalışırlar. Samimi dindarlara karşı da, küçümseyici, nezaketsiz tavırları vardır. Hasetliklerini, kıskançlıklarını gizlemeye çalışırlar, fakat açıkça belli olur. 

* Dindar olmayanlar böyle kişilere karşı çok itibar ederler, onları önemli görürler. Dindarlara saldırmada genellikle bu gibi kişiler kullanılır. Dindar olmayanlar, dine ve dindarlara saldırmak istediklerinde, bu kişileri maşa olarak kullanırlar. Onların da kendilerine gösterilen bu itibardan enaniyetleri daha da artar. 

* Detaylara girerek demagoji yapmada çirkin bir ustalıkları vardır. Devre ve şartlara göre, bukalemun gibi şekil değiştirirler. Dindar olmayanlar lehine, dindarların ise aleyhine demeçler vererek şirin görünmeye çalışırlar. Dinsizlerin elinin altında böyle bir ekip daima bulunur.

* Hz. Mehdi (a.s.) bu kişileri tek tek özellikleriyle tespit edecek ve onların yobaz düşüncelerini Kuran ve hadislerle ilmen yerle bir edecektir.





Hz. Mehdi (a.s.)’ın sürekli olarak Yüce Allah’ın kontrolünde olacağı,  Allah’ın Hz. Mehdi (a.s.)’ı vesile ederek çok etkili, asrı ve bütün dünyayı etkileyecek mükemmel kitaplar hazırlatacağı hadislerde müjdelenmektedir. Bu hadislerden biri şöyledir:

“Ebu Basir şöyle der, İmam Muhammed Bakır veya İmam Caferi Sadık aleyhisselam’dan naklen: “ONA (HZ. MEHDİ (A.S.)’A) İMAMETİ VEREN, ONA İLİM VE KİTAPLAR VERECEK VE ONU KENDİ BAŞINA BIRAKMAYACAK.”” (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 387)





Hz. Mehdi (a.s.), Kuran’ı ve Hadisleri Çok İyi Anlayıp Açıklayacaktır

Hz. Mehdi (a.s.)’ın yobazlar karşısındaki en etkili yöntemlerinden biri Kuran’ı ve hadisleri çok iyi anlayıp açıklamasıdır. Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadisinde çok veciz bir şekilde bu etkili ilmi mücadele şöyle haber verilmiştir.

 İkmal-i Din: Muhammed İbn-i Sinan’dan, Emir İbn-i Şamir’den, Cebir’den, Ebu Cafir (a.s.)’dan rivayet edilmiştir:

“YÜCE ALLAH’IN KİTABI HAKKINDAKİ BİLGİSİ VE O’NUN ELÇİSİNİN (S.A.V.) SÜNNETİ MEHDİMİZ (A.S.)’IN KALBİNDE BİR BİTKİNİN EN GÜZEL ŞEKİLDE BÜYÜYÜP YETİŞMESİ GİBİ GELİŞİR.” (Kitab-ül Gaybet, [Bihar-ul Envar, cilt 51], Ansariyan Yayıncılık, derleyen: Muhammed Bakır el-Meclisi, İran-Kum, 2003, s. 72)




Peygamberimiz (s.a.v.)’in hadislerinde verilen bilgilere göre, Hz. Mehdi (a.s.), hak dine karşı mücadele verecek olan deccali yenilgiye uğratacak ve onun kurmuş olduğu sapkın sisteme son verecektir. Hz. Mehdi (a.s.), tüm insanları Allah’ın Kuran’da bildirdiği hak dini yaşamaya davet edecek, deccalin ve onun inkara dayalı sisteminin ortadan kalkmasıyla birlikte insanlar akın akın din ahlakını yaşamaya yöneleceklerdir. Yeryüzünde Kuran ahlakı hakim olacak ve bu şekilde tüm insanlık barış ve esenliğe kavuşacaktır.




Hz. Mehdi (a.s.), Kuran’ın Doğru Yolunu ve Peygamberimiz (s.a.v.)’in Sünnet-i Seniyyesini İnsanlara Gösterecektir

Nechül Belağa’dan. İnananların Efendisi (s.a.v.) dedi ki: “Onlar yanlış yolları izleyerek ve yol gösterici gelenekleri terk ederek sağa ve sola gittiler... Ey insanlar, bu her vaadin gerçekleşeceği ve bilmediğiniz kişinin (HZ. MEHDİ (A.S.)) GELİŞİNİN YAKLAŞTIĞI ZAMANDIR. Dikkat edin, o zaman aramızdan çıkmış olan (HZ. MEHDİ (A.S.)), BU EN ZOR ZAMANLARDA AYDINLIK BİR IŞIKLA ONLARI AŞACAK...” (Kitab-ül Gaybet, Bihar-ul Envar, c. 51], Ansariyan Yayıncılık, Derleyen: Muhammed Bakır el-Meclisi, İran-Kum, 2003, s. 186)

Peygamberimiz (s.a.v.)’den rivayet edilen bu hadiste, Hz. Mehdi (a.s.)’ın gelişiyle birlikte insanlığın, onun Kuran’dan kaynaklanan nuru ve aklıyla aydınlanacağı; Hz. Mehdi (a.s.)’ın Allah’ın doğru yolunu, Kuran’ın güzelliklerini ve Resulullah (s.a.v.)’in sünnet-i seniyyesini insanlara göstereceği bildirilmektedir.

(Peygamberimiz (s.a.v.)’den rivayet olunan bu hadisteki “AYDINLIK BİR IŞIKLA” şeklindeki ifade belki de Hz. Mehdi (a.s.)’ın ve talebelerinin kullanacakları TELEVİZYON VE BİLGİSAYAR EKRANINA da işaret etmektedir.) (Doğrusunu Allah bilir.)




“Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler istemese de Allah, Kendi nurunu tamamlamaktan başkasını istemiyor.” (Tevbe  Suresi, 32) ayetinde Yüce Allah İslam ahlakını bütün yeryüzüne hakim kılacağını açıkça bildirmektedir. Deccalin yobazlık ve dinsizlik fitnesinin etkisi altındaki bazı kişiler, İslam ahlakının yeryüzüne yayılmasını var güçleriyle engellemeye çalışmaktadırlar. Ancak Hz. Mehdi (a.s.) ilmen deccalin hakimiyetini yıkacak dünyanın dört bir yanında insanların akın akın İslamiyet’i kabul etmelerine vesile olacaktır. İçinde bulunduğumuz yüzyıl Allah’ın izniyle İslamiyet’in şahlanacağı yüzyıl olacaktır. Allah, hak kitabımız olan Kuran-ı Kerim’de bütün müminleri bu vaadiyle müjdelemiştir.




Hz. Mehdi (a.s.) Ahir Zamanın Teknolojik İmkanları Vesilesiyle Yobazlık ve Dinsizliği Ortadan Kaldıracaktır

Hz. Mehdi (a.s.) teknolojinin bu nimetlerinden ve tüm imkanlarından yararlanarak insanlara hikmetli anlatımlarda bulunacak, onlara Kuran’ı ve hikmeti anlatacak, Darwinizm ve materyalizmin yıkıcı ve sapkın etkilerini fikren ortadan kaldıracak, yobaz çevrelerin hurafelerini yıkacak, bidatleri kaldıracak, insanların kendilerini geliştirebilecekleri, eksikliklerini giderebilecekleri ve güzel ahlak göstermelerine vesile olacak öğütlerde bulunacaktır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Mehdi (a.s.)’ın teknoloji vesilesiyle geniş kitlelere ulaşabileceğini şöyle haber vermiştir:

“ADALET VE EŞİTLİK GİBİ, İMAM MEHDİ (A.S.) BİLGİYİ BÜTÜN DÜNYAYA YAYACAKTIR.” (Bihar-ül Envar, Cilt 36, Sayfa 253) 

Bir başka hadiste Hz. Mehdi (a.s.)’ın televizyon, internet ve uydu yoluyla dünya çapında tebliğ yaparak, insanların hidayetine vesile olacağı ise şöyle bildirilmiştir:

Mehdi (a.s.), ALEVLİ HİDAYET MEŞALESİYLE ALEMDE DOLAŞIR ve salihler gibi yaşar. (el-Mehdiyy-il Mev’ud, c: 1, s: 281-282 ve 266 ve 300.) 

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in bu hadisinde bildirdiği “alevli hidayet meşalesi”nin televizyon, internet ve uydu üzerinden yapılan yayınlara işaret ettiği, Hz. Mehdi (a.s.) “alemde dolaşması”nın ise ancak yaptığı tebliğin, imani faaliyetlerin   televizyon, internet ve uydu vesilesiyle tüm dünyaya yayılması şeklinde olacağı açıkça görülmektedir. Tüm bu deliller ışığında, Hz. Mehdi (a.s.)’ın mükemmel tebliğini televizyon, internet ve uydu aracılığıyla dünya çapında gerçekleştireceği ve bu şekilde insanların hidayetine vesile olacağı anlaşılmaktadır. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.), Darwinist ve materyalist eğilimli dinsiz kimseler ile yine Darwinist ve materyalist eğitimin etkisi altında kalan  “imanları zayıf” ve “enaniyetleri güçlü” olan yobazların, Hz. Mehdi (a.s.)’ın bu tebliği karşında etkisiz kalacaklarını bildirmiş, Hz Mehdi (a.s.)’ın dinsizliği ve yobazlığı yaptığı ilmi kültürel faaliyetlerle tamamen ortadan kaldırarak dini tekrar özüne yani Kuran’a döndüreceğini müjdelemiştir:   

ALLAHPERESTLİK NEFSPERESTLİĞE ÇEVRİLDİKTEN SONRA HZ. MEHDİ (A.S.) GELECEK VE NEFSPERESTLİĞİ ALLAHPERESTLİĞE ÇEVİRECEK; KURAN, GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERE UYDURULDUKTAN SONRA HZ. MEHDİ (A.S.) GELİP GÖRÜŞ VE DÜŞÜNCELERİ KURAN’A UYDURACAK... (Nehc-ül Belağa, Feyz’ül İslam baskısı, s. 424, 425)





Bediüzzaman Said Nursi  Eserlerinde, Hz. Mehdi (a.s.)’ın Dinsizlikle İlmen Mücadele Edeceğini ve Dinsizliği Ortadan Kaldıracağını Bildirmiştir

Bediüzzaman, Hz. Mehdi (a.s.)’ın birinci vazifesinin, “maddiyyun ve tabiyyun taunu”nu, yani Allah’ı inkar üzerine kurulmuş materyalizm ve Darwinizm fikrini yerle bir ederek tam olarak etkisiz hale getirmek olacağını belirtmiştir:

Ve onun (Hz. Mehdi (a.s.)’ın) üç büyük vazifesi olacak:  Birincisi: Fen ve felsefenin tasallutiyle (tesiriyle)  ve MADDİYUN (materyalizm) VE TABİİYYUN (Darwinizm) TAUNU (salgınının),  BEŞER İÇİNE İNTİŞAR ETMESİYLE  (insanlar arasında yayılmasıyla), HERŞEYDEN EVVEL FELSEFEYİ VE MADDİYUN FİKRİNİ (Darwinist materyalist felsefeyi) TAM SUSTURACAK BİR TARZDA İMANI KURTARMAKTIR... (Emirdağ Lahikası, s. 259)





HZ. MEHDİ (A.S.) DECCALİN FİTNESİNİ İLMİ ÇALIŞMALARLA YOK EDECEKTİR

Peygamber Efendimiz Hz. Mehdi (a.s.) ile talebelerinin dinsizliğin ve yobazlığın beynini, yani fikir sistemini Kuran’la, bilimle, fenle, akılla, imanla yeneceklerini bildirmiştir. Hz. Mehdi (a.s.) Allah’ın izniyle inançta, fikirde galip olacak ve batıl düşünce, dalalet, Darwinist, materyalist, ateist fikir sistemi yok olup gidecektir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz Mehdi (a.s.)’ın deccaliyetin fitnesini ilimle ve fenle manen  öldüreceğini şöyle bildirmiştir: 

İmam Müslüm’in Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayet ettiği hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v.) birgün sahabelerine hitaben:

…BU MÜCAHİTLER O BELDEYE GELİP KONAKLADIKLARI ZAMAN SİLAHLA HARP ETMEZLER, OK DA ATMAZLAR. LA İLAHE İLLALLAHU EKBER DİYEREK TEKBİR GETİRİRLER. Bu tekbir üzerine şehrin iki tarafındaki surlardan biri düşer. Sonra ikinci defa tekbir getirirler. Akabinde şehrin öbür tarafı da düşer. Sonra üçüncü kez tekbir getirecekler. Bunun üzerine İslam ordusu için surlardan gedikler açılacak, onlar da hemen buralardan şehre girerek fethedecekler. (İmam Şarani, Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 445-446)

Kuran’daki bir ayette de Yüce Allah batıl sistemleri fikren öldürmeye dikkat çekmektedir:

“Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir....” (Enbiya Suresi, 18)

Sayın Adnan Oktar Müslümanın Mücadelesinin İlimle ve Fikirle Olacağını Şöyle Açıklamıştır:

MUHABİR: Evet, Hocam biraz terör hakkında konuşsanız, şu an Afganistan’da intihar saldırıları oluyor. İslam’da böyle bir şey var mı? İnsanların intihar edip de ben cihat ediyorum diye bir düşünceleri var. Böyle birşey var mı? 

ADNAN OKTAR: Bir kere intihar zaten haramdır. Bir insanı suçsuz ve haksız yere öldürmek, cehennemden hiç çıkmayacak şekilde cezaya mucip olan bir davranıştır. Kendini öldüren insan bir insan öldürmüş oluyor ve büyük bir harama girmiş oluyor ve mazaAllah tövbe etmeden de gittiği için, ömür boyu cehennemde kalması tehlikesi vardır. Onun için Müslüman kendini öldüreceğine kendini eğitir, çok kaliteli hale getirir. Bilgisini arttırır, sevgisini, şefkatini, merhametini, gücünü arttırır, gider insanlara tebliğ yapar. Gidip orada insanları bombalamaya ne gerek, git aralarına konuş, tebliğ et, İslam’ı anlat. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ilk zuhur yıllarında biliyorsunuz, kendini belli etmediği bir dönem vardı, yoğun olarak tebliğ yapıyorlardı, gizli gizli, sonra açık açık tebliğe başladılar. Hakaret gördüler, baskı gördüler, dövüldüler, sövüldüler, tecrit edildiler, ambargo uygulandı. Hatta o ülkeyi bırakıp hicret edip başka yere gittiler. Bu kadar zorluklar içerisinde tebliğ yaptılar. Müslümanlar da bu şekilde yapacak, tebliğ yapacaklar, anlatacaklar, asmayla, kesmeyle bombalamayla bu yolda faydalı olamazlar, bu yanlış, Kuran ahlakına da uygun değil. Akıllı, mantıklı hiç değil yani Kuran aklıyla, Kuran mantığı ile hiç uygun değil, çok yanlış.

Medrese açıyorlarsa çok güzel, maşaAllah. Dini imanı anlatsınlar, bilimden bahsetsinler. Darwinizm’in aleyhinde faaliyet yapsınlar, felsefeleri çürütsünler, Marksizm’e, Leninizm’e, faşizme, komünizme karşı ciddi bir ilmi faaliyet içinde olsunlar. Kültürlerini arttırsınlar. Çok şık temiz giyinsinler, güzel ahlakı etrafa yaysınlar. İslam böyle yayılır. Gidip garibanların, ilgisiz alakasız adamların ağzını burnunu kırmak, onları delik deşik etmek, bombalamak, bunlar İslam’da yok. Bunlar Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in hiçbir şekilde tasvip etmediği, Kuran’da olmayan, sonradan çıkarılmış, çirkin ve yanlış uygulamalar. Harama giriyorlar. Doğrusu o medreseleri güllük gülistanlık hale getirmek. Modern ve güzel medreseler kurmak, orada insanları eğitmek, aydınlatmak, değil mi? Sevgiyi, barışı, kardeşliği, sevecenliği, insancıl olmayı, yardımseverliği, kısaca güzel ahlakı anlatmak ve etrafa yaymak. Bombalamayla din yayılmaz, bilakis ters etki yapar. Terör tamamen zarar verir. Ama bu tarzda bir çalışma din ahlakını çığ gibi yayar ve her yere İslam ahlakının hakim olmasına sebep olur İnşaAllah. (Sayın Adnan Oktar’ın Afganistan Ayna röportajından, 12 Aralık 2008)

Masaüstü Görünümü